Leylaaa...Mavi kravatımı gördün mü bulamıyorum...
Boy aynasında giydiği kıyafetin üstüne olup olmadığına bakarken bir yandan da makyajını tazeliyordu kadın, rujunu sürerken aynaya doğru iyice yaklaşıyor dudağında kalan fazla ruj parçalarını yine dudaklarını emerek kaybetmeye çalışıyordu...
Leylaaaa...Nerede bu kravat...
Ay geldim geldim, patlama...İşte burada,ben senin ince kesim kravatlarını nereye koyarım yıllardır öğrenemedin al işte burada...
Ethem bey yavaş yavaş hazırlanıyordu, Şehre İstanbuldan yeni gelen bir modacıdan alınan takım elbisesini beğenmişti aslında ,Leyla hanımla kaç gün öncesinden davet edildikleri düğünde bu elbiseyi giymeye karar vermişler, özel bir takım diktirmişlerdi, ancak kravat sonradan içine sinmediği için eski kravatlarından bir tanesiyle kombinlemek istemişti paçaları dar İtalya kesim kıyafetini...
Kadın Ethem beyin kıyafetine son bir kez baktıktan sonra , ceketinin yakalarını ve kravatını düzeltti..Harika oldun kocacım, bu gece bütün gözler biz de olacak...
Büyük bir heyecanla kaç gün önceden bekledikleri düğüne gitmek için evden çıktılar, arabalarına bindiler, otoparktan çıkarken , aslında otomatik kumanda ile açılabiliyorken kapı, Güvenlik Mehmet ne zaman Ethem beyi görse, askerliğe yeni başlamış gibi kapıya koşar Ethem beyi selamlardı, Ethem bey de asil ve şık bir el hareketiyle güvenliği selamlayarak siteden çıkışını gerçekleştirirdi...
Evet bu seramoniden sonra düğünün olacağı otelin yoluna koyuldular...
Arabalarını park ettiler, salona doğru yöneldiler...
Salonun kapısında davetli listelerini kontrol eden kızlara isimlerini söylediler, ve masa numaralarını öğrendiler...
Leyla hanım kimlerle aynı masaya oturtulduklarını çok merak ediyordu, bir de baktı ki Ayselle aynı masadalardı..Birden Leyha hanımın yüzü düştü, Ethem dedi ay dedi ben dedi hayatta dedi o kadınla aynı masaya oturmam dedi...Ethem neden dedi, ay bu kadın hatırlamıyor musun geçen sene sana Bilmem ne gecesinde bilmem nenin en başarılı bilmem nesi ödülü verilirken dedi, bu ödül benim kocamın hakkıydı nasıl olur deyip masadan kalkıp gitmişti de yine bilmem ne gecesinin bilmem ne buluşması akşamında beraber oturmuştuk ta aramızdaki buzlar erimiştiya dedi...
Ethem bey birden gerildi, Hay dedi Bilmem ne gecesinde, bilmem ne ödülüne Leyla dedi, benim bunlardan hiç haberim yok, şuraya bir davete geldik bırak artık uğraşmayı da masamıza geçelim dedi...
Masaya doğru yürüdüler, Aysel ve eşi ve arkadaş grupları masadaydı, Aysel Leylayı görür görmez yerinden fırlayarak, Ay Leylacığım, nasılsın ne kadar da özledim seni bilemezsin, ay
ne kadar zarif olmuşsun bu akşam, diyerek Leylayı tepeden aşağı süzdü, ardından Leylaya bu kıyafeti indirimden mi aldın diye sordu...
Önce iltifatlar karşısında son derece gevşeyen Leyla, sorulurken hançer gibi bağrına saplanan indirimden mi aldın sorusuyla anında deliye döndü ama belli etmeyen bir tavırla...
Ne indirimi Ayol, Alaçatıdan aldım, özel yapım ben senin gibi indirimleri takip etmem canım diyerek yerine oturdu, Etheme sinirli bir bakış atarak, kulağına eğilip Sevmiyorum dedim sana bu kadını dedi, Ethem de dişlerini sıkarak tamam Leyla ,Tamam Leyla dedi ama sonrasında başını kaldırarak etrafa gülümseyerek hiç bir şey olmamış gibi yaptı...
Aysel masanın süslemesine takılmıştı, masa örtülerini de nerden bulmuşlar acaba, ay bu şamdan nedir böyle, dünyanın da parasını vermişlerdir, ay hayatım zevkli olmak başka bir şey dedi, bu arada kız kimlerdenmiş diye sordu...
Yanındaki cevap verdi Kız Bilmemneoğullarındanmış, Amerikada master yapmış, Anneleri araya girmişler, gönlü düşmüş gençlerin birbirine, Oğlanı zaten biliyorsun biz Oğlan tarafıyız hayatım dedi ve bir kahkaha patlattı...Hahahahahahaha
O sırada Gelin ve Damat alkışlarla içeriye girdi, bütün gözler Gelin ve Damata çevrildi, Dans müziği başladı, o sırada salonda bir uğultu baş gösterdi, bütün kafalar birbirine yaklaştı ve fısıltılar başladı, fısıltılar arasından, Olmaz bu iş, Gelinin topuzu olmamış, ben olsam tarlatan giyerdim tarzından konuşmalar seçiliyordu...
Gelin be Damat danstan sonra masalarına oturdu, Orkestra müziğe başladı, yemekler davetlilere dağıtılmaya başladı, çatal ve bıçak sesleri müziğin sesine karışıyordu...
O sırada Ethem bey, naptın ses kardeşim diye bağırdı, servis yapan görevli Ethem Beyin takım elbisesinin üzerine Dana rostosunu dökmüştü, o sırada Leyla bir panikle yerinden kalkıp, Garsonun yakasına yapıştı, sen napıyorsun kardeşim, o takım için kaç provaya gittik, sen onun kim olduğunu biliyor musun, evet arka masaya oturtulmuş olabiliriz ama bizler mütevazi insanlar olduğumuz için sesimizi çıkartmadık, Kocacım biz burada hangi ödülü almıştık, söylesene...
Aysel kıkır gülüyordu..,
Ethem daha da bağırmaya başladı, Leyla şimdi ödülün bununla ne alakası var, şu takımın halini görmüyor musun...
Hadi gidelim buradan oturamam ben bu halde dedi...
Servis görevlisi adeta çok ağır bir suç işlemiş gibi, ordan oraya koşuyor, durmadan özür diliyor, efendim ayağım takıldı diyordu...
Leyla çıldırmıştı, of ya of dedi neden bizi bulur böyle şeyler...
Aysel dur Leylacım bizim arabada Leventin bir yedek takımı var gitmeyin, olur mu acaba Etheme dedi ve sinsice sırıttı..
Leyla Aysele döndü...
Ya sen kocanın göbeğini görmüyor musun , o pantolon Etheme iki beden büyük gelir be dedi...
Ethem, hadi gidelim buradan yoksa çıldırıcam dedi...
Dana rostosunun salça rengiyle, Lacivert uyumu Ethemin takımında değişik bir iz bırakmıştı...
Yerlerinden kalktılar,
Aysel son bir salvo yaparak, Leyla dedi geçen sene Ethemin aldığı ödülün adı neydi dedi...
Leyla cevap vermedi...
Yürürlerken, bir çok insan Etheme ne olduğunu soruyorlardı...Bıyık altından gülerek olur böyle şeyler Ethemcim insanlık hali diyenler oldu...
Kapıya sinirli sinirli yürüdüler...
Arabada tartışma devam etti...
Eve geldiler...
Ethem Takım elbiseyi yere fırlattı...
Leyla takımı yerden aldı...
Üzülme tatlişkom ,ben bunu yarın Kuru temizlemeye veririm...
Şebnemin düğününde de giyersin dedi...