Okuma-yazma öğrensinler, dünyada olup-biteni fark etsinler, vatanı-milleti için, ama daha çok “insanlık ve toplumlar” için iyi işlere imza atsınlar, bu dünyada iyi bir izlenim bıraksınlar diye okutuyoruz, değil mi?
Başka?
İyi bir eğitim alsınlar, yol-yordam öğrensinler, onurlarını kaybetmeden yaşasınlar diye okutuyoruz, değil mi?
Daha başka?
Yaşam biçimiyle, hayata bakışıyla, saygısı ve sevgisiyle, hoşgörüsüyle “örnek bir insan” olsunlar diye okutuyoruz değil mi?
Buna birçok “neden” ilave edilebilir..
Soru; bütün bunları yapabilmesi için “eğitimi” kim verecek?
İşte bu sorunun “kesin bir cevabı” yok..
Kimine göre öğretmenler, kimine göre aileler..
Peki; bu öğretmenler ve anne-babalar sizce “çocuğuna eğitim vermede yeterli” olabiliyorlar mı?
…
PORNOGRAFİ MERAKI
Evet haklısınız, zor bir soru..
Bu “zor soru”nun cevabını sizlere 26 yaşındaki bir “edebiyat öğretmeni” verecek..
Diyor ki;
“Ey anneler-babalar, siz ne yapıyorsunuz böyle?”
Ve şunları anlatıyor:
“Piyasada 11 ile 18 yaş arasındaki çocukların, özellikle de kızların okuduğu kitapların çoğunun pornografi içerdiğini bilmelisiniz..
Fuarlarda çok sık rastladığım bir manzara var..
Dizilerde oynayan 20 yaşındaki bir delikanlının yazdığı kitabı imzalatmak için binlerce kız çocuğu sıraya girmişler..
Ben de merak ettim ‘bu kitap ne anlatıyor’ diye, aldım inceledim..
İçindeki sapıkça düşünceleri ve pornografiyi okurken yüzüm kızardı, utandım..
Ve çocuklarımız için kahroldum..
Kitabı yazan genç dizi oyuncusu, ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyerek uyuşturucu kullanıyor ve o anlarda çok mutlu olduğunu anlatıyor..
Üstelik, devamını da istiyor..
Ardından güya en mutlu olduğu anlar olan, ‘tenha yerlerdeki flört ilişkilerini’ anlatıyor..
…
Oyuncunun kitabını imzaladığı yerde bir anne de sıra bekliyor..
‘Hayırdır ablam’ dedim..
‘Kızımın bugün sınavı vardı, kendi gelemedi, onun yerine kitabı imzalatmaya ben geldim’ dedi..
‘Ablam, kitap neyi anlatıyor biliyor musun’ diye sordum..
‘Bilmiyorum’ dedi, ‘kızım ve arkadaşları çok severek okudular, galiba iyi şeyler yazıyor’ dedi..
İnanın, her fuarda bu tür manzaralarla karşılaştım..
…
Dizilerde çocuklarımıza verdikleri ‘pornografik algı’ yetmiyormuş gibi, şimdilerde kitaplara da yazıyorlar..
Ve bu kitaplar, en çok satanlar arasında..
11-18 yaşındaki çocuklarımızın bilimle- ilimle eğitileceği beyinleri, sapık cinsellikle ve uyuşturucu ile eğitiliyor..
Hiç mi fark etmiyorsunuz?
Çocuklarınızın okuduğu kitaplara bir 10 dakika ayırıp hiç mi göz atmıyorsunuz?
Onları çocuk odası denilen yerlere hapsettiğimizden beri, kendi hallerine bıraktığımızdan beri kaybediyoruz..
Sonra da, ‘uyuşturucu neden bu kadar yaygın, cinsellik yaşı neden 12 ye indi’ diye yakınıyoruz..
Anne-babalar, lütfen çocuklarınızın okuduğu kitaplara, izlediği filmlere dikkat edin..
Sonra zamanı geri alıp düzeltmek imkansızdır..
Bugün siz çocuklarınız ellerinden tutmazsanız yarın polisler ve gassallar tutacaktır..
Kaybediyoruz onları..
Maalesef çocuklarımızı kaybediyoruz..”
…
GELECEĞİNİZ İÇİN
Çok genç bir genç öğretmenin feryadıdır bu..
Kulak verin..
Üst-baş alıp, harçlık verip, “okusun diye ne istiyorsa yaptık” deyip vicdanınızı rahatlatmayın..
Çocuklarınızın okuduğu kitaplara, izlediği filmlere, hatta arkadaşlarına hiç dikkat ediyor musunuz?
Okullarımızın yeni eğitim-öğretim yılı başlarken, bunu biraz düşünün bence..
Kendiniz için, çocuğunuzun geleceği için..
GÜNDEM
12 Eylül 2018 - 10:16
Çocuklarımızı niye okutuyoruz?
GÜNDEM
12 Eylül 2018 - 10:16