Geçtiğimiz gün oynanan Antalyaspor-Fenerbahçe maçını izlemek için basın tribünündeki yerimi aldım. Önümde not kağıtlarım maçla ilgili notlarımı alırken koridordan bağırma sesleri duydum. Maçı bırakıp koridora gitmek istemiyordum fakat sesler gittikçe daha çok yükseliyordu. Koridora yöneldiğimde karşımda Beşiktaş ve Galatasaray'da yıllarca top oynamış, şampiyonluklar kazanmış Ayhan Akman'ı güvenlik görevlilerine bağırırken gördüm. Şaşkınlıkla etrafı süzerken olayı anlamaya çalışıyordum. Olayın haklı tarafını bulmak dışında bir sporcunun hele ki Türkiye'de iz bırakmış bir sporcunun bu tarz davranışı göstermesi bir futbolsever olarak üzücüydü. Ayhan Akman haklı ya da haksız, orada maçın güvenliğini sağlayan emekçi insanlara bu şekilde davranmamalıydı. İnsanların gözündeki sporcu profilini zedelememeliydi. Olay sonradan anlaşıldı. Ayhan Akman'ın akreditesi olmamasına rağmen basın tribününe girmek istemiş ve güvenlik görevlileri de işini yaparak bu durumu engellemeye çalışmış. Şimdi gelelim çıkarım yapmaya; Bu ülkenin futbolundan ekmek yiyen ve futbolseverler tarafından takdir gören eski futbolcularımız, hakemlerimiz biraz olsun hareketlerine dikkat etmeli. Futbol oynarken sahada, futbol hayatı bitince televizyon ekranlarından tonla para kazanıyorsa öfkesini kontrol etmeyi bilmeli. Evine ekmek götürmek için saatlerce ayakta duran insanları hor görmemeli. Ben o güvenlik görevlilerin halini görünce üzüldüm. Umarım Ayhan Akman da sonradan pişman olmuştur.
LİG DEĞERLENDİRMESİ
Eğrisiyle doğrusuyla ligimizin ilk yarısı bitti. İlk yarı boyunca tartışılan konuların en başında Video Yardımcı Hakem (VAR) Sistemi geldi. Şunu anlamakta güçlük çekiyorum, insanları acaba ne olursa mutlu edebiliriz? Ufak tefek hataların olması bile insanları çıldırtmaya yetti. Hele televizyon programlarında insanları holiganizme yönlendiren yorumcular oldukça işimiz zor. Futbol açısından baktığımızda ligin göze çarpan takımlarının başında Antalyaspor geliyor. Daha ligin ilk maçında İstanbul'da Beşiktaş'ı devirerek dikkatleri çekmişti. Sonrasında da sonuçlar iyi gidiyor ama yönetimsel bazı sıkıntılar çekiyordu Antalya. Başkan değişti, eski başkan Ali Şafak Öztürk tekrar başkanlık koltuğuna oturdu ve bu değişim takıma ayrı bir heyecan katmaya başladı. Artık hedef belirlenmişti. Avrupa hedefi konuldu. Görünen o ki Antalyaspor hedefine ulaşacak. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin durumu ise Türk futbolunun geldiği noktayı özetler gibiydi. Özellikle Fenerbahçe yanlış transfer ve yanlış teknik kadronun kurbanı olarak ilk yarıyı kümede tamamladı. Başakşehir yıllardır artan form grafiğini bu sene daha da arttırmış gibi ve şampiyonluğun en büyük adayı konumuna geldi. Anadolu kulüpleri biraz daha doğru yönetilmeye başlandı. Ligimizde her takım, her takımı yenecek durumda. Tek dileğim ligin ikinci yarısı başladığında insanlarımızın kaybettiği futbol heyecanının tekrar doğmasıdır.