Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Kepez’e bağlı Başköy Mahallesi’nin mezrası olan Yüksek Yurt mevkiinde dünyaya geldim. İlkokul birinci sınıftayken annem vefat etti. Yüksek Yurt mevkiinde yol ve su yoktu zorlu şarlar nedeniyle Döşemealtı Yeniköy’e taşındık. Benim mesleğim mobilyacılık, ben mesleğe Antalya Kütükçü’de bir mobilya atölyesinde başladım. Askerlik çağıma kadar bu atölyede çalıştım. Askerden sonra kendi atölyemi Yeniköy’de açtım. Evliyim ve 3 oğlum var. Ben artık sadece mobilya projelerini çiziyorum, oğullarım imalatı yapıyor. Bu sayede ağırlıklı olarak badem bahçemle ilgileniyorum.
Ağaç yetiştirme fikri nasıl oluştu? Bu işe nasıl başladınız?
Benim ağaca ilgim belki mobilyacı olmamdan kaynaklanıyordur. Mobilya yaparken ağacı şekillendirmek ve o yaptığım eserle insanlara dokunduğumu düşünmek bana hep mutluluk vermiştir. Ağacı işlemek kadar yetiştirmek de özel ilgimi çekiyor. Bu yüzden evimin bahçesini hobi bahçesine çevirdim. Her türden ağacı bahçemde yetiştirdim. Normal şartlarda bahçe prensibi ağaç dikimi yaparken ağaca hava alma mesafesi bırakırsın. Benim enteresan bir yapım var, daha önce karşılamadığım bir türü bulursam mutlaka bahçeme dikerim. Bu yüzden hobi bahçem ağaçların çok sık olmasından dolayı kullanılmaz bir hal aldı. Yine bir gün karşıma daha önce hiç görmediğim bir tür olan bir ceviz türü çıktı. Orman İl Müdürlüğü’nde çalışan arkadaşlarım sayesinde bu ceviz türünü anlatan bir dergi getirttim. Ceviz aynı üzüm salkımı gibi çok etkilendim. Cevizin adı salkım cevizmiş zaten. “Ben bunu yetiştireceğim” dedim. Ve bir araştırmaya başladım. Araştırmalarım esnasında Türkiye’nin yüzde75 oranında ceviz ve badem ithal ettiğini öğrendim. Bu beni çok üzdü. Canım ülkemin taşı toprağı altın, her yerinde bin bir türlü verimli toprakları mevcut ve biz bunu kullanmıyoruz. Hala dışa bağımlı yaşıyoruz. Tabii bu durumlarda benim ağaç yetiştiriciliği konusundaki hevesimi biraz daha kamçıladı. Bu konu hakkında salkım ceviz yetiştirmek için araştırma yaparken devletin Özel Ağaçlandırma Yasası’nı duydum. Şartlar hakkında detaylı bilgilere ulaştım. İlgili müdürlüklere başvuruda bulundum. Fakat şöyle bir sorun çıktı, salkım cevizin iklimi Antalya iklimine uymuyormuş, ben de badem dikmeye karar verdim. Başvurumu Başköy Mahallesi’nde bulduğum 70 dönüm arazi üzerinde badem yetiştirmek istediğim şeklinde belirttim. Yapılan incelemeler sonucu başvurum kabul edildi. Ve bu konu hakkında hemen proje hazırlığına başladım. Kısa sürede projem onaylandı ve 70 dekar arazi Özel Ağaçlandırma Yasası kapsamında tarafıma tahsis edildi.
Araziyi dikime nasıl hazırladınız?
Kiraladığım alan makilik ve devasa kayalıkların olduğu bir alandı. Badem dikim alanını oluşturmak için araziye 38 tonluk bir iş makinesi getirttim. Bu makine kayaları parçaladı. Daha sonra dozer ile araziyi bodur çalılardan temizlettim. Uygun bir dikim alanı oluşturdum. 2009 yılında sertifikalı Teksas ve Nonpariel cinsi 2 bin 700 kök badem ağacını toprakla buluşturdum. Badem ağaçlarının çevresine hem gelir sağlamak hem de arazinin doğal güzelliğini biraz daha arttırmak adına defne diktim. Benden önce yüzlerce yıldır makilik, kayalık olarak atıl durumda kaderine terkedilmiş bir alana yemyeşil bir badem tarlası ile tekrardan hayat verdim. Hem kendim için hem de ülke ekonomisi için iyi bir şey yaptığıma inanıyorum.
Kaç yıl sonra verim aldınız, size ne kadar kazanç sağlıyor?
Ben 3 yıl sonra ağaçlarımdan verim almaya başladım. Ama asıl ekonomik verimi 6 yıl sonra aldım. Ağaçlarım şu an 8 yaşında. 2016 yılında yaklaşık olarak 4 ton çağla ve 2 ton iç badem aldım ve bana yaklaşık olarak 60 bin TL gibi bir gelir sağladı. Bu yıl iklim şartlarından dolayı verim biraz zayıf. Bu durum beni çok üzmüyor. Benim için en önemlisi bu eşsiz manzara ve ağaçlarımın kalitesi. Ben kaliteli bir bakım yapıp kaliteli ağaçlar yetiştirdim. Maddi bir kaygım yok. Allah nasip ederse seneye daha iyi verim alırım diye düşünüyorum. Benim ağaçlarımla aramda farklı bir bağ var. Burada mevcut 2 bin 700 ağacımı tek tek tanıyor ve herhangi bir değişimlerini fark edebiliyorum. Benim için bu bir aşk desem abartmış olmam. Haftanın her günü bahçeme mutlaka uğrarım ve tek tek ağaçlarımı incelerim, burada zaman geçirmek beni rahatlatıyor.
70 dönüm araziyi işlemek zor değil mi? Devletten destek alıyor musunuz?
Öncelikle şöyle söylemler duyuyorum; “Devlet çiftçiye yeteri kadar destek vermiyor”, “Çiftçi kan ağlıyor” gibi… Ben bu araziyi kiraladıktan sonra ilk iş olarak Ziraat Odası’na kaydımı yaptırdım. Ziraat Odası kaydımdan sonra çiftçi kayıt sistemi ile Tarım İlçe Müdürlüğü’ne başvuruda bulunarak resmi anlamda çiftçi oldum. Resmi çiftçi olduğum için devletin teşviklerinden yararlanmaya hak kazandım. Ben 2016 yılı için 2 bin 600 lira mazot ve gübre desteği aldım devletten. Benim ağaçlara verdiğim gübre 2 bin lira tuttu. Geri kalan 600 lirayı da mazotta kullandım. Ben bu araziye ilk fidanlarımı diktiğim zaman tarım desteği adı altında bir sefere mahsus, dönüm başına 150 TL, geri ödemesiz devlet desteği de aldım. Bu da kullandığım fide için ödediğim paranın neredeyse tamamına yakın bir rakamdır. Kırsal Kalkınmayı Destekleme Projesi çerçevesinde damlama sulama sistemimin maliyetinin yarısını devlet karşıladı. Bu demek oluyor ki çiftçi aldığı desteği tam manasıyla arazisinde kullanırsa destek yetiyor. Ama alınan desteği farklı işlerde kullanıp toprağına yatırım yapmıyorsa bu destek tabii ki yetmez. Ben o yüzden “Devlet destek vermiyor” diyen çiftçi arkadaşlara katılmıyorum.
Sizi neden Antalya’nın örnek çiftçisi seçtiler?
Antalya’da ilk Özel Ağaçlandırma Yasası ile bahçe yapan ilk kişiyim. Kayalık, makilik ve çok zorlu bir araziyi düzenli bir bahçeye çevirdiğim için sağ olsunlar beni Tarım İl Müdürlüğü onurlandırmak adına Antalya’nın örnek çiftçisi seçti. Toprağın insanlığa verilmiş en kıymetli hazine olduğuna inanıyorum. Burada şunu gösterdim, eğer insan gayret gösterirse dokunduğu her yere hayat verebiliyor. Şu an burada 70 dönümlük bir badem bahçesinden ziyade bir oksijen fabrikası var desem abartmış olmam. Örnek çiftçi seçilmem benim daha özenli bir çalışma yapmama sebep oldu. Beni Türkiye’nin her noktasından arayıp bilgi alıyorlar. Badem konusunda tecrübelerimi çiftçi arkadaşlarla paylaşıyorum. Onlarla fikir alışverişinde bulunuyoruz. Onlara faydalı olmaya çalışıyorum. Emine Özden GÜRHAN
GÜNDEM
15 Mayıs 2017 - 11:34
Güncelleme: 15 Mayıs 2017 - 11:43
Antalya'nın örnek çiftçisi
Özel Ağaçlandırma Yasası’ndan yararlanan örnek çiftçi Mustafa Emirli, 70 dönüm kayalık, makilik alana badem dikerek yeniden hayat verdi. Mobilya atölyesi sahibi olan Emirli’nin değişik türlerdeki ağaçlara merakı onu Antalya’nın örnek bir badem yetiştiricisine dönüştürdü.
GÜNDEM
15 Mayıs 2017 - 11:34
Güncelleme: 15 Mayıs 2017 - 11:43