Çocukken çocukluğumuzu bilmemişiz, eğer çocukken çocuk olduğumu bilsem zamanı hemen durdurmak isterdim mesela...
Zaman durunca ne güzel tek derdim, dizlerimde kabuk bağlayan yaralar, bisikletimin patlak tekeri ve yarına yetişmesi gereken ancak son dakikada yaptığım ödevlerim olurdu.
Bir de Naciye teyzenin bahçesine kaçırılmaması gereken topum...
Çocuklukta garip bir şey vardı, hayal gücüm çok daha genişti sanki, yapmak istediklerim, hayallerim daha bir başkaydı hani derler ya toz pembe hayaller...
Biz mahallede maç yaparken bile hayal ile maç yapardık, birimiz Gulit olurdu birimiz Van Basten bir diğerimiz Maradona...
Maradona gidiyor, Maradona defansı geçti, Maradona, Maradona golll....
Hem oynardık hem kendimizi büyük futbocular sanardık...
Sahi mahalleden neden büyük futbolcular çıkmasın ki...Çıkmadı işte, büyüdükçe sınavlar başladı, bir sürü yarış, Anadolu Lisesi sınavları onlar bunlar...
Büyüyünce ne olacaksın soruları karşısında birer birer yitip giden hayaller...
Şunu olucam deyince bravo sana denilen , şunu olucam deyince aman napacaksın iş bulamazsın sen en iyisi şunu ol denilen cevaplar...
Çocuktuk işte, ne biliyim..
O zamanlar neye yetenekli olduğunu da bilmiyor ki insan...
İnsan çocuk olduğunu bilmiyor yeteneğini nereden bilsin...
Böyle geçti zamanlar işte, okullar sınavlar, onlar bunlar, derken büyüyüvermişiz...
Ne oyuncaklar kalmış geride ne de küçük mutluluklar...
Ancak yine de bizler mutlu çocuklardık, bir Sokar balığı yakaladık mı eve uçarak dönerdik, ramazan geceleri Teravi namazından sonra dağıtılan lokumları yerken ,birbirimize bakar gülerdik, en çok lokumu alan en başarılı sayardı kendini...
Şimdi bakıyorum şöyle geçmişe, eksik kalmış bir çocukluk görüyorum...
Birden atıverdiğim kahkahaların altında eksik kalan çocukluğumun hüznü gizli belki de bilmiyorum...
Ya da arkadaşlarıma yaptığım unutulmaz muzip şakaların hala var olması da biraz çocukluğuma bağlı sanki...
Çocuk değilim belki ama çocuk ruhluyum, beden büyüyor ruh aynı kalıyor, e böyle olunca da ne verilen bir selamın hesabını yapabiliyor insan ne de gitmesi gereken yolların...
İşte doğuyoruz, büyüyoruz, yaşıyoruz ve ölüyoruz...
O yüzden çok iyi bilmek gerek çocukluğun kıymetini, her insan iki defa çocuk olmaz ki, o yüzden iyi yönlendirilmeli çocuklar, Annelerin Babaların olamadıklarını değil kendi hayallerini gerçekleştirebilmeli bütün çocuklar
Doğanın içinde büyümeli, düşmeli ve kendileri kalkmalı, kendi güçlerinin farkında olmalı bütün çocuklar...
Yok mudur o muhteşem şarkı...
Çocuklar düşe kalka oynaya güle bir gün gelip büyüyecek yürüyecekler...
Evlerin yollarında kentlerin yollarında bir gün gelip yürüyecek büyüyecekler...