Bu gün üçüncü sayfamızda okuyacaksınız. Finike Polisi, tıpkı “Sindirella” masalında olduğu gibi kaçarken terliğinin tekini düşüren hırsızlık zanlısının peşine düşmüş. Sindirella masalını herkes bilir, prens, saat 24.00’da eve dönmesi gerekiyordur. Kendisine aşık olan prensten kaçarken ayakkabısının tekini düşürür. Prens ise elinden Sindirella’nın düşürdüğü tek ayakkabıyı alır ve kapı kapı gezerek kimin ayağına uyuyorsa sevdiği kızın o olduğunu bulabilecektir.
Tıpkı bu masalda olduğu gibi hırsızın kaçarken ayağından düşürdüğü birbirine uymayan iki terlikten yola çıkan polis, yeni yapılan devlet hastanesi inşaatında çalışan onlarca işçiye terlikleri giydirmişler. Sonunda hırsızı bulmuşlar. Hırsızın bütün karizma gitti. Bu haberi açıp okumaya başladığımda gülmekten kendimi alamadım.
Ben böyle hırsızları seviyorum arkadaş. Seneler önce de bir eve hırsız girmiş. Ev sahibi polisi çağırmış ve hırsız kaçmaya çalışırken cep telefonunu düşürmüştü. Polis kısa sürede hırsızı yakaladı. Gözaltına alındı ve çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmıştı. Sabah bu haberi yaptık. Hırsız öğleden sonra serbest kaldı ya, akşam saatlerinde sen çık hırsızlık yapmaya gittiği eve geri dön.
Soymaya çalıştığı evin kapı zilini çalıyor. Adam “Kim o” deyince, “Ben sizin evi soymaya çalışan hırsızım” diyor. Adam şaşkın, “Ne istiyorsun” deyince “Ben senin evine hırsızlık amacı ile geldim. Sen beni ihbar ettin. Polisten kaçmaya çalışırken cep telefonumu düşürdüm. Cep telefonum kırıldı. Zararımı tanzim et. Bana yeni cep telefonu al” diyor. Adam şaşkın, hırsızın cüretkârlığına hayran yeniden 155’i arıyor.
Polis soruyor, “Ne yaptı size, hırsızlık yaptı mı?” adam “Hayır. Kapımda benden kırılan cep telefonunun parasını istiyor” diyor. Polis ise “Ee. Bunun için polis ekibi gönderemem. Hırsızlık yaparsa haber ver” deyip telefonu kapatıyor. Adamcağız kalmış hırsızla tek başına.
Sizce bu adam ne yapmıştır?