31 Mart Yerel Seçimlerini geride bıraktık..
Ama belki de bu seçimlerde en çok tedirginliği, belediye personelleri yaşadı..
Sadece Antalya değil, Türkiye genelinde böyle bir hava hakimdi..
Özellikle el değiştiren belediyelerde tedirgin bekleyiş devam ediyor..
Her seçim döneminde "ekmek parası" uğruna cansiparane çalışan işçilerin bu tedirginliği bir vatandaş olarak beni de vicdani sorumluluğa itiyor..
Belediye başkanları tabii ki, göreve geldiklerinde kendi ekibini kurmak ister bu da en doğal haklarıdır..
Yönetici kadrosunda belediye başkanları özgür olmalı..
Fakat işçi ve memur kadrosuna dokunmamalılar..
Bunun da en iyi çözümü KPSS ile işe alım sağlamak..
Bu yöntem birçok söylentinin ve mağduriyetin önünü kesebilir..
Her departman belirli bir puan belirleyip işe alım sağlarsa hem bilgi birikimi yüksek, hem de vasıflı insanlar hizmet eder..
Hele ki, Türkiye'de işsiz mezunlar giderek artıyorken, bu sistem gençlere de yaramış olur..
Hak etmeyen de bazı görevlerde bulunmamış olur..
Belediye çalışanları siyasi amaç gütmeden, kente hizmet etmek için çalışmalı, bunu sağlayacak olanlar da belediye başkanlarıdır...
Türkiye'de özellikle belediyeler istihdam kapısı olarak görülüyor..
İşsizliğe çözüm bulmak için kente hizmet etmek için çalışmalıyız..
Bunun A Partisi B Partisi yok, göreve kim gelmişse bütün sorumluluğuyla bu bilinçle hareket etmelidir..
Vicdani rahatsızlığım ve sorumluluğum gereği mevcut belediye başkanları ve yeni seçilen belediye başkanlarından naçizane bir isteğim var, "İşçiye, memura dokunmayın. Kente hizmet için çalışın."