İnancımız gereği kesilen herkesin kurbanını Allah kabul etsin. Her bayram olduğu gibi yerel gazetelerde olan bayram telaşını bu bayramda kazasız belasız atlattık.
Eskiden sadece yerel gazeteler değil, yaygın medya olarak gruplandırılan ulusal gazetelerimiz de bayram yaparlardı. Herkes o günlerde çalışmaz, herkes ona göre bayram proğramlarını hazırlarlardı. İlk Sabah gazetesi getirdi “Bayramda çıkacağız” diye, ardından diğer gazetelerin hepsi onları takip etmek zorunda kaldı.
Yerel gazeteler halen eski geleneklerini sürdürüyor ve iki dini bayramda gazete çıkarmıyorlar. Hal böyle olunca biraz nefes alma şansımız doğuyor. Bu bayramda arefe günü çalışmayacağımız için evde dinlenerek geçirdim. Ne kadar ihtiyacım varmış bunu iyice hissettim.
Ertesi günü kurban telaşımız vardı. Yeğenler, dünürlerimiz ve biz kurban telaşını da atlattıktan sonra Korkuteli meyve bahçelerine gittim. Bir arkadaşımızın ailesinin meyve bahçeleri var. Dalından armut topladım. İncir, erik, elma ve üzüm favorim oldu.
Bir gün sonra ise Adrasan yollarındaydım. Ama keşke gitmez olaydım. Trafik beni inanılmaz yordu. Bundan sonra bayram gibi özel günlerde o tarafa gitmemeye bir daha yemin etmedim ama berisine geldim. Sarısu-çaltıcak-topçam gibi piknik alanlarında iğne atsan yere düşmeyecek kadar millet deniz kenarına atmış kendisini. Dönüş sırasında Büyükliman-Sarısu kavşağına kadar gıdım gıdım, adım adım en az 2 saat kadar bir süreyi tünellerden sonra kavşağa ulaşmaya çalıştığım anda geçirdim. Bu nedenle bayram gibi özel günlerde bir daha o taraflara gitmeyeceğim.
Benden bayram haberleri bu kadar.