Evet sevgilim, aradan yıllar geçti, yıllar sonra baktım sana; google’dan ismini arattım, sonra özel bir şirkette çalıştığını gördüm, sonra instagramdan baktım sana,
hala ne kadar güzelsin...
Yani insan bu kadar mı değişmez, o üzüm gözlerin, o saçlarının güzelliği, bazen saçlarını bana kızıp küt kestirirdin...
Sana ne kadar yakışırdı o saçlar, her hali güzeldi saçlarının...
İnsan bu kadar mı güzel olur ve hala bu kadar güzel mi kalır...
Profil resminde gördüm;
Bir çocuğun olmuş, yanında kocan;
O ne tatlı çocuk öyle, kocan da hoş adam ne yalan söyleyeyim, zaten çirkin ve sevmediğin bir adamla sadece bir şeyleri var diye beraber olmazdın ki sen...
Anlaşılan benden sonra bir adamı çok sevmişsin, ona güvenmişsin, beni suçladığın ve dengesizlik olarak belirlediğin deliliklerimden kurtulup sana güvenli bir liman sunan adamı seçmişsin yine...
Seni bu konuda suçlayamam sevgilim, bana hiç bir zaman aksi gibi davranmadın, hep hayatın klasik ve olması gereken doğrularını gösterdin bana, ancak şuna çok kızıyorum,
yani sen beni nerede tanıdın, sen beni tanıdığın zaman ben yine sahnede değil miydim, elimdeki gitarın sapını yukarıya doğru kaldırıp o Timur Selçuk şarkısının en yüksek anını söylerken aşık olmamış mıydın bana...
Bunu sen itiraf etmedin mi bana...
çok değil azıcık farklı olmanın bedeli neden bu kadar ağır olmalıydı sevgilim...
Sonra neden değiştin sevgilim...
Sevgilim ben o zamanlar öğrenciydim, arkeoloji okuyordum, arkeolog olacaktım, herkesin doğal olarak arkeolog olmak istediği bir zamanda sadece arkeolojiden anlayan bir insanın arkeolog olamayacağına inanmıştım....
ben sadece müziğin içinde buldum kendimi, hem arkeoloji okuyup hem müzik yapmanın neyi kötüydü allah aşkına...
Hep bunu tartışmadık mı seninle...
Senden sonra hayatıma girenlerle de aynı şey oldu...
Hep bir beklenti...
Madem müzik yapacaksın sadece müzik yap...
Müzik mi ? ben mi ? soruları içerisinde akıp giden yıllar sevgilim...
Bu müziğin insana verdiği yük neymiş anlamadım hiç...
Hatırlıyor musun...
Sen de hastalanmışsın, ben de hastalanmışım...
Mavi Hastanenin bahçesinde sıra bekliyoruz, aylardan kasım olacak...
Bir Yavru köpek geldi yanımıza, ikimizde aynı anda uzatmıştık ellerimizi...
Sonra birbirimize baktık...
Ben sizi tanıyorum diye girmiştim söze, ben de demiştin...
Sizi şurada dinledim siz o değil misiniz ?
Evet dedim ben de, ama ;biz aynı fakültedeyiz...
Sonra hasta olmamıza rağmen Çağdaş Gazeteciler Lokaline bira içmeye gitmiştik...
Allahım o nasıl bir heyecan...
Ne güzel bir akşamdı...
Uzatmayayım;
Seni özlerken bir yandan özgürlüğümü de çok seviyorum işte...
Eğer unutamadığını söylemek bir zayıflıksa, zayıfım kimsenin bilmediği kadar...
Sana kattıklarımla ve senin bana öğrettiklerinle devam ettim yoluma...
Ancak beni ben yapan şeyleri hala kimsenin benden almasına müsade etmeden yaşadığıma emin olabilirsin...
Yanılır, şaşılır napıyor dersen; herkese sana dur dediğim gibi, dur diyebildim...
Aşkı yaşadın mı diyorsan, evet yaşadım sevgilim...
Benim için , yok boşanmışmış, yok çocuğu varmış hiç önemli olmadı...
Ben senin ruhunu sevdiğim gibi sadece ruh sevdim sevgilim...
Sadece kadının ruhunu sevdim...
Bu saçma sapan mantık oyunlarına tutulmadım hiç...
Aşkı yaşadım sonuna kadar...
Böyle seninle gittiğim gibi, burnumun dikine gittim hep...
Ve çok fırtınalıydı hepsi, soruyorsan da çok güzel aşklardı...
Hepsi senin kadar çok sağlam kadınlardı...
Hepsinden bir şey öğrendim, hepsine de bir şey kattığıma inanıyorum...
Ama seni unutamadım...
Unutamadım diyorum ama, unutmak istemedim sevgilim...
Çünkü sen benim ilk aşkımdın...
Nasıl unutabilirim...
Unutsam başka bir yelkenliye binip başka bir aşkın rüzgarlarına nasıl sağlıklı bir şekilde yol alabilirdim...
Şimdi seni çok mutlu gördüm sevgilim...
Çok mutlu ol...
Biliyorum sen de arada sırada merak ediyorsun beni...
Her ne kadar unuttum desen de, benliğinle tek başına kaldığın zaman aklına geliyorum, gelmesem nasıl insan olabiliriz ki...
Mutlu ol sevgilim, sen güvenli limanında yeter ki mutlu ol...
Çok sevil...
Bu akşam yine rakıyı fazla kaçırdım ve bunları yazmak istedim...
Yarın olur, hayat devam eder...
Ne sen beni hatırlarsın ne de ben seni...
Ancak bir zaman öyle bir şarkıda hatırlarsan beni...
Sadece şöyle de...
O bana şarkılar yazıyor...
Ben onun şarkılarındayım...
De ki;
Evet dokunamıyorum ama ben şarkılarda yaşıyorum...
İyi bak kendine sevgilim...