Sabit fikirli insanlardan oldum olası hazzetmem. Sabit fikir denilince yanlış anlaşılmasın. Elbette ki bazı konularda insanların prensipleri olmalı. O prensipleri çerçevesinde yaşamalı. Ama geçen zamanın bana öğrettiği “değişimin önünde hiç kimse duramaz” olmuştur.
“Yaşadıklarımızın adı tecrübedir” demişti yine ismini hatırlamadığım bir düşünür. Yaşadıklarımız iyi kötü fark etmiyor, aynı şeyleri yaşarken bir önceki olaydan tecrübemiz olduğu için gardımızı ona göre alıyoruz ve kendimizi o değişime hazırlıyoruz.
Her zaman söylerim “İnsana dair hiçbir şey beni şaşırtmaz” diye. Kendimde bile oluşan değişimi görüyorum ben. Mesela kahverengi rengi ile barıştım. Hiç sevmediğim bu renkten artık kıyafetlerim var. Neden sevmem bilmem ama ben bu rengi sevmiyordum diyerek sabit fikre takılı kalmadım. Kahverengi ile aramdaki buzları erittim. Sırada mürdüm eriği, cırtlak sarı, çingene pembesi ve mor rengi var.
Eskiden birisi bir haksızlık olayına maruz kaldığını anlattığında atlardım hemen olayın üzerine ve sanki kendi problemimmiş gibi üstlenirdim. Kendime dert edindiğim o olayın bazen 2.’ci, 3.’cü ve hatta 5.’ci boyutu bile olabileceğini tecrübelerimle yaşayınca artık bunu da yapmıyorum. Anlatılanları dinliyor, karşı taraf, yan taraf, olmadı başka tarafından da bakmaya çalışıyorum olayların.
Sizin anlayacağınız, sabit fikirlerimden uzun zaman oldu vazgeçeli