Canhıraş gördüğümüz rüyalardan uyanışlar ve bunun yanında yüzümüzde tebessüm ve mutlulukla uyandığımız rüyalar. Aslında gece boyunca uyurken gördüğümüz yüzlerce rüyanın en sonu hatırladığımız ve bizi etkileyen rüyalardır. Sonrasında gördüklerimizin ne anlama geldiğini anlamak için rüya tabirlerine bakar gelecek günlerde karşılaşabileceklerimizin muhasebesini yaparız.
Antalya’da yaşayanlar ve daha sonra şehrimize yerleşerek bizim ile aynı duygu ve düşünceyi paylaşan memleket insanları bugünlerde rüyalarında inanıyorum ki en çok gördüğü ve hatırladığı ve uygulamaya koymayı düşündüğü son hatırladığı kare Yayla Yollarına doğru çıkışıdır.
Yayla Kültürü Antalya ve Akdeniz bölgesinin olmazsa olmazı ve yaz mevsiminin en vazgeçilmezidir. Şehir merkezi ve merkez ilçelerdeki hava sıcaklığı yaylalara oranla daha sıcak ve nemlidir. Yaylada ise bu durum 5-7 derece fark eder. Yani insan bedeni vücut ısısının üzerinde bir harareti önlemek için yaylaları tercih eder. Yaz boyu yaylalarda kalmak sağlık açısından da önemlidir.
Yaylaları düşünmek iyi güzel ancak bir de o yüksek yollara, tepelere ulaşmak ayrı bir eziyet. Yıllarca Antalyalılar yaylalara çıkarken çektikleri işkence artık tarihe karıştı. Kim derdi ki bugün yayla yolları asfalt olacak, kaymak gibi yollarda gidip gelinecek ? Son yıllarda özellikle Antalya’da Büyükşehir Belediyesi ve merkez ilçe yerel yönetimleri tarafından yürütülen ‘Yayla Yolları asfaltlama’ çalışması sonrasında çağdaş ve modern yollara kavuşulmuş yollara çıkmak bayram kortejini izlemeye çıkmak gibi bir durum olmuştur. Tangur tungur yollardan bugün daha modern yollara dönüşen yayla yolları artık daha yüksek nüfusu ağırlıyor, yollardan geliş gidişlerde daha çok araç yoğunluğu yaşanıyor.
Yurt dışına çıktığımızda uzak köy yollarına imrendiğimiz yıllar artık geride kaldı.
Bizim de en uzak mahalle ve yayla yollarımız kaymak gibi, modern ve çağdaş.
Yıllar önce Antalya’da yolların bu seviye ye geleceğini rüyamda görsem inanmazdım.