İçerden bir feryat: Mızrak çuvala sığmıyor
Ülke olarak zor bir süreçten geçtiğimiz bu dönemde; devlet olarak dışarda yedi düvele karşı verilen yaman bir mücadele varken, büyük Türkiye’nin temellerinin atıldığı bağımsızlık mücadelesinin yeniden verildiği bu zamanda göz ardı etmememiz gereken bazı konuları da dikkate sunmak gerekiyor.
Zira bu mücadeleler verilirken yerelden genele doğru yaşanan olumsuzluklar Türkiye’nin 2023 hedefini tehlikeye sokuyor.
Şöyle ki, bazı kurum ve kuruluşlarda hükümetin yönetim erkinin tecellisi olarak atanan yönetici ve bürokratların liyakatsizlikleri, yetersizlikleri, bazen de kasıtları, özellikle çalışan kesim üzerinde ciddi travmalar oluşturabiliyor. Yapılan yanlış uygulamalar, ortaya konan yönetim şekli ve ben yaptım oldu mantığı ve hukuk tanımazlıklar, ya vatandaşları mağdur ediyor ya da çalışanı da devletine ve hükümetine küstürebiliyor.
Pek çok kurumda benzerlerini görebileceğimiz siyasetin atama biçimi bir kuruma mercek tuttuğumuzda daha net anlaşılacaktır.
Sağlık Bakanlığı, ülkemizde yapılan yatırımlarla, verilen hizmetlerle hükümetin en önemli icracı kurumu olarak göz doldururken, hele hele pandemi döneminde dünyaya da örnek gösterilebilecek bir performans ortaya koyarken, yerelde yönetici atamalarındaki basiretsizlik, liyakatsizlik vatandaşa da çalışana da olumsuz olarak yansıyabiliyor.
Yerel siyasetin atamalardaki rolü, yeni sözleşme döneminde listeler yapılırken, senin yakının, benim yakınım, falanca vekilin olmazsa olmazı, falanca yönetim kurulu üyesinin karısı, bu listede bu olmazsa olmaz “adamcılığı” zaten yönetim zafiyeti gösteren hastanelerde, huzursuzluğu had safhaya çıkarıyor. Mağdur edilmiş, mobinge uğramış, yerinden sürülmüş, çalıştığı birimde pasifize edilmiş yüzlerce çalışanı adeta mesleğe küsme noktasına getiriyor.
Daha net anlaşılması açısından somut örneklerle devam edelim. Hastanelerde hemşire sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeli sıkıntısı had safhadayken, nöbetler nedeni ile çalışanların aile bütünlüğü yara almaya başlamışken, Antalya İl Sağlık Müdürlüğünde 600 civarında çalışan bulunabiliyor. Antalya ölçeğinde bir Sağlık İl Müdürlüğünde hizmetlerin aksamaması için çalışan personel 300 civarı olması gerekirken, işini bilen liyakatli personelle bu hizmetler aksamadan devam edebilecekken kurum, on yıllar öncesinde benzerlerini gördüğümüz ve yeni hükümet sistemi ile değişmesi adına çaba sarf ettiğimiz “çiftlik” anlayışına dönüşebiliyor. Ve bu kurumun baş idarecileri siyasetin gözdesi ve vaz geçilmezi olabiliyor.
Başka somut bir örnek verelim:
Bu kurumda bir muhasebe yetkilisinin hangi şartları taşıması gerektiği yönetmeliklerle, şartlarla teamüllerle belli olmasına karşın, bu vasıfları taşımayan daha önce bu birimde çalışmamış ama falanca kişinin yakını vasfı ile o birimde yönetici olabiliyor.
Niçin?
Başhekim, Başhekim yardımcılığı, Müdür, Müdür yardımcılığı, görevlerini ifa eden ve bu görevlerinde başarısız olmuş pek çok yönetici değerlendirme kriterleri ve yönetici olarak bulundukları işletmelerde aldıkları puanlarına bakılmaksızın senin adamın benim yakınım mantığı ile yeni dönemde yerlerini koruyabiliyor.
Çalışanlarına zulmeden kapısından insanları ağlatarak döndüren biriminde ve hastanesinde şirret denebilecek ve hatta hastalık derecesinde zafiyetler ortaya çıkaran bir yönetici, falanca vekilin olmazsa olmazı olarak listelerde taltif edilebiliyor.
Niçin?
Ehliyetin, liyakatin ve emanetin esas alınması gerektiği söylemlerle dile getirilirken ehliyetsiz ve liyakatsiz yöneticilerin hak hukuk tanımazlığı yüzlerce kez şikayet edilmesine karşın bir karşılık bulmuyor, bulamıyor. Yapılan şikâyetler açılan soruşturmalar bir sihirli el tarafından usta bir manevra ile karşılıksız bırakılabiliyor. Bakanlıktan istenen müfettişlerin çözebileceği yanlışlar ve hukuksuzluklar bu vesile ile akim bırakılıyor.
Pek çok yanlış ne yazık ki hem çalışan hem de vatandaş üzerine tamiratı pekte kolay olmayacak biçimde yansıyor ve hükümetin 2023 vizyonuna bu yöneticiler tarafından darbe indiriliyor. Tüm bu olumsuzlukların çözümü için Yöneticilerin ve Siyasi erkin elinde bir fırsat var. Hadi gelin Adalet ve liyakat temelli bir değişim yaşayalım.