2006 yılında Antalya’nın en işlek noktalarından biri olan Dönerciler Çarşısı karşısındaki Büyükşehir Belediye İşhanı önünde, bir emekli polisimiz, iki vatandaşımız teröristler tarafından şehit edilmişti. 61 kişi de yaralanmıştı. O gün demiştim ki; “Bu olayı tel’in etmeyen, lanetlemeyen, tepki koymayan herkes teröristin ortağıdır, destekçisidir, teröristtir. Antalya’daki Kürt kardeşlerimiz ve sivil toplum kuruşları, eğer bu menfur olayı tel’in etmiyorlarsa teröristtirler. PKK’lıdırlar”.
Bu olayı kabul etmeyip, protesto eden Kürt kardeşlerimiz ve sivil toplum kuruluşları da vardır. Ama bazıları ya taraf oldukları için, ya da korkudan protesto edemediler.
“Yine Güneydoğu’da PKK’nın yol kesmelerinde, mahkeme kurmalarında, haraç almalarında, dağa adam kaçırmalarında güvenlik güçleri, bürokratlar, valiler, kaymakamlar neredeler?” demiştim.
“Güneydoğu’da paralel devlet” diye de yazı yazmıştım. Zamanla öğrendik ki, bu koordinasyon FETÖ’cülerle beraber yapılmış.
VATANDAŞLIK GÖREVİ
Güneydoğu’da 1.800.000 elektrik abonesi varmış. 90.000 aboneden para alınabiliyormuş.
Dicle Elektrik İdaresi Genel Müdürü Murat KARAGÜZEL; “Tahsilatımızda kaçak oranımız %75’ten %60’a düşürülmüştür. Hedef %50’nin altına inmektir” diyor.
Ne kadar çirkin ve ağır bir hırsızlığın ve beceriksizliğin ifadesi.
Ey yetkililer; Güneydoğu’da asker, polis, devlet yok mu? Eğer buradaki aleni yapılan hırsızlığı önleyemiyorlarsa neden oradalar? Korkuyorlar mı? Yetersiz mi kalıyorlar? Devletin gücünü kullanmaktan mı acizler? Göstere göstere yapılan bu hırsızlığa karşı neden tedbir alınmaz?
Antalya’da 3 ay elektrik paranızı ödemezseniz, elektriğiniz kesilir. Güneydoğu’daki bu hırsızların çaldığı elektriğin bedelini biz ödemek zorunda mıyız?
Hırsız hangi ırktan, bölgeden, yöreden, dinden, partiden olursa olsun hırsızdır. İnsanların emeğini, parasını çalmıştır. Kul hakkıdır. Sadece insanlardan çalınan değil, devletten çalınan da hırsızlıktır.
Bu hırsızlığı bilen ve görenlerde susuyorlarsa, tepki koymuyorlarsa onlarda ortaktırlar.
HAKİKAT KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR.
Ey Elektrik İdaresi yetkilileri! Hırsızın çaldığını namuslu insanlardan tahsil hakka, hukuka, vicdana sığar mı? Uygun mu? Haksızlık yapmıyor musunuz? Hırsızı değil, namuslu vatandaşı cezalandırıyorsunuz. Bizim ne suçumuz var?
Güneydoğu’da devlet devletliğini göstermeli, güvenliği sağlamalıdır. Görevi doğru dürüst yapmayanlara da hesap sormalı, en azından yerleri değiştirilmelidir.
Hırsızlar ne zamandan beri aleni hırsızlık yapıyor? “Ben çalıyorum. Senin gücün yetiyorsa, hadi gel sen paranı al” diyorlar.
Devlet bu kadar güçsüz değildir. Eğer tedbir alınmazsa, diğer insanlar da çalacaktır. Hırsızı ve hırsızlığı affeder, görmezden gelirseniz herkesi bu yola teşvik etmiş olursunuz.
Cezalar caydırıcı olmalıdır. Hizmette eşitlik ve adalet sağlanmazsa kin, nefret ve kaos olur.
Ey Kürt kardeşlerim!
Devlet görevini yapmakta, ama siz de vatandaşlık görevinizi yapın.
Adam dua ediyor; “Yarabbi zalime de, mazluma da yardım et”. Mazlumu anladık. Zalime nasıl yardım yapılacak? Zalimin, zalimlik yapmasını engelleyerek.
Hangi inançtan olursa olsun, hırsızlık kul hakkıdır. Allah (c.c); “Kul hakkıyla huzuruma gelmeyin” diyor.
Ben müsebbiblerine, kimler bu hususta mesulse, hakkımı helal etmiyorum.
Kalın sağlıcakla…
GÜNDEM
09 Ekim 2018 - 09:43
BU BEDELİ KİM ÖDEYECEK?
GÜNDEM
09 Ekim 2018 - 09:43