Tüm Öğrenci Velileri İşbirliği Derneği Genel Başkanı Feray Atalay ve Kırmızı Burun Platformu Başkanı Lara Katrancı, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Atalay, “Bir veli öğrenci öğretmenlerin bir araya geldiği eğitim derneğidir. Neler yapar konusuna gelince her derneğin yaptığı gibi eğitimler yapar burslu çocuklar okutur. Okullarla iş birliği yaparak eğitimin içinde birebir var olur. Kuruluş olarak okul aile birliklerinin görev ve sorumluluklarını kendisine misyon edinir. Bu noktada eğitimin kaliteli, parasız, eşit, nitelikli bilimsel çağdaş olması adına her tür çalışmayı sürdürür” dedi
İletişim, öğrenci koçluğuna kadar her şey
Ramazan Metin’in sunduğu radyo programında konuşan Atalay, “Örneğin Pandemi süresine gelinceye kadar her yıl bir tiyatro eserini üyeleri ile birlikte yazmış oynamış ve yönetmiştir. Halk Eğitim Merkezi ile birlikte eğitimler almaların sağlayarak kariyer gelişimlerine destek olur. Ayrıca velilerin okuma yazma ve hatta lisans mezunu olarak iş hayatına atılmaları adına velilere öğrenci koçluğundan tutunda çocukları ve aile iletişimlerinin ilerlemesi adına aile danışmanlıkları, eğitim koçlukları gibi pek çok konuda çalışmalar sürdürür. Tabi ki sosyal etkinlikler ya da okullarda oluşabilecek sosyal aktivitelere de destek olur. Tamamen birincil önceliği veli, öğrenci hakları ve gelişmeleri adına çalışmalarını sürdür” dedi.
İnsanca yaşam rotası çiziliyor
Atalay, “Kuruluşumuzun temeli çocuklar. Onların tüm insanca yaşama ve eğitim alma haklarının temelinde kurulmuş bir derneğiz. TÖVİŞ Gençlik ekibimizden olan Lara Katrancı ve arkadaşları bize böyle güzel bir projeyle gelince ister istemez bizlerde heyecanlandık ve doğal olarak destek verdik.Nasıl destek oldunuz derseniz öncelikle yaratıcılıklarını engellemiyor projenin fikirlerinin onlardan gelmelerini bizlerinse onların istekleri doğrultusunda gerekli kurum kuruluşlarla bağlantılarını sağlıyoruz. Dernek olarak resmi olarak komisyonlarını kurduk.
Bu platformda herkes güvende
Derneğimizin tüm avukat, pedagog başta olmak üzere tüm üyeleri ve paydaşları ile üstümüze düşeni yapıyoruz. Ayrıca çocuklarımız Kırmızı Burun Platformu olarak bir TÖVİŞ platformudur. Bu noktada destek değil bizzat projenin kendisiyiz. Bu nokta da tabi ki her aşamasında adım adım gençlerimizin iyiye dair her yaptıkları çalışmada arkalarında değil omuz omuza yanlarındayız. Kırmızı Burun Platformu hakkında açıklamada bulunan Lara Katrancı ise, “Kırmızı Burun Platformu bu sene kurduğumuz bir hayır platformudur. Platformumuz cinsel istismar, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet, zorbalık ve siber zorbalık gören çocuklara ve gençlere yardımcı olmak fiziksel ve psikolojik tedavilerini ve eğitim masraflarını karşılamak. Amacımız kimsenin tek olduğunu bu yaşanılan durumlarda onların da tek olmadığını gösterip gençlere ve çocuklara yardımcı olup onları güvende hissettirmek” diye konuştu.
Kırmızı Burun Haftası kutlanacak
Lara Katrancı, “Kırmızı Burun günlerini, haftalarını bir gelenek haline getirmek. Bir sürü ülke Kırmızı Burun’u 2 senede 1 defa yapıyor ama biz bazı şeyleri normalleştirmek için senede 2 defa yapacağız. 28 Şubat ve 3 Mart arasında ilk Kırmızı Burun Haftamız olacak. İkinci Kırmızı Burun Haftamız ’da 13 Ağustos'tan 18 Ağustos'a kadar yapılacaktır. Bu haftalarımızda etkinliklerimiz ve faaliyetlerimizi daha çok belli ettiğimiz ve kendimizi daha çok gösterdiğimiz haftalar olacaktır. Mesela dernek başkanları arasında yemeklerimiz, komitelerimiz ve konserlerimiz bu faaliyetlerden elde edilen gelir de Kırmızı Burun çocuklarımıza gidecektir” dedi.
İlk olarak Birleşik Krallıkta çıktı
Kırmızı Burun (Red Nose Day)’ın ilk olarak Birlekiş Kırallıkta çıktığını belirten Katrancı, “Comic Relief, Birleşik Krallık'ta 1985 senesinde kurulan bir hayır organizasyonudur. Komedi senaristi Richard Curtis ve Alexander Mendis tarafından Etiyopya'daki kıtlığa tepki olarak kurulmuştur. Red Nose Day yani "Kırmızı Burun Günü" Comic Relief'in en dikkat çekici faaliyetlerinden birisidir. Kırmızı Burun Günü, iki yılda bir Mart ayında bağış toplamaya yönelik olarak uzun televizyon yayınıyla yapılır. Comic Relief, Britanya'da yapılan bağış toplamaya yönelik en yüksek profilli iki uzun televizyon yayınından biridir. Asıl öncülerinden biri Patch Adams’tır yani Kırmızı Burun doktoru Patch Adams” diye konuştu.
Lara Katrancı projeye katılma sürecini şöyle anlattı: “2015 -2016 yılının ilk döneminde Belçika da okuyordum ve red nose day yani Kırmızı Burun Günü ilk defa o senede Belçika’ya gelmişti. Bende o yıllarda okul başkan yardımcsıydım ve projeyi öğrendiğimde projeye başvurup okulla birlikte katıldık. Çok güzel bağışlar ve sonuçlar elde ettik okulumuzla birlikte ve radyoya çıktık. Uzun zamandır gençlere ve çocuklara yardımcı olmak zaten aklımdaydı. Bir gün arkadaşlarımla birlikte ders çalışıyorduk ve Kırmızı Burunu anlattım şu anda projeye devam ettiğim arkadaşlar Melek Okyay ve Alita Ayşe Keleşle birlikte TÖVİŞ’e başvurduk ve projemizi anlattık neler yapmak istediğimizi nasıl yardımcı olmak istediğimizi ve Feray hoca da güleryüzle projemizi ve bize destek olmayı kabul etti ve bugün Osman, Ayşegül, Defne, İsmail, Ramazan ve daha adını sayamadığım birçok arkadaşımızla ve büyüklerimizle yol alıyoruz. Ayrıca Foto@grafik, DKD Akademi, Kral Çiçekçilik, Portofino ve Coffe Filab’da bize destek oluyor.
Ön yargıları yıkmaz lazım
Öncelikle Türkiye’de ilk defa gençler kendi haklarını ve uğradıkları baskılara, zorbalıklara karşı bir şey yapmak istiyorlar. Bu noktada birincil elden bu olayın gerçek muhataplarının konuyu ele alınması gerçekliğinden dolayı olmalılar. Ülkemizdeki gençlerin en büyük sıkıntılarından biri psikolojik şiddette maruz kalan çocuklar ve gençlerdir onlara bir el ve onlara bir göz olmalıyız. Bunu hem bir genç olarak söylüyorum hem de zorbalığa vb. Olaylara maruz kalmış bir birey olarak söylüyorum. Hepimizin bir yardıma bir ele ihitiyacı var, ülkemizdeki insanların bazı düşüncelerini ve ön yargılarını yıkmamız lazım. Mesela ülkemizdeki çoğu insanlar psikoloğa gitmenin bir hastalık yüzünden olduğunu göstermeye çalışıyor veya psikoloğu bir ön yargıyla bakılıyor aslında hayır bir insan normal içini dökmek için ya da sohbet etmeye ihtiyacı olduğu için de psikoloğa gidebilir. Bazı şeyleri normalleştirmemiz lazım ve bunu Kırmızı Burun Platformu olarak yapacağımıza inanıyorum”
Katrancı, “Kırmızı Buruna bağış yaparak(www.kırmızıburun.com dan bağış seçeneğine tıklayarak bağış hesap bilgilerini öğrenebilirsiniz veya sosyal medya hesaplarımız ve web sitemizden ekleyip, satacağımız ürünleri alarak hem bize bağışta bağışta bulunabilirsiniz.) gençlerimize ve çocuklarımıza destek olabilirsiniz, aynı zamanda Sosyal Medya Hesaplarımızı takip edip, paylaşarak ve dur de! Şarkımızı dinleyerek ve paylaşarak da bize destek olabilirsiniz, yaptığımız faaliyetlerde ve etkinliklerde bulunarak veya yardımcı olarak bize destek olabilirsiniz. Ayrıca Kim ne iş yapıyorsa bizimle paylaşabilir. Örneğin Foto@Grafik işletme sahibi Ramazan Yakıcı çekilişlerde hediye etmek üzere bize Kırmızı Burun Logolu ve hediye ettiğimiz kişinin fotoğrafının olduğu kupa bardaklardan sosyal medya sayfalarında çekilişlerde kullanılmak üzere kupa sponsorumuz oldu ve yakın zamanda sponsorumuz sayesinde ürünlerimiz satışa çıkacaktır. Burada demek istediğimiz yapmış olduğumuz farkındalık projemiz için mutlaka herkesin yapabileceği bir şey vardır.
Binlerce beğeni aldık
İlk olarak bize bir kurumun önderliği ve yaşlarımızdan dolayı bize destek olacak bir kuruma ihtiyacımız vardı. Bu nokta TÖVİŞ gençlikte geçmişte yapmış olduğumuz tiyatro çalışmaları ile tanıdığımız Başkanımız Feray Atalay’a geldik. Her zaman olduğu gibi tatlı sert ablamız bize hay hay dedi ve bizim artık çalışmalarımız yapabileceğimiz bir yerimiz ayrıca da kurumumuz oldu. Çalışmamız şarkımızı çıkarıp insanlara paylaşıp sosyal medya fenomenlerine paylaştırmaktı ve bunda başarılı olduk 1 haftada tüm platformlar üzerinden toplam 200 bin dinlenme ve 30 bin beğeni aldık. Şu anda hedeflerimizden biri sesimizi ünlülere ve daha çok sosyal medya fenomenine duyurup bizim projemize dahil olmaları veya destek olmaları bunlar için de bir sürü çalışma yapıyoruz” diye konuştu.
Lara Katrancı, Kırmızı Burun Platformun oluşmasında kendi yaşadığı olayın da büyük etkisi olduğunu şu sözlerle anlattı : “Zorbalığa uğradım hem Belçika da hem de Türkiye’de. Belçika da yaşıtlarımla birlikte okumuyordum çünkü farklı bir ülkeden gelmiştim benden 2 yaş küçüklerdi ve maddi durumumuz o sıralar da pek iyi değildi. Irkımla, yaşımla ve maddi durumumuzla çok zorbalığa uğrandım bana ve babama terörist muamelesi ve mülteci muamelesi çok yapıldı. Ama aslında ben o ülkede doğdum ve soyadımdan dolayı çok yargılandım, sonra okul değiştirdim ve çoğu şey düzeldi. Türkiye’ye geldik ve bu sefer kendimden büyük öğrencilerle aynı sınıfta okumak zorunda kaldım. 13 yaşındayken lise 1’e başladım ve yaşımdan dolayı kimse benimle kolay kolay anlaşamıyordu ya da okul dışındaki insanlara dinimden bahsettiğimde gâvur lafı çok yüzüme vuruluyordu, domuz eti yiyip yemediğimi merak eden yargılayan insanlar çok oluyordu. Ama daha 13-14 yaşındayım ve bir çocuğun veya gencin o yaşlarda o dönemde böyle şeyler duyması çok acıtıyordu. Sonra okul değiştirdim ve bazı şeyler düzelmeye başladı sosyalleşmeye başladım ve insanlara sesimi kim olduğumu daha iyi anlatabilecek potansiyel sahibi oldum”
Gamze KÖKTAŞ