Ali Tongülüs abim yazmış otobüs şoförleriyle ilgili. Sosyal medyada Ali Tongülüs’ün yazısının altına ulaşım şoförleri çektikleri sıkıntıları, sabah 05.30’dan gece 24.00’de kadar direksiyon salladıklarından, insanlarımızın nezaketsizliklerinden, kabalıklarından filan bahsetmiş.
İki şeye itirazım var.
İlki şoförler 8 saat çalışıyorlar. Öyle abartıldığı gibi sabah 05.30’dan gece 24.00’ra kadar değil. 8 Saat içinde de kendisine iki veya üç sefer sıra geliyor. Sabah iş saati ve akşam iş çıkışı çok yoğun.
İkincisi ise yaptıkları iş ağır olabilir. İnsanlarımız nezaket sınırlarını zorlayabilir, şoförleri çıldırtacak davranışlarda bulunabilir. Ancak abartmaya gerek yok. Herkesin yaptığı iş kendisine ağır arkadaşlar. Gidiniz lütfen 45 derece sıcak altında çalışan çiftçiye memnun mu hayatından. Veya bir tezgahtara sorun akşama kadar kendisine ikinci sınıf muamelesi yapan müşterilerin kaprisinden ne çekiyorlar. Veya gün boyu ayakta hizmet veren garsona sorun bakalım, eminim o da diyecektir ki, “Akşama kadar araba koltuğunda ve klimalı arabadalar. Daha ne istiyorlar” diye şoförlerin yaptığı işi küçümseyecektir.
Yani demem o ki, herkesin yaptığı iş kendisine ağır. O nedenle şoförler tarafından vatandaşlara yapılan kabalıklar, nezaketsizlikler görmezden gelinemez. Ama bu nezaket mevzusu karşılıklı olarak çözülmesi gereken toplumsal bir olaydır.
Uysal’ı takip eden
Haftasonu mail’e Muratpaşa Belediyesinin açılışlarıyla ilgili bir fotoğraf geldi. Fotoğraflardan bir tanesine gözüm takıldı. Önde Kemal Kılıçdaroğlu, yanında Ümit Uysal, arkada ise Devrim Kök. Ümit Uysal, böyle nasıl anlatsam gerindikçe gerinmiş. Devrim Kök’ün arkadan bir bakışı var ki, anlatılamaz görmeniz lazım. Benden söylemesi Sayın Uysal, ensende seni takip eden birisi var haberin olsun.
Hanutçu sorununu Uzunkaya çözecek gibi
Ne zaman Otogar’a gitsem, hemen kulağımın dibinde birisi biter, “İzmir’e mi abla” diye. Onu atlatırım, başka birisi “Ankara’ya hemen kalkıyor” diye tutup beni Ankara’ya göndermeye kalkar. Bazen cevap vermem, adam benimle yürümeye başlar, “Nereye gideceksiniz, yardımcı olalım” diye. Döner “Kardeşim İzmir’e gidecek gibimi göründüm size” derim. Ama dinleyen yok. Hanutçu mücadeleniz bilet aldıktan sonra bile devam eder. Sırnaşır da sırnaşır. Hele o turistlerin çektiklerini görmeniz lazım.
Verilen cezalar filan hak getire. Kimse durduramadı bu insanları. Sonunda emniyet Otogar’a çıkarma yapmışlar. Muhtemelen Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya bununla ilgili bir araştırma yaptırmış. Emniyet, SGK, Maliye, Belediye hepsi işin içine girerek ortak olarak firma yetkililerine bundan sonra hanutçu çalıştırdıkları zaman şirketlere hanutçu cezası kesileceğini tebliğ etmişler. Olay işte budur. Sorunu çözmek istiyorsan, kaynağını ele alacaksın.