Antalya’nın fethi 1-5 Mart tarihlerinde Antalya Valiliği öncülüğünde başta Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversitesi ile birlikte birçok sivil düşünce derneği, kurum ve kuruluşların işbirliği kutlanacak. 5 Mart 1207 yılında Selçuklu Sultanı Gıyasettin Keyhüsrev'in fethettiği Antalya’nın 813. Yıldönümü kutlanacak. Fetih kutlamalarının mottosu ve teması da Antalya Valisi Münir Karaloğlu tarafından açıklandı. Karaloğlu, bu yılki fetih kutlamalarının mottosunu '813 Yıldır Evimiz Akdeniz', temasını da ‘Antalya'nın Doğası ve Medeniyeti’ olarak açıkladı. Fetih kutlamaları ile ilgili Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) Vali Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mesut Kocagöz, Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Altunkaya, Uluslararası Antalya Kongresi Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Bedia Koçakoğlu ve Runatolia Genel Koordinatörü Özgür Emeklioğlu basın toplantısı düzenledi.
‘Şehrin tarihini hatırlatalım’
AKM’deki toplantıda ilk olarak konuşmayı Uluslararası Antalya Kongresi Düzenleme Kurulu Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedia Koçakoğlu, gerçekleştirdi. Koçakoğlu, “Burası Akdeniz. Türk coğrafyası, atalar diyarı. Peki, hal böyleyken bir gence Antalya’nın tarihini sorduğunuzda, ‘Antalya’yı Attalos kurtarmış’ cevabını alıyorsanız ağır bir gerçek önümüzde yatıyor ve biz dönüp bakmıyoruz demektir. Bizim 800 yıldır dönüp bakmadığımız bu gerçeğe sayın Valimiz baktıklarında altımızdan kayan toprağı görmüş olmalılar ki 1-5 Mart tarihlerini ‘Antalya’nın Fethi’ olarak kutlama kararı olarak aldılar. Sayın Valim özür dileyerek ifade ediyorum. Bu karar, ‘Antalyalının vakti çok, işi de yok sahilde biraz yürüyüş yapsınlar, deniz havası alsınlar’ diye yasak savma kabilinden kutlamaların yapılacağı bir hafta için değildir. Bu tam da unuttuklarımızı çocuklarımıza hatırlatmak, öz yurdu yurt eden değerleri gençlerle buluşturmak için bir fırsattır. Bir şehrin fethini anmak o şehrin ruhunu belirtmek demektir. Onu yaşar hale getirmek, nefes üflemek, taşı toprağı dillendirmek demektir. En önemlisi şehrin tarihini torunlarımıza anlatmak, hatırlamak ve hatırlatmaktır” dedi.
‘Türk kadının sesi yüksek çıkar’
Koçakoğlu, “Bir Jön Türk olarak Fransa’ya giden Yahya Kemal Beyatlı’yı ülkesine milli bir ruhla döndüren asıl sebep neydi biliyor musunuz? Bir gün ünlü tarihçi Albert Sorel, şöyle bir cümle kullanmıştır; ‘Dünyada iki şey keşfedilmedi. Bu iki şey keşfedildiği zaman dünyada yer yerinden oynar. Biri coğrafyada kutuplar, diğeri tarihte Türkler.’ Ünlü tarihçi diyor ki; ‘Bir gün Türkler milli ruhlarıyla, şanla dolu tarihleriyle buluşursa işte o gün Türklerden korkun.’ İşte tam da bu yüzden Avrupa, Batı yüzyıllardır bizi milli kimliğimizle buluşturmama adına çalışıyor. Burası Akdeniz. Kanımızla, canımızla fethettiğimiz; adımızla, şanımızla yurt tuttuğumuz; sevdamızla, merhametimiz ve hoşgörümüzle aile kurduğumuz evimiz. Burası Akdeniz, tam 813 yıldır bizim evimiz. Biz sahip çıkarsak sonsuza kadar da Akdeniz bizim evimiz olarak kalacaktır. Bu yıl evimiz ailemiz çocuklarımız için medeniyetimiz için Antalya’mızın fethini kutluyoruz. Marifet iltifata tabiidir. Bu programların hazırlanmasındaki emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Hitabımız biraz yüksek perdeden olmuş olabilir. Söz konusu vatan olunca Türk kadınının sesi yüksek çıkar. Sevgili Antalya’mıza 813’üncü yılı kutlu olsun, 8 bin 13 yıl olsun duasıyla teşekkür ediyorum” diye konuştu.
‘Dolu dolu bir program hazırlandı’
Fetih kutlamalarından dolayı heyecanlı olduğunu belirten Vali Karaloğlu, Antalya’da yaşayan herkesin de bu heyecanı yaşaması gerektiğini söyledi. Karaloğlu, “Heyecanlıyız. Bu heyecanı Antalyalıda görüyorum. 1-5 Mart tarihleri arasında beş gün sürecek dolu dolu bir program hazırlandı. 1 Mart'ta Runatolia koşusuna herkesi spor ayakkabıları ve eşofmanlarıyla bekliyoruz. Aynı gün Konyaaltı Sahil Park'ta fetih yürüyüşü, mehter, folklor gösterilerinin yanı sıra Akdeniz sahillerindeki çelik kanatlarımız Türk Yıldızları'nın muhteşem gösterisi olacak. Fetih kutlamalarını sadece şenlik olsun diye yapmıyoruz. 2 Mart'ta Antalya Uluslararası Kongresi'nin de üçüncüsünü yapıyoruz ve ilk ikisinden çok istifade ettim. Çok şey öğrendim. Son dönemde gündemdeki Patara telsiz istasyonu ilk defa birinci kongrede sempozyum sunumu olarak gündeme geldi ve öyle haberimiz oldu. Bugün 2020 Patara Yılı oldu ve Patara telsiz istasyonunu müze yapmak için çalışıyoruz. Sadece bu bile fetih kutlamalarının ne kadar önemli olduğu, kongrenin bütün değerleri tekrar gün yüzüne çıkarmak için ne kadar başarılı olduğunu göstermektedir” şeklinde konuştu.
Dünyaya ‘Akdeniz’ mesajı verdi
Karaloğlu, “Biz hep doğamızla övünüyoruz. Bu sene hocalarımız tebliğleriyle Antalya'nın doğası ve medeniyetini anlatacaklar. Sonra Büyükşehir Belediyemiz tebliğleri kalıcı esere dönüştürüyor. İlk ikisinin kitabı çıktı, üçüncüsünü de yine kongre sonrasında Büyükşehir Belediyesi basacak. Amacımız tarihe not düşmek. Bizden sonra gelecek nesiller Antalya'yla ilgili kaynak aradığında, açsınlar ulaşsınlar amacımız var. Bu seneki motto dünyaya haykırmak için '813 Yıldır Evimiz Akdeniz.' Bu tesadüf değil. Son iki senedir Doğu Akdeniz'de en uzun sahili olan ülke Türkiye olmasına rağmen, 5- 8-12 bin kilometrelerden birileri gelip hak iddia ederken, neredeyse Türkiye'ye olta atacak yer bırakmama gayretindeler ya, biz de onlara diyoruz ki, 'beyler durun bakalım bir saniye.' Akdeniz sahillerinde ilk fethedilen şehir Antalya'dır. Anadolu Selçukluları dolayısıyla Anadolu'daki Türklerin denizle buluştukları ilk nokta Antalya Limanı'dır ve Akdeniz 813 yıldır bizim evimizdir ve böyle kalacaktır. Bu mottoyu eğer Antalya'da, Türkiye'de yaşayan herkes ezberlerse ve söylediğinde tüyleri diken diken olursa o zaman Antalya'nın fethi kutlamaları amacına ulaşır. Yoksa toplandık, koştuk, konuştuk, dağıldık. Hayır, bizim başka amacımız var, biz bu topraklarda geçici değiliz. Bu topraklarda kıyamete kadar kalıcıyız. Bizim köklerimiz Anadolu Selçuklularına 1071'e gider. 1071, 1453, 1207 hepsi bu toprakların vatan kılınması için aynı değer ve özelliktedir. Bunu Antalyalı benimsedi, dört yılda geldiğimiz nokta bu" diye ifade etti.
Karaloğlu, Antalyalılara seslendi
Son olarak Antalyalılara seslenen Karaloğlu, “Eğer 1207'de Gıyasettin Keyhüsrev'in Antalya'yı fethe gelirkenki mefkuresini anlayamazsak, Antalya fethinde burçlara ilk sancağı diken Hüsamettin Yavlak Aslan'ın inancını gençlerimize aktaramazsak, Antalya'nın ilk valisi Ertokuş beyin Antalya, Isparta, Burdur'u köprüler, hanlar, medreseler, camilerle donatmadaki ruhunu kavrayamazsak biz ne Antalya'yı evimiz olarak devam ettirebiliriz, ne de Akdeniz bizim evimiz diyebiliriz. Ne bu topraklarda huzurumuz, ne güvenliğimiz, ne istiklalimiz ve istikbalimiz kalır. Fethe böyle bakın. 1 Mart'ta Runatolia koşusuna ve Konyaaltı sahilindeki etkiliklere katılalım ve 813 yıldır evimiz Akdeniz diyerek dünyaya bir mesaj verelim" şeklinde konuştu.
Fetih programı açıklandı
1 Mart Pazar günü saat 09.00'da 10 kilometrelik 15'inci Uluslararası Runatolia Fetih Koşusu, 14.00'de Konyaaltı Belediyesi önünden Fetih Yürüyüşü, 14.45'de sahildeki Olbia Meydanı'nda mehter, folklor, halk oyunları, flybord gibi gösterilerin yanı sıra Türk Yıldızları uçak gösterisi de gerçekleşecek. 2 Mart Pazartesi günü AKM'de Antalya Olgunlaşma Enstitüsü'nün keçe sergisi ve Tahsin Ceylan'ın Antalya'nın Derin Tarihi fotoğraf sergisi de açılacak. Aynı gün saat 14.00'te ise Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Antalya'nın Kelebekleri ve Endemik Çiçekleri, kıyafet replikaları sergileri de açılacak. Uluslararası Antalya Kongresi ise 2 Mart Pazartesi günü Edebiyat Fakültesi'nde başlayacak ve 5 Mart'ta sona erecek. Kutlama programında 22 Şubat'ta Bahadır Kalaycı'nın Selçuklu Sikkeleri ve Mühürleri isimli sergisi de Antalya Müzesi'nde açılacak.
Gamze KÖKTAŞ
GÜNDEM
20 Şubat 2020 - 19:18
'AKDENİZ BİZİM EVİMİZ'
Antalya’nın fetih kutlamalarının bu yılki mottosu ‘813 yıldır Evimiz Akdeniz’ olarak açıklandı. Fetih kutlamalarının başlamasına sayılı günler kala Antalyalılara seslenen Vali Karaloğlu, “Etkiliklere katılalım ve 813 yıldır evimiz Akdeniz diyerek dünyaya bir mesaj verelim” dedi
GÜNDEM
20 Şubat 2020 - 19:18
hani bir söz vardir; balik olup su da yasadiginin farkinda olmamak! diye. iste icimizde hala akdeniz in biz, bizim de akdeniz oldugumuzu anlayamayanlar olmasi üzücü. acaba bu düsünce sahipleri, 7 mil den öteye gecemememiz yönündeki emperyalist projeleri bosa cikarmayi becermemizden neden rahatsiz olurlar? 63 ülkenin asker bulundurdugu bu havza da 10 bin 20 bin mil uzaktan gelip ne aradiklarini neden kendilerine veya o gelenlere sormazlar? herhalde o kadar külfete kat***ip akdenizin dogusunun güzelligini görüp, askerlerine güzel bir tatil yapsinlar diye getirmediler? peslerinden de getirdikleri hep gaz ve petrol sirketlerinin gemileri olunca, insanin; bütün bunlar ne gaz i, hava gazi degil ama! diyesi geliyor. biz biz olalim denizlerimizin altina da üstüne de sahip cikalim. cünki güzelliginin yaninda, bu sularin altinda trilyonlarca dolar degerinde servetler yatiyor.
Bugünkü konuşmanız her zamanki gibi çok iyi ve yerli yerindeydi Bedia hocam. Gerektiğinde Türk kadınının sesi yüksek çıkmalı hocam. Tebrikler.