Geçtiğimiz salı günü, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott Antalya’daydı..
Dışişlerinden gelen “nota” gereği önce Vali’yi, ardından Büyükşehir Başkanı’nı, Garnizon Komutanını ziyaret etti.
O gün Menderes Türel’in planlanmış ilçe ziyaretleri olduğu için, Büyükşehir’de Büyükelçi’yi Türel’in vekili Abdurrahman Yılmaz ağırladı..
Büyükelçi, bu arada CHP’nin Büyükşehir adayı Muhittin Böcek’i de ziyaret etti..
Ziyaretlerde daha çok, “İngiliz turistlerin Antalya’ya ilgisi, Antalya’nın turizm potansiyeli, turistlerin güvenliği” gibi konular dile getirildi..
…
BÖCEK HAVALANDI
Büyükelçi’nin ziyaretinin gerçek amacı, “bir turizm merkezini İngiliz turistlerin güvenliği açısından incelenmesi için hükümetinden aldığı talimatın bir gereği miydi” onu bilemem..
Ama, Sir Chilcott’un ziyaretinden “kendine farklı bakış açısı çıkaranlar” oldu..
Örneğin Muhittin Böcek..
Böcek, Büyükelçi’nin ziyaretini öylesine önemsedi, öylesine büyüttü ki..
Adeta çocuklar gibi sevindi..
Neredeyse “oleeey” çekip sokaklarda, “İngiliz Büyükelçi beni ziyarete geldi” diye bas bas bağıracak..
…
Ziyarette, Konyaaltı Belediyesi’nin kapısına kadar indi, tabela önünde birlikte fotoğraf çektirdi..
Ve bunu sosyal medyada yayınlatıp, ekibine paylaş paylaş yaptırarak çok kişinin bunu görmesini ve duymasını sağladı..
Ertesi gün Menderes Türel’le birlikte KONYSİAD’ın davetine katıldı..
Önce Türel çıktı; projelerinden ve yapacağı hizmetlerden söz etti, gitti..
Ardından sahne alan Böcek de (çoğu Türel’in projelerinden kopya edilmiş) projelerini dile getirdi..
Ama konuşmasında öyle bir laf etti ki, salon neredeyse buz kesti..
Dedi ki;
“Biliyor musunuz, beni dün koskocaaa İngiltere Büyükelçisi ziyaret etti..
Konsolos değil ha, Büyükelçi..
Siz bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz..”
…
ZİYARETİN ANLAMI
“Konsolos değil ha, Büyükelçi”nin Böcek’i ziyareti ne anlama geliyor?
Hani, “biz 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz” diye bir deyişimiz vardır ya..
O misal, bildiğimiz Böcek bu ziyaretin ne anlama geldiğini açık açık söylemediği için, onun yerine biz sizlere anlatalım..
Yani Böcek demek istiyor ki;
“İngiltere beni istiyor.. Seçimi benim kazanacağımı anladı ve bu nedenle de koskocaaa büyükelçisini bana gönderdi..”
…
Siz bu durumu, “kendini dev aynasında görmek” diye nitelendirebilirsiniz..
Ama, Böcek’in ruh hali sadece bu değil..
“Gücünü, iktidarını kaybetme korkusu” yaşayanlara özel bir durumdur bu..
Kişinin yaptığı basit işlerin kendisine çok mühimmiş gibi gelmesi sonucunda, “ben süperim, ben harikayım" modunda gezinmesidir..
Çoğunlukla kendine güvenmeyip, ufak işleri ve kişileri çok büyükmüş gibi göstererek “kendisini önemli biri olarak görmek” gibi, bir çeşit yanılgıdır..
…
Kaldı ki..
Böcek’in, “bu ziyaretin ne anlama geldiğini biliyorsunuz” yaklaşımı, başka bir anlamda da çok yanlış..
Bu yanlışı gazeteci arkadaşımız Ahmet Dökdök, şöyle ifade ediyor:
“Biz Antalya Belediye Başkanı’nı İngiltere Büyükelçisi istesin istemiyoruz.. Biz isteyelim, istediğimizi biz seçelim istiyoruz..”
Bunu sadece Böcek değil, herkes anlasa keşke..
…
“BAŞKAN” PROFİLİ
Özetle..
Bir Büyükelçi Antalya’yı ziyaret etti, bir tek Muhittin Böcek bunu kendine yonttu..
Büyükşehir ziyareti “olağan bir ziyaret” olarak gösterdi..
Böcek ise, ziyareti “olağanüstü” bir hale getirdi, “İngiltere benim başkan olmamı istiyor, bunu gözardı etmeyin haaa” gibi anlamlar kattı..
…
İşte size bir “başkan profili”..
Kendine güveni olmayan biri, halkına güvenir mi?
Ya da siz böyle birine güvenir misiniz?
Karar sizin..
GÜNDEM
15 Mart 2019 - 10:03
Bir Büyükelçi.. İki Başkan adayı..
GÜNDEM
15 Mart 2019 - 10:03