MHP’nin hazırladığı ve Sinan Ateş davasında mahkemeye ‘dinlenmeleri’ için sunduğu listedeki 154 kişiden birisi olan Antalyalı avukat ve aynı zamanda Karar Gazetesi yazarı olan Figen Çalıkuşu, Devlet Bahçeli’nin basın toplantısında “bu listede yer alan isimlerle hesaplaşacağız” sözüne tepki gösterdi. CHP’den milletvekili adayı da olan Çalıkuşu, “Yaşamı boyunca meslek onurunun peşinden giderek ‘hakikati’ aramayı şiar edinmiş bir avukat ile ‘hesaplaşmak’ isteyen bir siyasi parti ve hazırladığı listesi bize Türkiye’nin nerelere yuvarlandığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VURGUSU
Çalıkuşu, açıklamasında hukukun üstünlüğüne dikkat çekerek Türkiye’nin hukukun üstünlüğü endeksinde 142 ülke arasında 117’nci sırada olduğunu ve bu nedenle küresel organize suç endeksinde Avrupa birincisi durumuna geldiğini öne sürerek şöyle devam etti: “Hukukun kaybolduğu, yargının hukukla bağını kesmiş gibi göründüğü, ekonominin insanları çok bunalttığı, bütün kurumların güvenilirliğinin yok olduğu bir zamanı yaşıyoruz. Türkiye’de geleneksel mafya örgütlerinin iş başı yaptığı, hükümet ve siyasetçiler ile ilişki içinde olduğu, bu ilişkiler sayesinde hem kollukta hem de yargıda koruma sağlandığı rapor edilmektedir.”
‘NEDEN BİRLİKTE İSTEMİYORUZ?’
Sinan Ateş davasında MHP’nin sürekli suskun olmasının, cinayet üzerindeki sis perdesinin aralanmasının önünde engel teşkil ettiğini öne süren Figen Çalıkuşu, “Herkesin gözü önünde işlenen siyasi bir cinayet davası. Birileri hukuku çalıştırmamak istiyor. Sinan Ateş’in cinayetinin tüm boyutlarıyla aydınlatılmasını neden hep beraber istemiyoruz, sorulması gereken temel ve esas soru bu değil mi? Bu soruya bir siyasi parti olan MHP’nin verdiği cevap; Ankara’nın göbeğinde işlenen bir siyasal cinayeti hukuksal sorgulamaya tabii tutan insanları listelemek ve onlarla hesaplaşma açıklaması oldu” dedi.
‘MİLLİYETÇİLİK HUKUKU SAVUNMAKTIR’
Çalıkuşu, sözlerini şöyle tamamladı: “Küresel baronların vatandaşlığa kabul edildiği, uyuşturucu trafiğinin merkezinde yer aldığımız için, hukuksuzluğun, şiddetin, yolsuzluğun ve en sonunda siyasal cinayetlerin ülkesi haline döndüğümüz için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, kıdemli bir hukukçu olarak, anne olarak, evlat olarak hüzünlüyüm. Benim bildiğim vatanseverlik ve milliyetçilik ölçüsü ülken için devletin için insanın için hukuk istemektir. Hukuku tepeleyip, cinayetleri karanlıkta bırakmayı sessizce izlemek 35 yıllık mesleğime, yaptığım yeminime, ülkeme, evladıma ve kendime olan sorumluluğuma ihanet olur. Demokrasi kavgası hukukun görünmez olduğu zamanlarda bile hukuk ile yapılır.” (www.akdenizmanset.com)
---