Bizim buralarda kasıma kadar denize girilir, balığa gidilir...
Balık Mevsim açıldı mı kimsenin teknesi yoksa bile altı kişi birleşir, tekne kiralanır, tutulan balıklar öyle ayrı sepetlere atılmaz, ayrı sepete atan adam hemen mimlenir, en son balıklar paylaşılır, önce en büyük balıklar ayrılır, kim ne kadar tutmuş olursa olsun, herkese önce büyük balıklar pay edilir, herkes balık yesindir amaç...
Eve balıkla dönsün herkes yeter ki...
Ama tutamayanla da o an için dalga geçilir...
Hele bir de barbun çıkmışsa, paşa pantolon hem de, hemen bir muhabbet başlar, işte kızartması güzel olur ama sağlıklı yaşam için ızgara yemek lazım derken bir de tekneye ayrılan balık vardır...
Hemen o anda deniz suyuyla temizlenir, piknik tüpünün üzerinde kızan yağa, unsuz atılır barbun, cossssss diye bir ses çıkar...
Elbette hemen denizin üstünde yenir...
Çay bardaklarındaki rakısını bir yandan yudumlarken birileri salatayı yapar,
Balıklar gelir artık masaya Hocam...
Teknede çalan radyonun 60 lı yıllarıdan 2000 lerin sonlarına kadar seslendirdiği şarkılarda birileri eskilere dalar, birileri hayaller kurar, bir diğeri ağlar...
Yavaş yavaş saat akşam beşe gelir...
Ah o yok mu o beş...
O beş yok mu beş.. Eve dönme saati...
Sorumlulukların saati...
Kimse denizi bırakıp gitmek istemez aslında da ayrılık saatidir o beş...
Bana da Yatılı okurken Annemle Babamdan ayrılma saatimi aklıma getirir..
Tekne limana gelir...
Balık çıkmışsa herkes mutlu..
İlk defa balığa gelenlerin evdekilere yazdığı bir mektuptur aslında ellerdeki torbalar...
Evet balık tuttum, gidip balıkçıdan almadım demenin kesin bir kanıtıdır o içinde balık olan torbalar...
Bizim buralarda Akdenizlilik varya hani...
Balığın önemi başkadır...
Sadece yemek için değildir balık burada...
Paylaşmaktır...
Rakıyı paylaşmak, şarabı paylaşmak yav meyve suyunu paylaşmak, suyu paylaşmaktır...
Şimdiler de gidemiyorum balığa...
Çok özledim...
Balık tutmayı değil, balık dostlarımızın bize yarattığı paylaşımı özledim...
Denizi özledim...
En son kocaman bir balık yakalamışım...
Aldık tekneye...
Herkes alkışlıyor...
Kendini bir şey zannediyor insan...
Balık bana melul melul bakıyor...
Senin ne işin var burda, özgürce gezerken sularda neden ben diyor, senin ne işin var burda gibi geldi gözleri...
Saldım usulca o büyük balığı suya...
Sonrasında yiyeceğim kadar...
Devam barbuna...
Özledim Denizi...