Feodalite halkın belirli sınıflara ayrıldığı bir sistemdir...Avrupada ortaya cikmistir.
Örn:
Asiller
Din Adamları
Burjuvalar,köylüler,köleler...
v.b...
Bu sistem topragi isleme hakkını soylulara ve asiller sınıfına verir.
Bunun en büyük nedeni ise Roma İmparatorlugunda yasanan ekonomik bunalim sonucu merkezi otoritenin sarsilarak tum bolgelerde yonetme hakkının derebeylerine yani toprak ağalarına gecmesidir.
Yani yukarida bahsettigim soylu ve asil olarak adlandirilan sinifta toplanmasidir.Bu sınıfın da köylü ve fakir halk üzerinde her türlü yetkisi vardır.
Zamanla tüm Avrupaya yayılan bu adaletsiz toprak yönetim biçimi,ülkemizde de Osmanlı İmparatorlugunun merkezi otoriteyi kaybetmesinden sonra belirli bolgelerde yasayan kisilerin buralarin topraklarini yonetmesiyle yetkilendirilmesiyle ortaya cikmaya baslamistir.
Yani ulkenin dogusundan batısına her yerde toprak ağaları yani namı diger derebeyleri ortaya cikmaya baslamistir.
ÖRN: Bakiniz Şener Şen'in Ağa, Kemal Sunal'ın köylü oldugu filmler.
Söz konusu Ağalar, onlara bagli olan daha dogrusu onlara muhtac olan koylulerin okumasini gelismesini hatta dusunmesini istemezler.
Cunku gelisen ve dusunen insan bir gün bu sisteme karsi geleceginden sistemin yikilma tehlikesi soz konusudur.
Bu anlamda dogmatik bir din anlayisi bile uretilip, din belirli grupları tıpkı romadaki rahipler sınıfının ortaçağda yaptigi gibi şeyh,şıh v.b gibi insanlarin halkın beynini aslinda olmayan din kurallariyla yikamasi ve dusunmemeye sevk edilmesine kadar gidilebilir.
Genel de ağa olan ve cok buyuk toprak sahibi olan kisiler bolgelerine sosyal hayatı destekleyecek Okul,Halk evi v.b gibi seyler yaptirmazlar.
Feodal sistemde köylüler sürekli ağaya biat kulturuyle yasadiklari icin hic bir zaman karsi tarafla fikir ayriligina dusmek istemezler.
Toprak ağası ya da Derebeyi ne derse o dogrudur.
İste bu soylu olma asil olma kaygisi ve gudusu taaa Ortaçağlardan gunumuze gelen ve Feodalitenin insanlarin beynine ektigi bir anlayistir ve gunumuzde sekil degistirerek ornegin Patron olma,zengin olma, en zengin olma seklinde devam etmektedir.
Feodalitenin ulkemizde bir baska sekilde hissedilisi de toprak sahiplerinin cocuklarinin surekli aynı sınıftan yani kendilerinin olusturdugu siniftan yani soylu ve asil olarak nitelendirilen sınıflardan evliliklerin yapilmasidir.
Bunun turkcesi şudur;Asil ve soylu sınıftan gelen birisi yine asil ve soylu sınıftan birisiyle evlenmelidir ki mevcut topragin yüzyillar boyu butunlugu bozulup daha alt bir sinifin eline gecmesin. Halk bu nedenle yapılan evliliklere "Sadaka bile saraydan çıkmasın" derken... Feodalite buna "Davul bile dengi dengine" seklinde deyimler uydurmustur.
Feodalite Avrupa tarafindan asilmis ve yikilmis bir sistem olsa da, emperyalizm ve kapitalizmin az gelismis ya da gelismekte olan ulkelerde hala yikilmasini istemedigi bir sistemdir.
Kısacası feodaliteyi aşmak ve feodal beyinli olmamak cok zordur.
Mustafa Kemal Atatürk'ün toprak reformuna ve adaletli bir toprak yonetim sistemine gecilmesi anlaminda cok buyuk calismalari olmus ve kendisinin "Köylü Milletin Efendisidir" sözü de kanımca bu ugurda soylenmis bir sözdür.
Bu söz yillarca hatta gunumuzde bile,
"Köylü bize domates,salatalık ya da yumurta sagliyor onlar olmasa bunlari yiyemeyiz" tarzinda anlasilsa da Atatürk Köylü Milletin Efendisidir derken ulkenin gelismesi icin insana yakismayan bu sistemin tamamen ortadan kaldirilmasi gerektigine vurgu yapmistir.
Kisacasi dusunen insani sevmeyen, degistirmek isteyen insani sevmeyen, mevcut duzeni iyilestirmek isteyen insani eleyen ve yalnizlastiran hatta anlamayan sonunda deli damgasina kadar goturen,özgurluge mahalle baskisiyla damga vurup kadını ötekilestiren, insanlari sahip olduklari materyal ve malla degerlendiren, daha da zengin olmaktan baska birsey duslemeyen insanlar yetistiren. Bu ugurda okumus koleler yetistiren sistemin yaramaz,şımarık çocugudur Feodalite...
Feodal beyinden kurtulmussaniz...
Yalnizlasmaniz ve anlasilmamaniz dogal olacaktir...
Tıpkı egonun sinsi bir sekilde bedenimizde ilerlemesi gibi....
Feodalitenin genetik kalintilarini da vucuttan atmak okumakla,insani koşulsuz sevmekle,bilimle sanatla olur...
Beni üzen ve umutsuzluga dusuren sey ise, en modern en pahalı tahsiller yapan insanlarin Feodalitenin genetik kalintilarini ikibinli yıllarda bile asamamis olmasi ve ne kadar egitimli ve cagdas gorunse de kendiyle celisip kendi ozgurlugunu kapitale degisen insanlarin varligini uzaktan gormemdir....
Bu yuzden belki de sanat bizlere verilmis en buyuk hediyedir...
Feodalitesiz günleriniz olsun..
Saygilarimla...