Kalabalık bir caddede bir yere yetişmek için hızlı adımlarla yürüyordum, karşımdan gelen insanlara çarpmamak için çok büyük bir çaba harcıyor, adımlarımı daha da büyütürken bir sağa bir sola manevralar yaparak koşmakla yürümek arası bir tempoda ilerliyordum.
Karşı caddeden gelen korna sesleri beynimin içine işliyor,biraz daha ileride kaza yapmış iki şöförün kavga naraları kulaklarımın içinden süzülerek beynimin en ücra köşelerine kadar ulaşıyordu.
Zamanım yoktu sadece onbeş dakikam kalmıştı, ben hızlandıkça sanki zaman da hızlanıyordu bir türlü dekleyemiyordum saati...
Yetişmek zorundaydım...
Yetişmek,yetişmek ve yetişmek...
Ama sadece yetişmesi gereken ben değildim , karşımdan gelen binlerce insan ve arkamda kalan binlerce insan da yetişmek zorundaydı...
Nereye gidiyorduk böyle hiç bilmiyordum...
Bir an durdum, içime bir sıkıntı geldi, naptığımı düşünmeye çalıştım, beni bu yarışın içine kim sokmuştu diye hayıflandım, ellerimi dizlerimin üzerine koyarak eğildim ve soluklandım...
Sonra yürümeye devam ettim...
Tam yürürken sağımda bir direk gördüm, ancak kimse bu direği görmüyordu, upuzun kırmızı bir direkti bu, boyu o kadar uzundu ki direğin, taaaa göklere kadar çıkıyordu ve üzerinde bir düğme vardı.
Nasıl olur da kimse görmezdi bu düğmeyi.
Düğmenin üzerinde 'Zamanı durdurma düğmesi yazıyordu'
Saatime baktım; yetişmek için sadece 3 dakikam kalmıştı...
Yetişemeyecektim...
Düğmeye bastım...
Saatim durdu...
Bir baktım bütün insanlar dona kaldı...
Kimse hareket etmiyordu...
Kimisi elinde torbasıyla, kimisi gülerken, kimisi ağlarken, sokak müzisyeni gitarına tam vururken dona kalmıştı...
Korktum...
Düğmeye bir daha bastım, insanlar tekrar hareket etmeye başladılar...
Bir daha bastım tekrar durdular...
Biraz hoşuma da gitmişti aslında,basıyordun insanlar yürüyordu bir daha basıyordun insanlar duruyordu...
Sadece iki dakikam kalmıştı...
İnsanların arasından rahat rahat geçtim, dona kalmış arabaların arasından dolaştım..
Nasıl olsa saatim durmuştu...
Sonra ağaçlara baktım, yapraklar kımıldıyordu, rüzgar esiyordu...
Artık yetişmekle ilgili bir problemim olmadığı için deniz kenarına indim...
Tekneler, gemiler hepsi durmuştu...
Ama dalgalar kıyıya vuruyordu yine...
Bir baktım kuşlar uçuyordu...
Güneş dağların arkasına doğru ilerlerken, düğmenin yanına geri geldim...
Tekrar bastım düğmeye, bir gürültüyle yeniden başladı herşey...
Hala iki dakikam vardı yetişmek için...
Yetişemedim...
Sonra bu düğmeden yetişmem gereken yere de bir tane neden koymamışlar dedim..
Kızdım...
Yetişemeyeceğimi anladığım zaman basardım burdan düğmeye...
Yetişmem gereken yere rahat rahat giderdim orda ki düğmeyede bir daha basar başlatırdım zamanı diye düşündüm...
Ama olmadı...
Ben de yetişmemeye karar verdim..
Zaman zaman herkes bu düğmeye basmalı...
Düğme neredemi duruyor...