Antalya Okul Yemeği Koalisyonu bileşenleri tarafından, Antalya Çağdaş Eğitim Vakfı (ANTÇEV) ev sahipliğinde basın açıklaması düzenlendi. Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu tarafından hazırlanan çalıştay raporunda, Türkiye’de tüm okullarda ayrımsız, fakatsız bir şekilde sağlıklı su ve yemek sağlanması, bunun yanında Türkiye’nin Uluslararası Yemek Koalisyonuna katılarak taahhütte bulunulması talep edildi. ANTÇEV toplantı salonunda gerçekleştirilen basın açıklamasına, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Antalya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Fulya Sarvan, Eğitim-Sen Şube Sekreteri Ahmet Gülden, ANTÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Figen Bostancı, Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Serap Ertuğrul, Antalya Tabip Odası Eski Yönetim Kurulu üyesi Dr. Aydan İzgi katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren ANTÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Figen Bostancı, “Fulya Sarvan hocamızın kıymetli liderliğinde çocuk hakları ve refahı için ‘El Ele’ projesini oluşturduk. Kimlerle oluşturduk? Üniversiteli Kadınlar Derneği'nin dışında tüm STK'lar, yani vakıflar, dernekler ve kişilerle birlikte böyle bir projeyi başlattık. Bu proje çok gelişerek alt projeler oluşturdu” dedi.
‘TÜM ÜLKEYE YAYILMALI’
Toplantıda söz alan TÜKD Antalya Şubesi Başkanı Fulya Sarvan, “Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Türkiye'deki ilk kamuoyuna açıklamasını 3 Mart'ta yaptı bir basın toplantısıyla. Ve çok önemli bir konuyu gündeme getirdi. Maalesef okula giden çocuklarımızın yeterli ve sağlıklı beslenememesi konusu. Maalesef Türkiye'de okullarda, özellikle devlet okullarında, çocuklarımıza öğlen yemeği olarak veya bir kahvaltı olarak sağlıklı bir öğün beslenme veremiyoruz. Bu noktadan hareketle kamuoyunu harekete geçirmek, bireylerin farkındalığını sağlamak için bu hareket başlatıldı. Şimdi bu hareketin bütün ülkemize yayılması gerekiyordu. O nedenle il olarak ilk harekete geçen illerden biri biz olduk. Öğrenci Veli Derneği, kısaca Veli Der olarak bilinen, Öğrenci Veli Derneği'nin önderliğinde çok sayıda değerli STK'nın katılımıyla Antalya'da Antalya Okul Yemeği Koalisyonunu biz de hareket olarak başlattık” diye konuştu.
‘KRİZLER YARATILIYOR’
Bir diğer konuşmacı olan Eğitim-Sen Antalya Şube Sekreteri Ahmet Gülden, “Ülkemiz gerçekten çok ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Ve bunu yeni yaşamıyor, ilk defa yaşamıyor. Yıllardır süren bir süreç bu. Sistematik olarak krizler yaratılıyor ve bu krizler başa çıkma görevi sorumluluğu da topluma, halka yükleniyor. Küresel sermayenin onların yerli işbirlikçilerinin siyasal iktidarlarının katılımıyla toplumun genel kısmı günden güne derinleşen bir yoksulluğu yaşamaya mahkum kalıyor. Siyasi iktidarlarda bunun bir parçası oluyor. Ekonomik krizler derinleştikçe bu krizlerden en çok etkilenen maalesef toplumun dezavantajlı kesimleri. Çocuklar ve kadınlar. Kadın cinayetleri, şiddet, açlık, yoksulluk, çocuğunu doyuramamanın, besleyememenin, giydirememenin yarattığı psikolojiyi kadınlar bir taraftan yaşarken diğer taraftan da çocuklar bu açlığı, yoksulluğu sonuna kadar yaşıyor. Ve biz de bunun içindeyiz” dedi.
‘SAĞLIK KORUNMALIDIR’
Yeterli gıdaya ulaşmanın öneminden bahseden Prof. Dr Aydan İzgi ise konuşmasında, “Son yıllarda sağlık hem uygulanan politikalarla hem de toplum bazında teşhis ve tedaviye indirgendi. Oysa sağlık hasta olmadan sağlığı korumaktır. Bu anlamda da yeterli ve güvenli gıdaya ulaşmak sağlığın en önemli bileşenidir. Bu olmadığında ciddi bir halk sağlığı sorunuyla karşı karşıya kalıyoruz. Sağlıklı beslenme durumunda en fazla çocuklar etkilenir. Çocukların sağlıklı beslenmesi sadece ailelere bırakılacak bir şey değil. Devletin çocukların ve gençlerin sağlık ve eğitim hakkını gerçekleştirmesi üzere yapması gereken en önemli konu ücretsiz okul yemeğidir” ifadelerini kullandı.
‘BAĞIŞ DEĞİL HAK’
Son olarak yoksulluğun hat safhada olduğu bir dönemde yaşıyoruz vurgusu yapan Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Serap Ertuğrul da şunları söyledi: “Bir yanda ekonomik durumu iyi olan ailelerde ihmal görüyoruz. Hazır gıdalar, yeterli iletişim kurulmaması ekonomik durumları iyi olan ailelerde çocukların bambaşka sorunlar yaşanmasına neden oluyor. Antalya’da çocuk suç oranları her geçen gün artıyor. Yoksulluk içinde duyusal boşluk, ekonomik sıkıntılar yaşayan çocuklara destek olamadıktan sonra bu çocuklar topluma karşı nefretle büyüyor. Anayasa’nın 10, 27 ve 47’inci maddeleri devletin eğitim ve özgürlüğün sağlanması için önlem alma görevi verir. Bu hakkın olanakları da devlet tarafından sağlanması zorunludur. Burada bağış ve yardım değil, çocukların hakkı olanın çocuklara teslim edilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Oğuzhan BOZAĞAÇ