Veli-Der Şube Başkanı Tülin Koç, konuyla ilgili açıklamasında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), çocuğun üst yararını hedefleyen temel hak ve özgürlükleri, evrensel ilkeleri ve yeni gelişmeleri esas alarak daha bilimsel, çağdaş ve evrensel kriterleri önceleyen bir müfredat oluşturması gerektiğini belirtti. Koç, yıllardır müfredatta ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklerin, protokollerin, iş birlikleri eğitim ve ders programlarının laik ve bilimsel temelinin tahrip edildiğini öne sürerek, “Bu tahribatlar çocuklarımızın akademik, psikolojik, bilişsel, moral ve sosyal gelişimlerine telafisi mümkün olmayan büyük zararlar verdiği gençliğimizin güncel umutsuzluğundan anlaşılmaktadır. Ülkemiz gençliğinin durumu bu iken MEB’in açıkladığı müfredat taslağı ile zaten çok örselenmiş olan özgürlükçü, eleştirel, eşitlikçi, demokratik, laik, bilimsel, evrensel eğitim boyutları bir kez daha hedef alınmaktadır” dedi.
‘İDEOLOJİK TERCİH’
Müfredata ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adının verilmesinin eğitime siyaset katarak ideolojik bir tercih olduğunun anlaşılmasına yol açan bir anlayış olarak değerlendiren Tülin Koç, “Eğitimin siyaset üstü olarak ele alınması bir ülke için hayati öneme sahipken, tüm itirazlara kulak asmaksızın 2014 yılında önce Maarif Müfettişleri Başkanlığı’nın kurulması, ‘Maarif Modeli’ne uygun müfredat değişimi açıklamalarının ve Maarif söyleşilerinin yaygınlaştırılması ile uzun süredir ‘eğitimden maarife, öğretmenden muallime, öğrenciden talebeye, bilimden irfana’ açıklamaları eşliğinde laik eğitimi hedef alan, maarif, köklerden geleceğe, erdem-değer-eylem vurguları eşliğinde dine dayalı eğitimi esas alan bir öğretim programı amaçlandığı hissedilmektedir. Müfredatta kazanımların ‘ayet ve hadisler ışığında’ ele alınması, kadınların çalışma hayatında olmasının, evlilik yaşının yüksekliğinin, kreş ve bakımevlerinin aile için bir tehdit, sorun olarak görülmesine kadar onlarca içerikle açıkça çağdaş, bilimsel eğitim reddedilmekte, hatta daha da ötesi Anayasa’nın laiklik ilkesi ve Medeni Kanunu’n da reddedildiğini ortaya koymaktadır” diye konuştu.
‘ÖZNESİNDE ÖĞRENCİ YOK’
Tülin Koç açıklamasına şöyle devam etti: “’Kültür ve medeniyetimize yön veren isimler’ denilerek müfredatta laiklik, laik, bilimsel, çağdaş eğitim, karma eğitim karşıtı isimler öğretim programlarında referans alınmaktadır. Müfredat değerler, ifadesiyle fıtrat, kader, kanaat ve benzeri ifadeler üzerinden inşa edilirken Cumhuriyet, eşitlik, özgürlük, emek, barış gibi evrensel değerler öğretim programında ‘değer’ olarak yer almamaktadır. Müfredat taslağı eğitimcilerden habersiz hazırlanmıştır. Öznesinin öğrenci olmadığı bir müfredat taslağıyla karşı karşıyayız. Dokuz günlük görüş verme süresinin akılcı, mantıklı bir karşılığı olduğunu veliler olarak düşünmüyoruz. Bu kadar kısa bir sürede tüm taslağın, ders içeriklerinin biz veliler ve öğretmenler tarafından okunabilmesi, incelenebilmesi bile mümkün değildir.”
‘YENİ BİR ÖĞRENCİ PROFİLİ’
“Öğretim programlarının hazırlık çalışmalarının Temel Eğitim Genel Müdürlüğü ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün ortak çalışmasıyla yürütülmesi dahi bu müfredatın amacını gösteriyor. Müfredatla yeni bir ‘öğrenci profili’ hedeflendiği belirtilmektedir. Çocuklarımız bu ülkenin geleceğidir. Ülkemizi seven, çağdaş medeniyetler seviyesine çıkması ve güçlenmesi için mücadele eden veliler olarak, bu çağdışı Müfredat yoluyla çocuklarımızın laik, kamusal, çağdaş eğitim hakkı ellerinden alınmak istendiğini düşünüyoruz. Bilimi, bilimsel, çağdaş eğitimi reddeden bir müfredat ülkemizin geleceğini de kaybetmemiz anlamına gelecektir. Bu farkındalık ve hissiyatla çocuklarımızın geleceğine ve eğitim haklarına sahip çıkmaya, çocuklarımızın ve memleketimizin geleceğini savunmaya devam edeceğiz. Bu müfredat derhal geri çekilmeli ve tüm paydaşların hazırlık sürecine dahil edildiği şeffaf, bilimsel, çağdaş, evrensel bir müfredat hazırlık süreci başlatılmalıdır.” (www.akdenizmanset.com.tr)
---