Geçtiğimiz günlerde Basın İlan Kurumunun Antalya Gazeteciler Cemiyetinde verdiği kişisel gelişim seminerine gecikmeli de olsa katıldım.
Hitabet yeteneği çok fazla olan bir kişi Nebi Acar’dan “Noktaları birleştirmek” konulu bu seminer yaşadığımız hay-huyun içinde iyi geldi. Zaman zaman gazetecilerle soru-cevap şeklinde geliştirdikleri seminerde Acar’ın kişisel başarının küçük küçük ipuçlarını verdi. Bizim camia da haylaz çocuklar gibi sorulara öyle cevaplar verdiler ki, zaman zaman kahkahalar ile güldük.
Seminerin veriliş hikayesini geç geldiğim için dinlememiştim. Meğer Basın İlan Antalya Şube Müdürü Nedim Engin, Ticaret ve Sanayi Odasında verilen bir seminere katılmış. Çok etkilendiği belli olan bu seminerin gazetecilere de verilmesini istemiş ve planlamasını yaparak aylar sonra bunu devreye sokmuş.
Basın-İlan birimi bizim çevrede resmi ilanlar bu kurumdan geçtiği için, parayı veren kurum olarak bilinir. Gazetedeki standartlarımızı, uymamız gereken yasalar çerçevesinde belirleyen kurumdur. Yani aslında böyle seminerlerle ilgileri yoktur. Böyle konular genel olarak Basın-Enfermasyon kurumunun alanına girer. Basın Enfermasyonunda buna benzer çeşitli seminerleri, kültür geziler v.s çalışmaları çoktur.
Burada önemli olan şey, Basın-İlan Müdürü Nedim Engin’in kişisel çabasıdır. Engin, “Ben ATSO’nun seminerinde aldım alacağımı” dememiş ve kişesel çabalarıyla gazetecilere 2 saatlik nefes alma zamanı ayarlamıştı. “Ben yararlandım ve çok faydalandım. Başkaları da faydalansın” dememiş. Yani bencillik etmemiş.
Nedim Engin’i yolda görseniz iyi bir bürokrat der geçersiniz. Engin’i tanıdıktan ve zaman zaman sohbetlerimiz olduktan sonra aslında derinliği olan birisi olarak görmeye başladım. Mesela Karadenizli olması nedeniyle pratik çalışan bir kafası olduğunu gördüm. Tam 12 numaradan vuran tespitlerini fark ettim. Çalıştığı yerel gazetelerin içinde neler var, neler yok hepsini çok iyi bildiğini gördüm. Herkese eşit mesafede duruşunu sevdim. En önemlisi, yerel yayındaki tüm gazetecilerin adeta rehberi gibi davranmasını sevdim. Bu semineri organize eden Nedim Engin’e buradan teşekkür ederim.
Son olarak bu seminerden benim ne aldığımı söyleyeyim size. İyi kurgulanmış ve hitap yeteneği iyi olan birisinden alınan kişisel gelişim semineri sıkıntıdan patlamak yerine zevkle dinleyeceğiniz “Menkıbeler” geçidine dönüşüyor. Semineri veren Nebi beyin, oturarak değil de vücut dilini iyi kullanabileceği ayakta yapsaydı daha başarılı olacağına inanıyorum.
Bilirmisiniz bilmiyorum Başkent Üniversitesinin yayınladığı mini bir cep dergisi vardır. İsmi “Bütün dünya” dır. Kültür yayınıdır. Elinize aldığınız her ayrı dergide inanılmaz bilgiler, menkıbeler, hikayeler, başarı öyküleri aklınıza gelmeyen çok çok ilginç her konuda araştırma, makale değişik genel kültür bilgileri vardır. Nebi beyin engin hoşgörüsüne sığınarak, kürsüde konuşurken bir an kendimi “Bütün dünya” dergisini okuyormuşum gibi geldi.