Bipolar bozukluğu, duygu durumunun uç noktalarına varan değişikliklerle karakterize edilen bir ruhsal sağlık bozukluğu olarak tanımlayan Klinik Psikolog Nükte Balcı, bipolar bozukluğun tarihinin eski Mısır, antik Yunan ve Roma dönemlerine kadar dayandığını ifade ederek, bu hastalığın tarihçesinden ve türlerinden şöyle bahsetti: “MÖ 5.yy’da Hipokrat tüm zihinsel bozuklukların temelinin nedenini ‘kapkara safraları safra, balgam’ gibi sıvıların dengesizliği ile açıklanabileceğini ileri sürdü. Hipokrat melankoli semptomlarını ‘mutsuzluk, iştahsızlık, uykusuzluk, sinirlilik, huzursuzluk’ olarak tanımlamış ve kara safra ile ilişkilendirmiştir. Mani semptomlarını ise sarı safra ile ilişkilendirerek ‘aşırı enerji coşku sinirlilik ve büyüklenmecilik’ olarak tanımlamıştır. bipolar bozukluk DSM3’de ‘Affektif Bozukluk’ olarak kabul edilmiş; DSM4-R’de ‘Duygudurum Bozukluğu’ kavramına geçilmiştir. DSM4 ile birlikte bipolar bozukluk 1, bipolar bozukluk 2, siklotimik bozukluk ve başka türlü adlandırılamayan ‘bipolar bozukluk’ tanıları oluşmuştur. Bu bozukluğun farklı türleri, belirtilerin şiddeti, süresi ve sıklığı açısından birbirinden farklılık gösterir. Bipolar bozukluğun başlıca dört ana türü vardır: Bipolar I Bozukluk, Bipolar II Bozukluk, Siklotimi (Siklotimik Bozukluk) ve 4. Bipolar Bozukluk, Başka Türlü Tanımlanmış (Bipolar Disorder NOS).”
BİPOLARIN TÜRLERİ
Bu bozukluğun farklı türleri, belirtilerin şiddeti, süresi ve sıklığı açısından birbirinden farklılık gösterdiğini belirten Nükte Balcı, Bipolar bozukluğun başlıca dört ana türünü şu şekilde açıkladı: “Bipolar I, en şiddetli formu olarak kabul edilir ve kişide en az bir kez manik epizod (yüksek enerji, aşırı mutlu ya da sinirli bir ruh hali) yaşanır. Manik dönemdeki semptomlar çoğunlukla hastanın yaşamını olumsuz etkiler ve genellikle hastaneye yatış gerekebilir. Bipolar I bozukluğu hem mani hem de depresyon dönemlerini içerir, ancak manik dönem daha belirgindir. Bipolar II bozukluk, daha hafif mani belirtileri olan hipomani (daha az şiddetli mani) ile karakterizedir. Kişi, bipolar I'e göre daha az aşırı bir mani deneyimler, ancak depresyon dönemleri genellikle daha belirgin ve uzun sürelidir.Bipolar II, manik dönemlerden ziyade depresyon dönemi ile daha belirgin olabilir.Siklotimi, bipolar bozukluğun daha hafif bir formudur. Kişi, mani ile depresyon arasında sürekli bir geçiş halindedir, ancak belirtiler daha hafif ve daha kısa süreli olabilir.Bipolar Bozukluk, Başka Türlü Tanımlanmış (Bipolar Disorder NOS). Bu tanı, bipolar bozukluk belirtilerinin gözlemlendiği, ancak bu belirtilerin tam olarak Bipolar I, Bipolar II veya siklotimik bozukluk kategorilerinin tanımlarına uymayan vakalar için kullanılır. Diğer türlere uymayan bipolar semptomlar görülürse, bu tanı konulabilir. Semptomlar, bir kişinin normal işlevselliğini bozan mani, hipomani ve depresyon dönemlerini içerebilir.”
TEMEL FARKLAR
“Mani ve Hipomani Dönemlerinin Şiddeti: Bipolar I bozuklukta mani şiddetli, Bipolar II bozuklukta ise hipomani daha hafif ve daha az müdahaleye ihtiyaç duyabilir.Depresyon Süreleri: Bipolar II bozuklukta depresyon dönemleri genellikle daha uzun sürebilirken, Bipolar I bozuklukta mani dönemi depresyon döneminden daha belirgindir.İşlevsellik ve Müdahale Gereksinimi: Bipolar I genellikle daha şiddetli semptomlar gösterdiği için hastaneye yatış gereksinimi daha sık olabilir. Bipolar II ve siklotimi daha hafif belirtilerle seyredebilir, ancak bu durumlar da işlevsellik kaybına yol açabilir.Bipolar bozukluğun farklı türleri, manik ve depresif dönemlerin şiddeti, sıklığı ve süresi açısından birbirinden farklıdır. Her türün tedavisi de belirtilerin şiddetine göre değişebilir, bu nedenle doğru tanı ve tedavi planı için uzman yardımı alınması önemlidir. Bipolar bozukluk, tedavi edilebilir bir durumdur, ancak ömür boyu sürebilir. Yani tedavi ile semptomlar yönetilebilir ve bireyler normal bir yaşam sürebilir, ancak genellikle yaşam boyu tedavi ve izleme gerektirir. Bu bozukluk, depresyon ve mani ya da hipomani dönemleri arasında değişkenlik gösterebilir.”
‘TEDAVİ SÜRECİ DEĞİŞKENDİR’
“Bipolar bozukluk ömür boyu sürebilecek bir durumdur. Ancak doğru tedavi ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle bireyler, hastalığın semptomlarını kontrol altına alabilir ve normal bir yaşam sürdürebilir. Tedavi edilmediğinde, semptomlar şiddetlenebilir ve kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir.Bipolar bozukluk genellikle ataklarla seyreder; mani ve depresyon dönemleri arasında geçişler olabilir.Erken tanı ve tedavi, hastalığın yönetilmesinde çok önemlidir.Tedavi süreci kişiseldir ve her birey için farklı olabilir. Kimi insanlar ilaçlarla yeterince kontrol sağlarken, kimileri ise terapötik müdahalelere ihtiyaç duyabilir.Bipolar bozukluk tedavi edilmediğinde uzun vadede yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Ancak tedaviye erken başlamak, bireylerin semptomlarını yönetmelerine ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.Bipolar bozuklukta depresif ataklarla başa çıkmak hem ruhsal hem de fiziksel olarak zorlayıcı olabilir, ancak doğru stratejiler ve tedavi ile bu atakların etkisi azaltılabilir. Depresif ataklar, düşük enerji, umutsuzluk, ilgi kaybı, uykusuzluk ya da aşırı uyuma gibi belirtilerle kendini gösterir ve bu süreç kişiyi günlük yaşamını sürdürme konusunda zorlayabilir. Bipolar bozuklukta depresyon ataklarıyla başa çıkmanın çeşitli yolları vardır, ancak her bireyin tedaviye yanıtı farklı olabileceği için kişiselleştirilmiş bir yaklaşım en etkili sonuçları verir.”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
“Bipolar bozuklukta depresif ataklarla başa çıkmanın etkili yolları, ilaç tedavisi, psikoterapi, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve sosyal destekten oluşan bir kombinasyon gerektirir. Bu ataklarla başa çıkmak, zaman alabilir, ancak doğru yaklaşım ve destekle daha yönetilebilir hale getirilebilir. Bipolar bozukluk tedavisi kişiselleştirilmiş olmalı ve bir uzman tarafından izlenmelidir. Bipolar bozukluk tedavi edilmediğinde hem ruhsal hem de fiziksel sağlık üzerinde ciddi ve uzun vadeli etkiler yaratabilir. Bu hastalık, duygudurum değişiklikleri (mani, hipomani ve depresyon) ile karakterize olduğu için tedavi edilmediği takdirde, zamanla hastanın yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürebilir. Tedavi edilmeyen bipolar bozukluk, kişisel, profesyonel ve sosyal yaşamda birçok olumsuz sonuca yol açabilir. Bu sonuçlar, kişinin hem ruhsal hem de fiziksel sağlığını zedeleyebilir.” (www.akdenizmanset.com.tr)
---