İstanbul’dan Almanya Hamburg’a uçakla gittik. Oradan Kiel’e otobüsle geldik. Kiel’den gemiyle Kopenhag’a geçtik. Almanya’da gümrükte çok sıkı bir arama var.
İnsanlar güvenlik gerekçesiyle rahatsız ediliyor. TERÖRE BULAŞMIŞ, ALMANYA TERÖR KORKUSUYLA YAŞIYOR. Bilhassa Türk turistleri arama şekilleri çok abartılı ve bir işkence gibiydi.
Sanayi ve liman şehri olan Hamburg ve Kiel dünyada en fazla ihracat yapan ülkelerden Almanya ekonomisinin lokomotif şehirleridir.
Kiel’de birçok Türk taksici var. Yolunuz buraya düşerse ulaşım sıkıntınız olmaz. Alman politikacılar ekonomik ve siyasi kaygılarla basın ve medyayı arkasına alarak Türkiye ve Recep Tayyip ERDOĞAN düşmanlığı yaptılar. Fanatiklerin dışında Alman halkı ile Türk halkı arasında bir huzursuzluk yoktur. İç siyaset bitince Almanya Türkiye’ye yanaştı. Aynen Hollanda da böyle olmuştu.
DANİMARKA
Danimarka’da gemiye binerken Viking kıyafetli, boynuzlu baltalı bir genç kız ve delikanlı bizi karşıladı ve uğurladı.
Danimarka Avrupa’nın birçok ülkesi gibi krallıkla, monarşi ile idare edilmekte olup hepsi demokratik olduklarını ifade etmektedirler. Şu anda kral 10 ncu Henry yönetimdedir.
Taşınmazlar, gayrimenkuller, mülkler krallığa aittir. Bir nevi yap işlet devret modeli uygulanmaktadır. Osmanlı’nın metodu da bu şekildeydi. (3 yıl kullanılmayan, ekilmeyen toprak devletindir.)
Kopenhag’ da tarihi binalar, kraliyet sarayı, müzeler, denizkızı heykeli, Tivoli Tema Parkı gördüğümüz yerlerdi.
Daha öncede yazmıştım.
Gösterilmeye değer en önemli eserlerinden birisi efsaneye dayanan, fazla uzun olmayan bir zamanda (120 yıl önce) yapılan, DENİZKIZI heykelidir. 1,5 metrelik bronz insan silüet’li denizkızı heykelini, yıllık iki milyon turistin, görmek için geldiğini söylediler. İki defa saldırıya uğramış, başı koparılmış, tamir edilmiş. Grönland adasındaki avlanmayı protesto etmek ve dikkat çekmek isteyen Greenpeace üyeleri de üzerine boya atmış. 6 ay Çin’de kalmış.
Törenlerde bile kostümler denizkızı kıyafeti olmuş. 120 yıl önceki hayallerini iki milyon turiste gösteriyorlar. Biz gittiğimizde 30 otobüs onu görmeye gelmişti.
Adamlar olmayan tarihini satıyorlar. Pazarlama harikaydı.
Kanaldaki tekne gezimizle Kopenhag’ı daha iyi tanıdık. Buraya gelirseniz mutlaka tekne gezisini yapmanızı tavsiye ederiz. Evlerin önüne araba park edildiği gibi, burada da evlerin önüne kanalda, sandal ve yatlarını bağlıyorlar, park ediyorlar.
Tivoli Tema Parkı 15 dönüm üzerine kurulmuş bir eğlence parkıdır. Görmeye değer yerlerdendir.
NORVEÇ
Norveç, Avrupa’nın en zengin ve milli geliri en yüksek ülkelerinden birisidir. Avrupa birliği üyesi değildir. 40 yıl önce, Amerika petrol ve sondajları yapmış. Petrol, doğal gaz, balık, turizm, en büyük gelir kaynaklarıdır. NORVEÇ, FİYORDLARI MUTLAKA GEZİLMELİDİR.
Norveç’te fiyortların derinliği yer yer 100-200 metreye kadar inebiliyor. Her türlü gemi buralara girebiliyor.
Şelaleler mutlaka görülmelidir. 2-3 ay süren yaz mevsiminde karlar erimekte, harika görüntülü şelaleler ortaya çıkmaktadır. Her yerde şelaleler var. Şelaleler: yedi kız kardeşler, iki kız bir erkek ve ikiz şelaleler görmeye değer yerlerdir.
Yeşilin her tonunu Norveç’te görebilirsiniz. Yazın 3 ay Norveç’te cennet hayatı yaşanmaktadır.
Yazın nerdeyse güneş batmamaktadır. Kışın ise geceler çok uzun, karanlık ve -40 derecelerde soğuk bir ortamdır. Sun’i düşmanlar, korkular ve tehlikeler üretilmiş. Karada ormanlık yerlerde kısa boylu, uzun burunlu “troll” denen hayali yaratıklar ile su, deniz ve nehir kenarlarında “dorug” lardan korkuyorlar. Korkularını bile burada pazarlıyorlar.
Doğayı güzel korumuşlar. Halk tabiat ile iç içe olmaktan, doğada yaşamaktan zevk alıyor.
Hırsızlık ve cinayetin hemen hemen hiç olmadığı, intiharların çok olduğu belirtildi. Alkol tüketimi çok fazladır.
İnsanlarda devlete ve birbirine güven en üst düzeydedir.
Norveç de, insan sağlığına ayrı bir önem veriyorlar. Mesela göğüs kanserine yakalanan kişilere yardım eden ve destek verenlerin saman balyaları (normali beyaz) pembe renkliydi. Güneşi çok az gören Norveçlilerde, balık tüketiminin çokluğu kemik erimesini engelliyor.
Gemide her gün balık ziyafeti vardı.
MİTOLOJİYİ ÇOK GÜZEL PAZARLIYORLAR
Bir İskandinav kadının 4 oğlu boğaya dönüşmüş. Bu Norveç’te simge olmuş. Yine bir mitoloji ürününü gayet güzel pazarlıyorlar.
Ülkede 100.000 civarında Müslüman var.
İbadethaneler o inancın yüzde 30 nu alacak seviyede devletin desteğini alarak yapılıyor.
En çok destekte kiliselere yapılmaktadır.
Norveç’in en kuzeyinden GEİRAN GERDEN’den gezimiz başladı. Bir hafta önce Antalya’da 51 dereceyi görmüştük. Burada çift kazak ve montla gezdik. Yağmur da cabasıydı.
Yazın şelalelerden elektrik üretiliyor, kışın İsveç, Firlandiya ve diğer ülkelerden elektrik alınıyor.
Yaz evleri ve yaz kayak merkezinde 1560 metre yükseklikte Dals Nif dağında kar 2 metreyi geçiyor.
Dağlardaki yaz evlerinin dizaynı basit yapılmış. Ama bu evler çok pahalı evlerdir. Eğer evlerde insan varsa, önüne bayrak asıyorlar. Haberleşme için bu bir işarettir. İhtiyacı olan o evden gidip alıyor.
Bu yerlerde farklı iş kollarında yerleşik Türkler de var.
Norveç’te GEİRAN GERDEN’den sonra FLÂM’a gittik. Flâm’da eski ve yeni trenlerle ve otobüslerle yaptığımız gezide, mükemmel panoramik manzaralar gördük. Dünyanın en dik hareket eden treni de buradaydı.
Norveçliler buradan esinlenerek kendi mitolojilerini üretmişler.
Mesela trenlerle yapılan seyahatte şelalelerden birisinde bir peri kızının şelaleye çıkıp gösteri yaptığını belirttiler. Biz şelalede durup resim çekerken, şarkılar eşliğinde bize peri kızı hikâyesini yaşattılar. Bu hal onlar için çok büyük önem arz ediyor. Peri kızı arada görünüp kayboluyor. (İnsan dışında, insan silüetli insan olmayan yaratık.)
Güya bu peri orada görünüyormuş.
Flâm’da genç kızların evlenebilmesi için test yapılıyor. Herhangi bir genç kız, çapı tahmini 50 cm olan delik bir taştan geçebilirse hamile değil, evlenebilir diyorlar. Ve evlenme izni alıyor. Biz oradayken bu delik taşı görmek için 30 un üstünde otobüs, ziyaret etmişti. Hatta Dr. Mehmet Zeki Bey…
-Ya Nasuh Bey!!! Gebiz’de, bizim köyde bu taşın daha eskisi var. Aydaş hasta çocuklarlar ile cin çarptığına inanılan çocuklar, bir dua okuyarak bu taştan geçirilirler. Adamlar bir delik taşı bile pazarlıyorlar demişti.
Delik taşı gördükten sonra epey bir güldük.
Vikinglerin Norveç’te teknesini gördük. Daracık caddelerle 5 metrelik Viking teknesini 1 saatte görmek hepimizi güldürdü.
Akdeniz’e inen Vikingler herhalde bu sandalla inmemişlerdi.
Daha sonra Stavenger’ e geldik. Stavenger’de Meksika’dan gelen sıcak su akıntısı Gulf Stream ( körfez akımı ) Norveç kıyılarına kadar geliyor. İklimi ılıman yapıyor. Dolayısı ile burada seralar bile var.
Doğal bir mağarada yöresel ürünler ikramı güzeldi.
İkinci dünya savaşında Almanların bombaladığı yer Stavengerdir.
İlk havaalanlarından biriside buraya yapılmıştır.
Harp bittiği zaman bunu ilan etmek ve anmak için üçlü bir kılıçta buraya anıt şeklinde monte edilmiş.
GAZİPAŞA İLE STAVENGER’İ NEDEN KARDEŞ ŞEHİR YAPMIYORUZ?
Biraz güneş çıkınca on iki derecede denize giren gençleri de gördük. STAVENGER’DEN GAZİPAŞA HAVAALANINA CHARTER SEFERLERİ YAPILIYORMUŞ. BU ÇOK ÖNEMLİ BUNU MUTLAKA VE MUTLAKA DEĞERLENDİRMELİYİZ.
Genelde yaz evlerinde ve sosyal ihtiyaç yerlerinde vs. binanın çatısı toprakla ve çimle kaplanmış.
Norveç fiyordlarını mutlaka görmelisiniz. Bambaşka bir dünya ile karşılaşacaksınız.
TESPİTLER, ÖNERİLER
Bu geziden çıkartabileceğimiz derslerin bir kısmını aşağıda belirtiyorum.
Danimarka’da bir asırlık denizkızı heykeli, Tivoli Bahçeleri, kanallar güzel pazarlanmaktadır.
Norveç fiyortlar, şelaleler, tabiat, Vikingler, mitoloji ve korkuları (trollar, doruklar) ile delik taştan para kazanmaktadırlar.
Biz maalesef değerlerimizi değerlendiremedik, tanıtamadık, pazarlayamadık, anlatamadık. Kaleiçi, Kalekapısı, İskele, Yat limanı ve Üçkapılar, Adrianus kapısı, Side, Perge, Aspendos ve diğer tarihi yerleri, kaleleri, şelaleleri, mağaraları, parkları, teleferikleri acaba tanıtabildik mi?
Manavoğlu Kalesi'ni acaba biz gördük mü?
Burası ilk Selçuklu Kalesi olup çift katlıdır. 249 basamakla Alara Çayı'na iner. Kalenin fethi mümkün değildir. Yanındaki “ALARAHAN” ise ticari merkez olmuştur. Alışveriş merkezi olarak değerlendirilmektedir.
Üzücü olan şu ki; bizde Osmanlı ve Selçuklu eserleri ya yıkıma terk edilmiş ya da ticari mekan olarak değerlendirilmiştir. Bizans ve Roma eserleri ise özel korumaya alınmış, restore edilmiştir. Müstesnaları vardır. Ama genelde kural bu şekildedir.
Bir Alanya imajı yaratabildik mi?
Kırmızı kuşak, şapka, şalvar, ayakkabı, imajını ortaya koyabildik mi? Alanya'nın diren kuşağı, kaması, göyneği, kirliği, kefiye (sarık), yerel ayakkabıları, çarıkları, cepkeni, kaşık ve kabın tanıtımını yapabildik mi?
Bükme, gözleme, bazlama, ayran, çökelek ve reçelleri tattırabildik mi?
Kıyafetlerini, yemeklerini beğeniye sunduk mu?
Folklorumuzu ve müziğimizi değerlendirebildik mi?
Yörük kültürünü yaşatabildik mi?
Kıl çadırın, keçenin, çulun, Yörük göçünün, kıyafetinin tanıtımını yapabildik mi?
At arabasını, faytonları, at ve eşek yarışlarını, deve güreşlerini, yağlı güreşleri anlatabildik mi?
Rehberler, tarihimizle ve kültürümüzle ilgili ne kadar bilgilidirler? Ne kadar millidirler? Rehberlerin eğitimi nasıl yapılıyor? Bazı ülkeler yerel rehberler olmadan yörenin gezilmesine müsaade etmemektedirler.
BİLGİ KAYNAĞINDAN ÖĞRENİLİR.
Kış turizmi ile ilgili ne yapıyoruz? Turizmi sahilden içeri çekebildik mi?
Antalya’da doğa, kültür, tarih, rafting, golf, deniz ve kum dışında dağ ve yayla turizmi ile ilgili ne yapıyoruz?
Turist mitolojiyi sever. Bizim turistik değerlerimize mitoloji yükleyemez miyiz? Bunlar zaten bizde var. Ortaya çıkartamaz mıyız?
Masal, hikaye ve tarihi vakaları değerlendiremez miyiz?
Arz talep sağlanıyor mu?
İlgililerin, bilhassa turizmcilerin dikkatine sunulur.
Kalın Sağlıcakla…
GÜNDEM
19 Ekim 2018 - 10:32
Güncelleme: 19 Ekim 2018 - 10:57
GECİKMİŞ BİR YAZI BİR GEMİ SEYAHATİNDE, GEZİDEN AKILDA KALANLAR,TESPİTLER, ÖNERİLER ALMANYA DOST MU? DÜŞMAN MI?
GÜNDEM
19 Ekim 2018 - 10:32
Güncelleme: 19 Ekim 2018 - 10:57