Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar açıklamada, “Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin en önemli devrimlerinden biri, 100 yıl önce bugün, 3 Mart 1924’te gerçekleştirilmiştir. Bu tarihte Halifelik, Şeriye ve Evkaf Vekâleti ile Erkân-ı Harbiye Vekâleti kaldırılmış, Osmanlı hanedanı mensupları yurtdışına çıkartılmış ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) kabul edilmiştir. Söz konusu devrim yasaları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal, laik ve bilimsel temellere dayanan çağdaş bir devlet olarak yapılanması sağlanmıştır. Ulusal egemenlik ile bağdaşmayan ve toplumsal gelişmenin önünde engel olan çağdışı kurumlar kaldırılmış, devletin ve toplumsal düzenin akla ve bilime dayalı ilkelerce düzenlenmesinin yolu açılmıştır. Böylece ‘sultanın kulu’nun yerini cumhuriyetin özgür yurttaşı ‘ümmet toplumu’nun yerini ise ‘modern ulus’ almıştır” dedi.
Sınavlar yapboz oldu
Açıklamasında eğitimdeki yaşanılan sıkıntılara da değinen Acar, “İktidar, yurt açmayarak, eğitimdeki sınav basamaklarına yetecek eğitimi dahi devlet okullarında vermeyerek dolaylı olarak tarikat yurt ve etüt merkezlerini beslemektedir. Başta gerici müfredat eliyle pozitif bilim derslerinin sayısı ve dozu düşürülmüş; sorgulayan, akılcı yurttaşlar yerine biat eden bir teba düşleyen yöneticiler eliyle çocuklara neden-sonuç ilişkisi kurmayı öğretemeyen bir sistem inşa edilmiştir. Bu antibilimsellik öğrencilerin değerlendirilip yönlendirilmesi alanında da hakimdir. Yapboza çevrilen sınav sistemleri, öğrencilerin başarı durumunu değerlendiremediği gibi bütün hayatlarını etkileyecek bir adaletsizlik mekanizması gibi işlemektedir. Halef-selef yarışları, yeni bir milli eğitim bakanı atandığında öncesiyle çelişen eğitim uygulamalarını hayata geçirmeyi ülkenin bir rutini haline getirmiştir. Bu ülkenin eğitiminden sorumlu bir bakanlık olduğu halde eğitimde birçok başlılık yaratılmış; Saray’daki eğitim kurulu, TUGVA gibi aktörler yaratılarak eğitim bir mantıksızlık döngüsüne sokulmuştur” diye konuştu.
Parasız ve nitelikli eğitim
Laik, bilimsel, demokratik eğitime dikkat çeken Acar, “Eğitim-İş, tüzüğümüzde de belirtildiği üzere, Atatürk ilke ve devrimleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi üzerinde yükseldiğinin bilinciyle, laiklik ilkesinin korunmasına büyük önem verir. Kişilerin inanç ve vicdan özgürlüklerini savunurken, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmalarını ya da baskı altına alınmalarını da kabul edilemez bulur. Bu nedenle de ülkede yaşayan herkesin çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkı olduğunu savunur ve bu hakkın yaşama geçirilmesi için mücadele eder. Laik eğitimin ve laik toplumun çok daha önem kazandığı bu süreçte, Eğitim-İş olarak, öğretim birliğine son vererek, medrese-mektep ikilemini günümüze taşımak isteyen bu anlayışa karşı, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz” diyerek konuşmasını tamamladı.
HABER MERKEZİ