Özgüvenin anlamını biliyorsunuz. Bende de zaman zaman bu gereksiz özgüvenin kurbanı oluyorum.
Bir insanın özgüven aslında çok iyi. Zaten özgüveni olmayan insanlardan oldum olası geri dururum. Çünkü özgüvenleri olmadığı için nerde ne yapacakları belli olmaz. Özgüveni olmayan birisi, bu güveni başka yolla gidermeye çalışır. Örneğin bir başkasına güven duyarak iş yaptığı için aslında karşınızdaki değil, onun güven duyduğu birisi ile iş yapmış oluyorsunuz veya konuşuyorsunuz. İşte o zaman özgüveni olmayan kişiler benim karşımda fotokopi gibi dururlar.
Bazı yerlerde gereksiz halde ön plana çıkan özgüven insanı vezir değil, rezil bile yapabiliyor. Size bir olay anlatayım. Geçtiğimiz günlerde resmi bir daireye işimiz düştü. Memure hanımın özgüveni yerinde. Ben ve arkadaşım yaptıkları hesaplamanın yanlış olduğunu vurguluyoruz. Ancak memure hanım ısrarla bu hesabın doğru olduğunu büyük bir özgüvenle bize söylüyor.
Sonundan bir üst makama çıkıyoruz. Üst makamdaki kişinin de özgüveni yerinde. Her ikisi de “Acaba hesaplamada bir yanlışlık olabilir mi” diye düşünmüyorlar. Çünkü hesaplamayı yapan kişinin hesabına güveniyorlar ve aslında kendilerinde olmayan güveni ondan aldıkları özgüvenle bize ısrarla yapılan doğru olduğunu savunuyorlar.
Sonunda 2 soru sordum. Bu günkü hesabınızla bu rakam ve tarih çıkıyor doğru mu? “Evet doğru”dediler. Peki 1 yıl sonra bu kişi yeniden başvurduğunda hesaplama yeniden değişecek mi? Dedim, “Evet değişecek. En az 3-5 ay oynayabilir” dediler. Peki o zaman neden bu tarih ve rakamda ısrar ediyorsunuz?” dedim. Durdular ve birbirlerinin yüzüne baktılar. Sonunda “Tamam siz bir yıl sonra yeniden hesaplatsanız iyi olacak” dediler.
İşte bu gereksiz özgüvendir arkadaşlar.