Adam oğluna hep sen adam olamazsın dermiş.
Oğlu da; “İleride nasıl bir adam olduğu mu sana göstereceğim” der dururmuş.
Aradan yıllar geçmiş.
Delikanlı süt satmış, inek sağmış, yoğurt satmış, şoförlük yapmış, ama okumayı bırakmamış ve bir ile vali olmuş.
Vali olduğu ve göreve başladığı gün yardımcısına emir vermiş, “Git falan köyde bir adam var onu alın getirin” demiş..
Vali yardımcısı gitmiş valinin babasını apar topar alıp getirmiş, valinin makamına çıkarmış.
Babasının odadan içeri girmesiyle oğlu; "Baba bana adam olamazsın diyordun, bak ben vali oldum” deyince, baba; "Oğlum ben sana vali olmazsın demedim ki, adam olamazsın dedim, adam olsaydın babanı ayağına getirmezdin” diye lafı yapıştırmış.
…
Ben bu hikayeyi çok severim, hikaye gibi olsa da aslında bir tapınak yazısı gibidir..
Çok büyük anlamı vardır.
Şan-şöhret sarhoşluğuna kapılıp kibirli davrananların, sonradan görmelerin, ezik büyüyenlerin, bu sözü aklından çıkartmamaları gerekir!..
…
Peki, ben bu hikayeyi neden yazdım.
Yerel yönetim seçimlerinden yeni çıktık.
Yaşadığımız kenti beş sene idare edecek yöneticileri seçtik.
Hayırlı uğurlu olsun.
Bir emekli belediyeci ve harita mühendisi olarak yaşadığım ilçenin 20 senelik başkanının Büyükşehir’e aday yapılması üzerine, 20 sene boyunca gördüğüm hataları ve yasa dışı eylemleri bu sayfalarda paylaştım.
Kim gördü, kim okudu, kim dikkate aldı, inanın hiç umurumda değil.
Yazmamdaki sebep, inançlarım ve düşünen insan çoğunluğuna katkı koymak.
Ne kadar düşünen insan yarattım bilemem, ama bildiğim ve gerçek olan hizmetini ve yaşamını beğenmediğim kişinin Büyükşehir Başkan'ı olması.
İsterim ki, beni mahcup etsin.
Bütün seçim takvimi boyunca anlatmış olduğu hayat hikayesi ve siyasetteki yaşantılarında hep sevgi-saygı ile bahsettiği ve kendisini CHP’ye çağıran sayın Deniz Baykal’a seçimden sonra, hasta haliyle hayırlı olsun ziyaretinde, Baykal'ın konuştuğu sırada yapmış olduğu hareket ne yazık ki, videolara ve paylaşımlara düştü.
Demek ki yanılmamışım.
Adam olmak; insan olduğunu unutmamak ve karşındakinin de bir insan olduğunu aklından çıkarmamaktır..
Karşındakinin yerine kendini koyabiliyorsan, adam oluyor ve kendine yakıştırmadığın sözleri başkasına da söylemiyorsan bir anlamın var, yoksa beğenmediğinden farkın kalmıyor hayatta.
…
Halk hareketleri doğa felaketleri gibidir.
Tarihini, şiddetini, hızını ve mevsimini kestiremezsiniz…
Belki yarın belki de yarından yakındır.
İnsan doğası gereği eleştirilmedikçe hep doğru yaptığına inanır.
Bazen düşüncesinin körü olur, bazen de ideolojisinin esiri.
Bunu genellikle hatırlatan da muhalif olanlardır.
Bazen bir söz, bir resim, bir heykel, bir müzik, bir çevre hareketi ve çekilen bir video bir anda her şeyi değiştirebiliyor.
Sevgi ile…