Halk otobüsünün en arkasındaki koltukların iki önünde camdan dışarıyı seyrederek gidiyordum.
Kafamı cama dayıyor, otobüsün hareketleriyle kafamı camdan çekiyor, uzun ve sivri alnımın camda bıraktığı izden hayalimdeki ancak henüz gidemediğim ülkelerin haritalarını ayrı ayrı yerlere çizip oradan oraya gittiğimi düşünüyordum...
Otobüse bindiğimde oturacağım yere giderken arkamda oturan yaşlarını 65 ile 70 yaş arasında tahmin ettiğim iki kadını görmüştüm.
Kadınların sesleri kafamı dayadığım camdan sağ kulağıma doğru öyle net geliyordu ki bütün konuşulanlar beynimin içinde yankılanıyor, gitmek istediğim ülkelerin sınırlarına koyulmuş bekçilerin düdükleri gibi kulaklarımda çınlamalar yaratıyordu...
Oğlanı evlendirdik biz de diyordu kadın, falancaların filancalarından, kız çalışıyor mu diye soruyordu diğer kadın, bir otelin ön muhasebesindeydi ancak sezon kapanınca işten çıkardılar diye yanıt veriyordu diğer kadın.
Kız işten çıkınca biz destek oluyoruz, her şeylerini biz yaptık ama çok yoruldum, şimdiki gençler de bir şey beğenmiyor ki diye ekliyordu,sonra da zor bu işler zor diye hayıflanıyordu sonra tekrar soruyordu, siz ne yaptınız kızı, okulu bitirdi mi, bitirecek bu sene çok zor yarı burslu kazandı, yurtta kalmam dedi, gittik ev tuttuk bu sene bitirsin diye dua ederken nişanladık bu sene, oğlan tarafı zengin babası mobilyacı, oğlan da babasıyla çalışıyor, her şeyi düzdüler evi var oğlanın, arabası var, ortak arkadaşları tanıştırmış gönülleri düşmüş birbirlerine, biz de gençler birbirini sevdikten sonra ne diyelim , vallahi gençlere saygı duymak lazım ama aile çok iyi diyordu kadın...
Diğer kadın sürekli onaylıyordu, tüm bilirkişiliğiyle tabi tabi aile önemli dedi sonra devam etti; Benim oğlanın eski nişanlısıyla mobilya alırken bir tartışma çıktı, şunu siz ödeyeceksiniz bunu biz diye tam anlaşmışken, dünür dönüp te benim oğlana ne desin,benim kızım bu mobilyalara mı layık alın başınıza çalın , mobilyacı da attık nişan yüzüklerini, çıkar kızım çıkar yüzüğü dedi geline, ay kız da çıkarmasın mı, döndüm oğlana çıkar sen de dedim, oğlan demesin mi anne ben seviyorum diye, ne seveceksin oğlum dedim böyle insanlar sevilir mi, çıkar diyorum sana dedim de, şimdi diyor anne haklıymışsın...Ah ah neler gördük komşum biz, yuvasını yapana kadar çocukların ömür geçiyor işte, doğur, büyüt, okut, evlendir...Gelip geçti ömür işte...
Otobüs arada bir kasislerden geçiyor, uykuya dalmak isteyen gözlerim açılıyor, cama dayadığım alnım biraz acıyor,ancak kadınların konuşmaları kesilmeden devam ediyordu...
Haklısın vallahi diye devam etti kadın, benim ortamcanın kınası olacak haftaya, illa diyor otelde yapalım, kızım dedim ne gerek var, apartmanın bahçesine çağırırız arkadaşlarını, sen misin diyen, kıyamet koptu evde, neymiş de elalem ne dermiş, apartman bahçesinde kına mı olurmuş, rezil olurmuş arkadaşlarına, sorma komşum e gittik tuttuk artık oteli, birisi bitmeden diğeri başlıyor, Allahtan oğlanın hali vakti yerinde, kayınpederi evlenince düğün hediyesi araba verecekmiş, benim gelinim filancaların gelini nasıl gider otobüsle işe diyormuş, ya komşum işte böyle gönlü zengin insanlar da var, çok iyi insanlar dünürlerimiz çok...Aman bahtları güzel olsun da biz nasıl evlendik iki kilim bir bohça diyordu diğer kadın, ne gördük ki kocadan deyip kahkaha attılar..Diğer kadın öyle öyle valla deyip gülmeye devam etti...
Bu arada alnım camda değişik ülkelerin sınırlarını çizmeye devam ediyordu, bir sağa bir sola oynayan kafamdan çıkan izler biraz sonra kayboluyor, burnumdan çıkan sıcak nefesimin soğuk otobüs camında bıraktığı buğu alnımdan kalan izleri tamamlıyordu...
Ön tarafta birden sesler yükseldi, çıkan tartışmanın nedenini sonradan anladım, kadının kucağındaki çocuk ayaklarıyla öde oturan adamın koltuğuna vuruyormuş, adam dönmüş kadın çocuğunuza sahip olun demiş,kadın da nasıl sahip olayım üç buçuk yaşındaki çocuğa anlayışsız insan diyordu en son, kapa çeneni, sen kapat sesleri arasında tartışma sona ererken, ineceğim durağa yaklaşıyordum, paltomun önünü ilikledim, oturduğum yerden kalkıp, otobüsün kapısındaki demirlere tutundum, durağa doğru yaklaşırken son kez arkamdaki kadınlara baktım...İkisi de yorulmuş diğeri camdan dışarıya öteki de otobüsün zeminine dalmış gitmişti...
Durağa geldik...
İndim...
Tek ben inmiştim o durakta...
Sonra Otobüs o davudi kalkış sesiyle hareket etti...
Bir süre otobüsün arkasından baktım...
Sonra ellerimi cebime sokup yürümeye devam ettim...
Soğuktu hava o akşam,ama yürümek güzeldi...