Direniş Çadırı Antalya Grubu, Filistin’deki insanlık dışı katliamı kınamak ve İsrail’le imzalanan ateşkese dikkat çekmek amacıyla Attalos Meydanı’nda toplanarak basın açıklamasında bulundu. Grup adına açıklamayı okuyan Özlem Beyhan, Gazze savaşçılarının tarihe altın harflerle yazılacak bir direnişin zaferini tüm dünyaya ilan ettiğini haykırdıklarını ifade ederek, “Yıllardır süregelen abluka, bombardıman ve soykırım politikalarının bütünüyle Gazze'yi yok etme emeline dönüştüğünde bu yiğit halk, sömürgeciliğin ve zulmün kaçınılmaz olmadığını dünyaya bir kez daha gösterdi. Bugün bir kez daha anlıyoruz ki Gazze’nin zaferi sadece Gazze için anlam ifade etmiyor. Filistin’in mücadelesi sadece Siyonistlerle mücadeleyi simgelemiyor. Gazze’nin kahramanlığı ve Filistin’in bitmeyen direnişi tüm mazlum halkların sömürgeci zincirleri kırabileceğinin umudunu vermektedir. Bugünün ateşkesi, yarının zaferlerine kapı aralayan bir umuttur” diye konuştu.
‘YENİ BİR SÜRECİN BAŞLANGICI’
Gazze direnişinin, yalnızca bir coğrafyanın mücadelesi olmadığını, aynı zamanda insanlık onurunun sınır tanımayan bir haykırışı olduğunu belirten Beyhan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu zafer, emperyalizmin yenilmez olmadığını kanıtlamış; Filistin'deki mücadele, dünyanın diğer ucundaki mazlumlara da umut olmuştur. Zulüm düzeninin kağıttan kaplanları birer birer yıkılırken, Filistin direnişinin kazanımları, emperyalist blokta derin bir gedik açmış ve bu yapının çözülmeye mahkum olduğunu ortaya koymuştur. Ancak bu zafer, yeni bir sürecin başlangıcıdır. Bugün Gazze’nin sokaklarında elde edilen kazanımı, siyasi ve diplomatik arenada kalıcı hale getirmek, direnişin takipçilerinin ve destekçilerinin omuzlarında bir sorumluluk olarak durmaktadır. Gazze'nin sesi, dünyanın dört bir yanında yankılanmaya devam etmeli, zalimlere karşı mücadele eden halkların ortak bir marşı haline gelmelidir. Tüm dünyada aylardır tüm zorluk ve engellemelere rağmen Gazze’nin çağrısına, nefesine, mücadelesine katılan vicdanlar şimdi bu sürecin şahitliğini sürdürmelidir.”
TÜRKİYE’NİN TUTUMUNA ELEŞTİRİ
“Bu tarihi zaferin ve ateşkesin kutlandığı şu günlerde, Türkiye'nin dış politikadaki tutumu, utancın ve çelişkilerin bir resmi olarak karşımızda durmaktadır. Bütün hamasetlere rağmen şu gerçek gözümüzün önündedir: Türkiye, bir yandan İsrail ile ticareti hileli ya da açıkça sürdürürken, tam ambargodan kaçınırken, diğer yandan Filistin davasına sadakat iddiasında bulunmaktadır. Ancak, Gazze'nin bombalanması sırasında bile başta petrol sevkiyatı olmak üzere İsrail’le ilişkilerin kesilerek İsrail’in tecrit edilmemesi bu iddiaların samimiyetsizliğini gözler önüne sermiştir. Kürecik ve İncirlik üsleri, emperyalist çıkarların coğrafyamızdaki karakolları olmaya devam ederken, Türkiye'nin bölgede Filistin lehine ve emperyalistlerin karşısında bir politika izlediğini söylemek, gerçeklere ihanet olur. Bu üsler, sadece Filistin’e değil Orta Doğu’nun halklarına yönelik de emperyalist sömürü planlarının uzantılarıdır. İsrail'le yapılan iş birlikleri, yabancı üslerin varlığı ve diğer siyasal, kültürel, askeri ve ekonomik iş birlikleri bu zalimce düzenin çarkını döndürmeye hizmet etmekten başka bir anlama gelmemektedir.”
‘GERÇEKLERİ YOK SAYAMAYIZ’
“Gazze direnişi tüm dünyaya olduğu gibi Türkiye’de de gerçekleri daha görünür hale getirmiştir. Görüyoruz ki Türkiye özgür değil. Görüyoruz ki idarecilerin aksine bu ülke de emperyalist kuşatmanın içinde duruyor. Görüyoruz ki bu düzen dünyanın sömürücü güçleriyle ve onların cahili politikalarıyla tam bir uyum içinde. Yapılan hamaset, atılan nutuklar bu gerçeği artık örtemez hale geldi. Bütün bu kuşatılmışlığa rağmen savaşı, işgali ve katliamı yaşamıyor oluşumuzun tek nedeni henüz sıranın bize gelmemiş olmasıdır. Bugün bu gerçeğe gözlerimizi kapatırsak yarın bu sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalacağımızı inkar edemeyiz. Dünyadaki zilletin ahirette de büyük bir veballe birleşip hepimizi kahredeceği gerçeğini yok sayamayız. Unutmayalım ki Gazze direnişi hepimize sayıların değil adanmışlığın, gücün değil hakikatin önemli olduğunu hatırlatmıştır. Yedi düvelin birleşip karşısında savaştığı mahalle büyüklüğündeki Gazze’ye diz çöktürülemeyişi de bunun canlı örneğidir. Özgürlüğümüzü kazanmak, haysiyetimizi korumak ve bir Müslüman olarak Rabbimize olan sorumluluğumuzu yerine getirmek istiyorsak önümüzde bir rol model olarak Gazze bulunmaktadır.”
‘GAZZE’NİN ZAFERİ GÜÇ VERİYOR’
“Bizler, özürsüz ve şartsız bir şekilde Gazze'nin ve Filistin halkının yanındayız. İsrail'in zulmü ve emperyalistlerin baskısı karşısında, Filistin direnişi insanlık için bir bayrak olmuştur. Bu direniş, sadece askeri bir zaferin ötesinde, ahlaki ve düşünsel bir uyanışın başlangıcı olacaktır. Mazlum halkların hak arayışının somut bir görünümü olan Gazze, zulme karşı direnişin adı haline gelmiştir. Filistin için hamaset yapanlar gerçekleri gün yüzüne çıkaran, gerçekten yapılması gerekenleri dile getirenleri bir taraftan da cezalandırmaya çalışmaktadır. Adana’dan Ankara’ya, Eskişehir’den İstanbul’a barışçıl eylemlerle ‘İsrail’le midenize ateş dolduran ticareti bitirin’ diyen vicdanlı insanlara davalar açılmakta, hapis cezalarıyla korkutulmaktadır. Buradan yeniden ilan ediyoruz: Filistin dostlarının yanında olmaya devam edeceğiz. Her şeye rağmen biliyoruz ki bugün Gazze’nin zaferi, yarının mücadeleleri için bize güç veriyor. Filistin direnişi, dünya mazlumları için bir model ve yol gösterici olmaya devam ediyor. Bu yoldaşlık, insanlık onurunun sömürgeciliğe, emperyalizme ve siyonizme karşı ayakta durma cesaretidir. Gazze’den yükselen direniş, Filistin’in kurtuluşuyla sınırlı kalmayacak; dünyanın dört bir yanında emperyalistlere, zalimlere ve sömürgecilere karşı yanan bir meşaleye dönüşecektir. Bugün ateşkes, yarın zafer; bugün umut, yarın kurtuluş.” (www.akdenizmanset.com.tr)
---