Antalya'da giyim mağazasında reyon yöneticisi olarak çalışan Aykut Çakal'ı (24), otomobilini satıp parasını almak için Muhammet Karataş ile birlikte öldüren Suriyeli Mohammad Ghazı Jasem'in (29) yargılanmasına başlandı.
Antalya'da, giyim mağazasında reyon yöneticisi olarak çalışan Aykut Çakal'ın İstanbul'da yaşayan ailesi, geçen yıl 23 Kasım gecesinden sonra kendisinden haber alamayınca durumu polise bildirdi. Tüm aramalara rağmen Aykut Çakal'ın izine rastlanmazken, aile, oğullarının kaybolmasının ardından 2008 model otomobilinin Muratpaşa ilçesindeki bir galeriye satıldığını, satış işlemini gerçekleştiren kişinin de arkadaşı Muhammet Karataş olduğunu öne sürdü. Karataş'ın, satış işlemleri sırasında da Aykut Çakal'a benzeyen Suriyeli Mohammad Ghazı Jasem'i aracın sahibiymiş gibi yanında getirdiği iddia edildi.
Toprağa gömülü cesedi bulundu
Çalışmalarını bu yönde genişleten polis, Aykut Çakal'a benzeyen Mohammad Ghazı Jasem'e ulaştı. Gözaltına alınan Jasem, Aykut Çakal'ı otomobilini satıp parasını almak için Muhammet Karataş ile boğarak öldürdüklerini, cesedini de Varsak bölgesindeki ormanlık alana gömdüklerini itiraf etti. Jasem'in belirttiği alanda arama yapan polis, Aykut Çakal'ın el ve ayakları bağlı cesedini, toprağa gömülü buldu. Ekipler tarafından çıkartılan Çakal'ın cansız bedeni, otopsinin ardından toprağa verilmek üzere İstanbul'a gönderildi. Şüphelilerin Aykut Çakal'a ait otomobili 83 bin liraya sattıkları saptandı. Bulunan otomobile el konuldu. Gözaltına alınan Jasem, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı adliyede 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.
Mahkemede suçlamayı reddetti
Tutuklu sanık Mohammad Ghazı Jasem, Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Jasem, duruşmaya bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile katılırken, ölen Aykut Çakal'ın yakınları ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasında, iddianamedeki ifadesinin polis zorlaması ile alındığını öne süren Mohammad Ghazı Jasem, şöyle konuştu: "Muhammet Karataş ile inşaatlarda tanıştım. Karataş, Isparta'da tavuk çiftliği olduğunu, orada çalışabileceğimi söyledi. Birlikte Isparta'ya gidecektik. Olay günü saat 20.00 sıralarında çocuklarımı ağabeyimin evine bıraktım. 23.00 sıralarında Muhammet Karataş'ın dediği saatte otogara gittim. Muhammet Karataş beni telefonla arayarak, evine gidip eşyaları toplamasına yardım etmemi istedi. Verdiği adrese gittim. Muhammet beni binanın önünde karşıladı ve üçüncü kattaki daireye çıktık. Kapı açıktı. İçeri girdiğimizde salonda kanepenin üzerinde maktulün elleri ve ayakları iple bağlanmış, çıplak vaziyetteki cesedini gördüm. Zaten eve girerken evin içerisinde tuhaf bir koku vardı. Maktulü öyle görünce korktum ve titremeye başladım. Muhammet bana, maktulün kendisi ile cinsel ilişkiye girmek istediğini ve bu yüzden onu iple boğarak öldürdüğünü söyledi. Maktulün boynunda da ip olduğunu gördüm. Muhammet'in elinde bıçak vardı. Evdeki eşyaları çantaya doldururken kendisine yardımcı olmamı istedi. Beni, 'Ceset birken, iki olmasın' diyerek tehdit etti. Korktuğum için yardım etmek zorunda kaldım. Maktulü evdeki bir battaniyeye sardık. Birlikte maktule ait arabanın arka koltuğuna koyduk. Aracı Muhammet kullandı. Muhammet benim evimin bahçesinde kürek ve bel olduğunu biliyordu. Onları aldım. Korkudan sesimi çıkaramadım. Polise haber veremedim. Cesedi Varsak'ta ormanlık alana gömdük. Ertesi gün maktule ait arabayı, yine onun arabadaki ceketini giyerek, birçok galerici gezdikten sonra sattık. Galericilerle görüşmeleri Muhammet yaptı. Arabayı 83 bin TL'ye, cep telefonunu da 2 bin 700 TL'ye sattık. Muhammet bana arabadan 3 bin TL, cepten de 200 TL verdi. Isparta'ya ailesinin yanına gideceğini söyledikten sonra bir daha görüşmedik. Bahsettiğim eylemleri de Muhammet'in tehdidi nedeniyle gerçekleştirdim." Sanığın tutukluluğunun devamına karar verilen duruşma, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.
DHA
Antalya'da, giyim mağazasında reyon yöneticisi olarak çalışan Aykut Çakal'ın İstanbul'da yaşayan ailesi, geçen yıl 23 Kasım gecesinden sonra kendisinden haber alamayınca durumu polise bildirdi. Tüm aramalara rağmen Aykut Çakal'ın izine rastlanmazken, aile, oğullarının kaybolmasının ardından 2008 model otomobilinin Muratpaşa ilçesindeki bir galeriye satıldığını, satış işlemini gerçekleştiren kişinin de arkadaşı Muhammet Karataş olduğunu öne sürdü. Karataş'ın, satış işlemleri sırasında da Aykut Çakal'a benzeyen Suriyeli Mohammad Ghazı Jasem'i aracın sahibiymiş gibi yanında getirdiği iddia edildi.
Toprağa gömülü cesedi bulundu
Çalışmalarını bu yönde genişleten polis, Aykut Çakal'a benzeyen Mohammad Ghazı Jasem'e ulaştı. Gözaltına alınan Jasem, Aykut Çakal'ı otomobilini satıp parasını almak için Muhammet Karataş ile boğarak öldürdüklerini, cesedini de Varsak bölgesindeki ormanlık alana gömdüklerini itiraf etti. Jasem'in belirttiği alanda arama yapan polis, Aykut Çakal'ın el ve ayakları bağlı cesedini, toprağa gömülü buldu. Ekipler tarafından çıkartılan Çakal'ın cansız bedeni, otopsinin ardından toprağa verilmek üzere İstanbul'a gönderildi. Şüphelilerin Aykut Çakal'a ait otomobili 83 bin liraya sattıkları saptandı. Bulunan otomobile el konuldu. Gözaltına alınan Jasem, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı adliyede 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.
Mahkemede suçlamayı reddetti
Tutuklu sanık Mohammad Ghazı Jasem, Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Jasem, duruşmaya bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemi ile katılırken, ölen Aykut Çakal'ın yakınları ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasında, iddianamedeki ifadesinin polis zorlaması ile alındığını öne süren Mohammad Ghazı Jasem, şöyle konuştu: "Muhammet Karataş ile inşaatlarda tanıştım. Karataş, Isparta'da tavuk çiftliği olduğunu, orada çalışabileceğimi söyledi. Birlikte Isparta'ya gidecektik. Olay günü saat 20.00 sıralarında çocuklarımı ağabeyimin evine bıraktım. 23.00 sıralarında Muhammet Karataş'ın dediği saatte otogara gittim. Muhammet Karataş beni telefonla arayarak, evine gidip eşyaları toplamasına yardım etmemi istedi. Verdiği adrese gittim. Muhammet beni binanın önünde karşıladı ve üçüncü kattaki daireye çıktık. Kapı açıktı. İçeri girdiğimizde salonda kanepenin üzerinde maktulün elleri ve ayakları iple bağlanmış, çıplak vaziyetteki cesedini gördüm. Zaten eve girerken evin içerisinde tuhaf bir koku vardı. Maktulü öyle görünce korktum ve titremeye başladım. Muhammet bana, maktulün kendisi ile cinsel ilişkiye girmek istediğini ve bu yüzden onu iple boğarak öldürdüğünü söyledi. Maktulün boynunda da ip olduğunu gördüm. Muhammet'in elinde bıçak vardı. Evdeki eşyaları çantaya doldururken kendisine yardımcı olmamı istedi. Beni, 'Ceset birken, iki olmasın' diyerek tehdit etti. Korktuğum için yardım etmek zorunda kaldım. Maktulü evdeki bir battaniyeye sardık. Birlikte maktule ait arabanın arka koltuğuna koyduk. Aracı Muhammet kullandı. Muhammet benim evimin bahçesinde kürek ve bel olduğunu biliyordu. Onları aldım. Korkudan sesimi çıkaramadım. Polise haber veremedim. Cesedi Varsak'ta ormanlık alana gömdük. Ertesi gün maktule ait arabayı, yine onun arabadaki ceketini giyerek, birçok galerici gezdikten sonra sattık. Galericilerle görüşmeleri Muhammet yaptı. Arabayı 83 bin TL'ye, cep telefonunu da 2 bin 700 TL'ye sattık. Muhammet bana arabadan 3 bin TL, cepten de 200 TL verdi. Isparta'ya ailesinin yanına gideceğini söyledikten sonra bir daha görüşmedik. Bahsettiğim eylemleri de Muhammet'in tehdidi nedeniyle gerçekleştirdim." Sanığın tutukluluğunun devamına karar verilen duruşma, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.
DHA