Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Antalya Konyaaltı Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ortaklığında, 2023-2024 eğitim öğretim yılıyla birlikte, 81 ilimizin tüm ilkokul, ortaokul ve liselerinde uygulamaya giren ÇEDES projesinin iptali için sokağa indi. Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesinin iptal edilmesi için Attalos Heykeli önünde basın açıklaması yapan CKD Antalya Konyaaltı Şube Başkanı Fatma Özdemir, “Eğitimin öğrenci, veli ve eğitimci olarak üç temel ayağı vardır. ÇEDES ile bu üç ayak büyük bir sarsıntı yaşamıştır" dedi.
‘SKANDALLARA İMZA ATILDI’ ÇEDES Projesi’nin önce imam hatip okullarında ve sonra bazı ortaokullarda uygulanmaya başlandığının altını çizen Özdemir, “Kademe kademe 81 ilin tamamında tüm okullar ÇEDES kapsamına alınmıştır. Bu proje hazırlanırken Türkiye'nin önde gelen eğitim bilimcilerinden görüş ve öneri alınmamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 3 Kasım 2021 tarihinde imzalanan bir protokolle "manevi değerler", "çevreme duyarlıyım" gibi masum kavramların arkasına saklanarak birçok skandala imza atıldı. İzmir İl Müftü Yardımcısı Oğuzhan Kadıoğlu'nun ÇEDES kapsamında ilköğretim öğrencilerini Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın katillerini kışkırtan Cumhuriyet düşmanı Esad Erbili'nin mezarına götürmesi bu skandallardan sadece bir tanesidir” ifadelerini kullandı.
‘YANLIŞ VE TEHLİKELİ BİR UYGULAMA’ Alanya'da da Süleymancılar tarikatına ait yurtta kalan 10 çocuğun, Kasım 2023'te yurt görevlisi tarafından cinsel istismara uğradığının ortaya çıktığını hatırlatan Özdemir, “ÇEDES Projesi kapsamında "sabır" konusu işlenirken, öğrenciden annesini ölmüş gibi hissetmesinin istenmesi, öğrencinin sınıf ortamında maket bir mezarın başında annesinin öldüğünü hayal ederek hıçkırıklara boğularak ağlatılması. Bırakınız yaşamayı, bu örnekleri vermek bile insanı tedirgin ediyor. Çocuklarımızın yaşadığı travmayı düşünmek bile istemiyoruz. Değerler eğitiminin din adamlarına devredilmesi, öğretmenlik mesleğiyle ilgisi olmayanların eline bırakılması çocuklarımızın ruh sağlığı ve kişilik gelişiminde son derece yanlış ve tehlikeli bir uygulamadır” şeklinde konuştu.
‘DEVLET TARAFINDAN YÖNETİLSİN’ Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın "hak ve özgürlükler" kılıfı altında Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı, kanunu yok sayan uygulamalarını reddettiklerini söyleyen Özdemir, “Türk milletinin bu konuda bizimle aynı hassasiyet içinde olduğundan, aynı şekilde düşündüğünden eminiz. Değerler eğitimi bağlamında Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevi; cumhuriyete, Atatürk İlke ve Devrimlerine gönülden bağlı, hoşgörülü, dürüst ve ahlaklı bireyler yetiştirmektir. Değerler eğitimi budur. Değerler eğitimi yalnızca dini eğitim de değildir. Eğitim sistemimizin tamamında "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersleri zaten vardır. Yaşanan skandallarla bu proje kendi kendisini açığa düşürmüştür. Buradan Milli Eğitim Bakanlığı'na sesleniyoruz: ÇEDES Projesi derhal yürürlükten kaldırılmalıdır. Cemaat, tarikat ve vakıf yurtları kamulaştırılmalı, devlet tarafından yönetilmelidir” dedi. RAMAZAN BOZCA
‘SKANDALLARA İMZA ATILDI’ ÇEDES Projesi’nin önce imam hatip okullarında ve sonra bazı ortaokullarda uygulanmaya başlandığının altını çizen Özdemir, “Kademe kademe 81 ilin tamamında tüm okullar ÇEDES kapsamına alınmıştır. Bu proje hazırlanırken Türkiye'nin önde gelen eğitim bilimcilerinden görüş ve öneri alınmamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 3 Kasım 2021 tarihinde imzalanan bir protokolle "manevi değerler", "çevreme duyarlıyım" gibi masum kavramların arkasına saklanarak birçok skandala imza atıldı. İzmir İl Müftü Yardımcısı Oğuzhan Kadıoğlu'nun ÇEDES kapsamında ilköğretim öğrencilerini Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın katillerini kışkırtan Cumhuriyet düşmanı Esad Erbili'nin mezarına götürmesi bu skandallardan sadece bir tanesidir” ifadelerini kullandı.
‘YANLIŞ VE TEHLİKELİ BİR UYGULAMA’ Alanya'da da Süleymancılar tarikatına ait yurtta kalan 10 çocuğun, Kasım 2023'te yurt görevlisi tarafından cinsel istismara uğradığının ortaya çıktığını hatırlatan Özdemir, “ÇEDES Projesi kapsamında "sabır" konusu işlenirken, öğrenciden annesini ölmüş gibi hissetmesinin istenmesi, öğrencinin sınıf ortamında maket bir mezarın başında annesinin öldüğünü hayal ederek hıçkırıklara boğularak ağlatılması. Bırakınız yaşamayı, bu örnekleri vermek bile insanı tedirgin ediyor. Çocuklarımızın yaşadığı travmayı düşünmek bile istemiyoruz. Değerler eğitiminin din adamlarına devredilmesi, öğretmenlik mesleğiyle ilgisi olmayanların eline bırakılması çocuklarımızın ruh sağlığı ve kişilik gelişiminde son derece yanlış ve tehlikeli bir uygulamadır” şeklinde konuştu.
‘DEVLET TARAFINDAN YÖNETİLSİN’ Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın "hak ve özgürlükler" kılıfı altında Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı, kanunu yok sayan uygulamalarını reddettiklerini söyleyen Özdemir, “Türk milletinin bu konuda bizimle aynı hassasiyet içinde olduğundan, aynı şekilde düşündüğünden eminiz. Değerler eğitimi bağlamında Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevi; cumhuriyete, Atatürk İlke ve Devrimlerine gönülden bağlı, hoşgörülü, dürüst ve ahlaklı bireyler yetiştirmektir. Değerler eğitimi budur. Değerler eğitimi yalnızca dini eğitim de değildir. Eğitim sistemimizin tamamında "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" dersleri zaten vardır. Yaşanan skandallarla bu proje kendi kendisini açığa düşürmüştür. Buradan Milli Eğitim Bakanlığı'na sesleniyoruz: ÇEDES Projesi derhal yürürlükten kaldırılmalıdır. Cemaat, tarikat ve vakıf yurtları kamulaştırılmalı, devlet tarafından yönetilmelidir” dedi. RAMAZAN BOZCA