Gazetemizin bulunduğu Balbey Camii yanındaki 407 sokaktan haberler vereyim size bu gün. Sokak tam bir Türkiye karması. Tarihi ayakkabıcılar çarşısı girişlerinden birisi bizim sokaktır. Tam karşımızda ayakkabı tamir ustaları var.
Her birisi ayrı bir sinema filminden fırlamış karakterler gibi. Bir tanesinin Ayhan Işık bıyığı var ki hiç sormayın. Her gün özenle traş oluyor ve o Ayhan Işık bıyığını gösteriyor. Bir başkasının ise Antalya’nın nerde muhabbet ve alem adamı varsa akşama kadar biri geliyor, diğeri gidiyor. Bir başkasının yaz aylarında giymeye başladığı rengarenk şalvarlarını görmelisiniz. Bir gün siyah şalvarı var, ertesi gün mavi şalvarını giymiş. Ama mutlaka Alanya usulü o şalvar giyilmiş oluyor.
Yan tarafımızda hediyelik eşya yeri açan bir kardeşimiz var. İsmi Taner. Dükkanında yok yok. Adam neredeyse 10 dil konuşuyor. Taner bildiğimiz Batman’lı ama Almanca’sı, İbranicesi, İngilizcesi mükemmel. Bir giriyor Rusça’dan, çıkıyor Arapça’dan. Dil konusundaki yeteneği müthiş. Tatlı dilli, müşteriyi çekmesini, konuşmasını, onlara müşteri gibi değil de, uzun yıllardır tanıdığı muhabbet ettiği gibi birisi gibi davranması bir satış elamanı olarak üniversitelerde ders verebilecek kapasitede. Bakıyorum yoldan geçen bile durup Taner’le muhabbet ediyor.
Geçtiğimiz günlerde bir baktım Fransız müşterileri olan kadınlar oturmuş Taner’le birlikte karpuz, peynir-üzüm’den oluşan öğle yemeği yiyorlar. Allahın Fransızı ilk defa karpuz-peynir-üzüm üçlüsünü bir arada yiyorlar ya, yüzlerini görmelisiniz. Sanki Taner onlara portakallı ördek ikram etti.
Yemin ediyorum şu bankalar filan telefonda sigorta poliçesi satmaya çalışıyorlar ya. Satış elemanlarına bizim Taner’i alıp elemanlarına ders verdirseler kesinlikle satışlarda tavan yapar.