Mistisizm, büyücülük, batıl inançlar, orta çağdakileri andıran tarikatlar ve yıldız falları özellikle hızlı değişimler karşısında şaşkın ve kendisini yönetmekte güçlük çeken insanlar tarafından benimsenmekte.
Engin Geçtan’ın İnsan Olmak kitabının birey ve toplum bölümünde dikkatimi en çok çeken saptamalarından bir tanesiyle başlamak istedim yazıma...
Neden insan kendini tanıma ve yönetme yolunda sürekli ve aralıksız bir mutluluğun ve sürekli bir ilişkiler yığınının peşindedir diye sordum kendime ve verdiğim cevaplarda;İnsanın mutlak yalnızlığını sorgularken buldum kendimi..
İnsan en ilkel zamanlarında, hep yalnızlıktan korkmuştur...
Şöyle bir çevreme bakınca gerçekten de insan başkalarıyla beraberken bir çok şeyi daha iyi yaptığına inanır, ancak kendi içinde yine yalnızdır ve içinde yaşadığı dünyaya karşı yürekli bir savaşım vermek zorundadır...
Anlık mutluluk ve korunma ihtiyaçlarının arkadaşlık olarak nitelendirilmesi bir kenara insanın kendi benliğindeki iç görüyü dışarıya çıkarabilmesi için yalnızlık gerekir...
Ancak toplum yalnızlığı ötekileştirir, yalnızlık çoğu zaman uyumsuzluk olarak algılanır, aslında yalnızlık belirli bir güç ve cesaret gerektiren bir unsurdur...
Yalnız kalıp tefekkür edebilmek insanın içindeki özü ortaya çıkarabilme yolunda atılması gereken en büyük ve en zor adımdır belkide...
Ancak insan içindeki özü dışarıya çıkarırsa sistemle çelişmeye başlayacak, çelişki onu güvenli limanlarından uzaklaştıracaktır işte insanın yüzyıllardır yaşadığı çelişkinin temelinde aslında bu vardır...
Korku ve kaygılar...
Tıpkı ilk insanın güneşe tapması gibi bir şeydir bu...
Güneş kaybolup her yer kapkaranlık olunca, insan korkar ve ne yapacağını şaşırır, ertesi gün yeniden doğunca sevinir ve ona tapmaya başlar...
Tıpkı güneş örneğinde olduğu gibi, bilmediğimiz ancak özendiğimiz ve sorgulamadan kendimize yol tuttuğumuz, bir mutluluk umudu aradığımız herşey de yarın bizim taptığımız ve sadece onun için yaşadığımız hedefler haline gelebilir bu nedenle...
O yüzden insanın kendi olabilmesi yolunda attığı her adım değerliyken, atılan adımları kendini tanımamış insanların ellerine bırakmak yazımın girişinde Engin Geçtan Hocadan yaptığım alıntıda da bahsettiğim üzere bir ortaçağ karanlığında bırakabilir insanı...
Sonu ise Hayal kırıklıklarıdır...
Çünkü İnsan mutluluğu şırıngayla satın alamaz...
Bu nedenle insan yalnızlığıyla barışmalı ve yalnızlığından korkmamalıdır.
GÜNDEM
06 Aralık 2017 - 10:30
Bir Avuç Yalnızlık
GÜNDEM
06 Aralık 2017 - 10:30