Üç haftadır etkinlik sayfamıza “Vizyonda Bu hafta” köşesi de ekleyerek vizyona giren filmler hakkında sizlere bilgiler vermeye başladık.
İletişim fakültesi mezunu olmamın da etkisi olsa gerek sinemaya sadece bir eğlence aracı olarak bakmam. Sinema sanatsal işlevinin yanında dev bir endüstriye dönüşmüş bulunmakta. Endüstriye dönüşen, çok yüksek rakamların harcandığı gişe filmlerinde sanatsal işlev ne kadar ilk amaç oluyor veya sinemanın bu işlevi ne kadar yerine getiriliyor? Çok derin bir konu ilk haftadan bu kadar derine dalmak istemem.
Vizyonda Bu Hafta köşemizde her hafta bir filmin değerlendirmesini de içeren bir köşe hazırlamak için Mall Of Antalya ile bir görüşme gerçekleştirdim. Sağolsunlar onlar da bu fikri çok beğendiler. Her hafta Mall Of Antalya sinemalarında vizyona giren filmleri takip ederek sizlerle vizyondaki filmler hakkında sohbet ediyormuşcasına paylaşımlarda bulunacağım.
Bu hafta vizyona giren filmleri hazırlarken köşe yazmak için hangisini izlerdim diye bir düşündüm, Açık Deniz: Kafes Dalışı ilk dikkatimi çeken film oldu. Özellikle de afişindeki köpekbalığı resmi. Köpekbalığı üzerine kurulmuş korku filmleri bin nesli denizde yüzerken şizofreni yaptı. Benim gibi ileri düzeyde paronayaklar da oluştu bu filmler yüzünden. Son zamanlarda bu korkumu, uzman bir kişiden bilgiler alarak yenmişken, yeni yeni yersiz korkularım olmadan denizde rahat rahat yüzmeye başlamışken, Açık Deniz: Kafes Dalışı filmini izler miyim? Vizyonda Bu Hafta Köşesi için tabii ki de yaparım bunu.
Haftaya Açık Deniz: Kafes Dalışı filminin değerlendirmesi ile görüşmek üzere, sinemalı günler diliyorum.