Antalya Direniş Çadırı Platformu, ‘Antalya’dan Gazze’ye direnişe bin selam, söz değil, icraat istiyoruz, vanaları kapat, katliamı besleme, yaşasın Gazze direnişimiz’ başlıkları altında Kapalıyol havuz başında ellerinde pankartları açarak tepki gösterdi. Platform adına konuşan Özlem Beyhan, “Aksa Tufan’ı Savaşı’nın 317’inci günündeyiz. İşgal rejimi İsrail ve başta Amerika olmak üzere dünyanın emperyalist güçleri tarafından uğradığı eşi benzeri görülmemiş saldırılara ve soykırıma rağmen Gazze halkı, direnmeye devam ediyor. Bizlerin hayal dahi edemediği tüm zorluklara karşı insanlığın onurunu, geleceğini, Müslümanların ise izzetini ve şerefini koruyorlar. Hakk ve batılın, tüm çıplaklığıyla ortaya çıktığı tarihi anlara şahitlik ediyoruz. Safların böylesine net olduğu bir tabloda bizler, amasız bir şekilde direnişin yanında olduğumuzu söylüyoruz. Bütün kesimleriyle halkımızı ve idarecileri de bu pozisyonu benimsemeye çağırıyoruz. Bakınız! Amerika’sı, İngiltere’si, Almanya’sı, Fransa’sı, İtalya’sı ve dünyanın büyük güçleri, suçluluğu alenen ortada olmasına rağmen ‘dostları’ İsrail’in yanında yer aldılar. Batılın taraftarları birbirine böylesine sahip çıkıyorken hakkın taraftarı olduğunu iddia eden Türkiye Gazze’ye nasıl sahip çıkıyor?” diye konuştu.
‘SÖZ DEĞİL, İCRAAT İSTİYORUZ’
Yıllardır körfez ülkeleri tarafından bombalanan Yemen, Aksa Tufanı Operasyonu’nun başından bu yana 200’e yakın İsrail yanlısı gemiyi vurduğunu belirten Özlem Beyhan, “İşgal rejimi topraklarına onlarca operasyon gerçekleştirdi. Gazze’ye destek veren direniş güçleri Lübnan’da, Irak’ta büyük bedeller ödedi, ödemeye de devam ediyor. Şimdi bizler iktidar partisine şunu soruyoruz; ‘Siz, Yemen, Lübnan ve Irak’taki direniş hareketlerinden daha mı güçsüzsünüz? Haklı ve haksızın bu kadar net şekilde belirdiği ve safların da net şekilde tutulduğu bir zamanda direnişe ne zaman gerçekçi destekler vereceksiniz?’ Söz değil, icraat istiyoruz. Eğer iktidar Partisi direnişi güçlendirmek ve işgal rejimi İsrail’i zor durumda bırakmak istiyorsa yapması gereken şey İsrail’le iş birliği içinde olan ve direnişin işini zorlaştırmak için elinden geleni ardına koymayan Mahmut Abbas’ı değil Filistin’in gerçek temsilcileri olan direniş önderlerini Türkiye’ye çağırmalı ve mecliste konuşturmalıdır. Eğer iktidar Partisi direnişe gerçekten destek olmak istiyorsa Gazze direnişinin benimsemediği hiçbir lideri ve politikayı dikkate almamalıdır. İktidar Partisi direnişe gerçekten destek vermek istiyorsa bu tarz göstermelik işleri bırakıp gerçekçi adımlar atmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘BOTAŞ’IN VANASINI KES’
İktidar partisinin baskılara dayanamayarak işgal rejimi İsrail’e karşı ambargo kararı aldığını, ancak o günden bu güne geçen süre zarfında ambargonun gerçek manada uygulanmadığının altını çizen Beyhan, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Türkiye’den işgal rejimi İsrail’e hala ticaret gemileri gitmeye devam etmektedir. Üstüne üstlük işgal rejimi İsrail’in ham petrol ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayan Azerbaycan’ın SOCAR şirketi, bu petrolü, ambargo kararına rağmen Türkiye üzerinden ulaştırmaktadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden gerçekleştirilen bu sevkiyata Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başında bulunduğu Varlık Fonu’na bağlı BOTAŞ firması aracılık etmektedir. Şimdi biz iktidar partisine ve yetkili bakanlarına soruyoruz, ‘İşgal rejimi İsrail’e Türkiye üzerinden giden petrol, neden ambargo kararına tabi tutulmuyor?’ Eğer bugün Filistin direnişine gerçekten büyük bir destek verilecekse, atılacak adım, petrol sevkiyatının kesilmesinden başka bir şey değildir. Filistin direnişini sahipleniyor, Şehid İsmail Heniyye’nin ruhunu şad etmek istiyorsanız bu petrol sevkiyatını derhal kesmelisiniz. İşgal rejimi İsrail’in bu kadar pervasızlaştığı, ateşkese yanaşmadığı, çoluk çocuk kadın demeden her türlü canlıyı ısrarla katletmeye devam ettiği ve direnişin bugünlere gelmesinde binbir türlü bedel ödeyen aziz önderlerini bir bir şehit ettiği bir zamanda siz hala bu petrolü kesmeyecekseniz o zaman bu günler geride kaldığında işbirlikçi olarak anılmaktan kaçamayacaksınız.”
‘İNSAN OLMA DİRENCİDİR’
“Hamas’ın yeni lideri Yahya Sinvar’ın, savaşın başlarında, çarpıcı bir konuşması medyaya düşmüştü. Şöyle diyordu büyük mücahid Yahya Sinvar, ‘Gazze şehri, bütün normalleşenleri ifşa edecek, bütün düzenbazları rezil edecek, bütün terk edenlerin ve tavizcilerin hakikatini ortaya çıkartacak bütün iş birlikçileri, hainleri ifşa edecek.’ Evet, bütün dünya, yerler ve gökler şahittir ki Gazze direnişi bu sözlerini gerçekleştirmiştir. Bizler yetkilileri ve halkımızı bu akıbete karşı uyarıyor, net bir şekilde direnişin safında olmaya çağırıyoruz. Bizler de Türkiye halkı olarak doğrunun, iyinin, güzelin, adaletin, hakkın ve hakikatin safında gri değil net bir tonla yer almalıyız. Siyonist ve emperyalistleri açıkça düşman bellemeli, ‘bunlar bizden’ diye kayırmadan onlarla iş tutan her türlü şahıs ve kurumu korkusuzca ifşa etmeli ve onlara baskı uygulamalıyız. Hep birlikte evlatlarımıza onurlu bir duruş, takip edecekleri biz iz ve direniş yolunu miras bırakmalıyız. İnançlarımız ve düşüncelerimiz farklı olabilir. Siyasal söylemlerimiz ayrışabilir. Fakat soykırıma karşı mazlumun yanında olma iradesini göstermiyorsak insan olmaktan söz edemeyiz. Soykırıma karşı açıkça bir tavır almamak bizi zalimin ortağına değil bizzat zalimin kendisine dönüştürür. Gazze’de siyonistlere ve emperyalistlere karşı durmak bu nedenle sadece Gazze’nin kurtuluş mücadelesi değil bir insan olma direncidir.” (www.akdenizmanset.com.tr)
---