Yapımcı Keziban Yücesan ve Yönetmen-Senarist Ayhan Tat ortaklığında Antalya'da yapılan 'Korkak Mafya' filminin çekimleri tamamlandı. Daha önce 'Panzehir, Barbaros'un Sırrı' ve 'Nasrettin Hoca' adlı filmlere imza atan Güneş Medya, Kepez Belediyesi'nin de destekleriyle yeni bir filme daha imza attı. Yücesan, Korkak Mafya filminin çekimlerinde yaşadıkları zorlukları, anıları, Antalya'ya olan bağlılıklarını paylaştı.
*Korkak Mafya filminin hikayesi nasıl bir fikirle ortaya çıktı? Bu projeyi seçerken özel bir neden var mı?
Son dönemde toplumda maalesef ciddi bir silahlanma eğilimi olduğunu görüyoruz. Tabiri caizse herkeste silah var neredeyse. Bu iyi değil tabi ve biz de bu durumu tiye aldık. 'Mafya' denildiği zaman maalesef çocukları özendiren diziler ve filmler çekildiği için bunlardan şahsen ben bir anne olarak çok rahatsız oldum. Çocuğum büyüdü ama torunlarım ve gelecek nesillerin böyle büyümesini istemediğim için Korkak Mafya'yı çekmek istedim. Genel merkezimiz İstanbul'da. Bu bizim 4'üncü filmimiz. Barbaros'ta üç tane çocuğumuzun hayalini gerçekleştirdik. İki kardeş senaryo yazıyor. Babalarına senaryo yazdığını söylüyorlar. Babaları, 'Büyüyünce yaparsınız' diyor. Kulağımıza geldi ve biz bu çocuklara ulaştık. Senaristlerimiz senaryolarını gördü, geliştirdi ve biz de ‘Barbaros'un Sırrı’nı çekerek çocukların hayallerini gerçekleştirdik. Biz Güneş Medya olarak örf, adet, gelenek ve göreneklerimize uygun diziler, filmler yapmayı misyon edindik ve bunda da ilerliyoruz.
*Daha önce Panzehir, Barbaros'un Sırrı ve Nasrettin Hoca gibi projelere imza attınız. Korkak Mafya bu projelerle kıyaslandığında sizce nasıl bir fark yaratacak?
İşin açıkçası bu 'mafya' olgusunu Türkiye’den bir silmek istiyoruz. Sayın Bakanımız Ali Yerlikaya'nın bu konuda çok güzel çalışmaları var ve çok da takdir ediyoruz kendisini. Hatta biz sayın Yerlikaya'nın vakıf olduğu 'KIRCAALİ' belgeselini çektik. Aslında birazcık sohbetlerimiz olunca oradan da fikirler doğdu. Mafya'yı tiye alalım, kimse özenmesin dedik. Zaten hedefimiz genel izleyici. Her kesime hitap edecek filmler, diziler çekiyoruz. O nedenle böyle bir girişimde bulunduk.
*Kepez Belediyesi'nin desteği bu proje için ne kadar etkili oldu?
Kepez Belediye Başkanı Sayın Mesut Kocagöz’ün bize tahsis etmiş olduğu alanlarda çalışmalarımızı yürüttük. Okumalarımız, provalarımız çok uzun zaman alıyor. Bir de Antalya'da biraz 'no name' isimlerle çalıştık. Çünkü Antalya'da bir istihdam sağlamak amacıyla buradayız zaten. O nedenle Başkanımız Mesut Kocagöz de bize her konuda destek sağladı. Kendilerine çok teşekkür ederiz. Setimizi de üç kere ziyarette bulundu. Sayın Valimiz de ziyarete etti. Hepsine çok teşekkür ediyoruz.
*Filmin çekimleri sırasında karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?
Ulaşım trafik maalesef. Normalde bizim alanlarımız Kaleiçi, Kırcami, Dokuma bölgesi. Ulaşım için sabah ekip saat 7.00'de, 7. 30'da toplanıyor ama biz gidene kadar saat 9.30 oluyordu. Yani trafikten kaynaklanan bir sıkıntı yaşadık. Onun haricinde çekim aşamasında halktan gelen 'beni meşhur et' gibi taleplerle çok karşılaştık. Artı bir de sponsor bulma, reklam alma gibi konularda çok zorlandık. İşin açıkçası sponsor bulamadık.
*Çekim süreci Antalya'da gerçekleşti. Antalya'nın bu projesinin üzerindeki etkisi nasıldı? Mekan seçimlerinde neler ön plandaydı?
Antalya sadece ülkemizin değil dünyanın en güzel yerlerinden biri. Aklınıza gelen her türlü mekana sahip. Doğa, tarih, iklimsel güzellikler her şey burada mevcut. Kafanızı nereye çevirseniz doğal film platoları var. Yani film çekimi için her açıdan son derece uygun. Ayrıca yetenekli birçok oyuncu bulmak da mümkün. Bu yüzden son film için burayı, memleketimi tercih ettik. Bu kararı almamızda başta Kepez Belediye Başkanımız Mesut Kocagöz, sinema müdürümüz ve başrol oyuncumuz Musa Yılmaz’ın etkileri de bir hayli fazla oldu.
*Filmdeki ana karakterlerin özellikleri ve hikayedeki roller hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kalın Kaş Baba namında bir mafya babası var. Bu mafya babası, yetiştirme yurtlarında büyümüş. Çok hor görüldüğünü hissettiği için kendini insanları mutlu etmeye adamış. Palyaçoluk yapmış, Noel Baba kılığına girip hediyeler dağıtmış. Sokak hayvanlarına mamalar dağıtmış. Tek korkusu uzatmalı sevgilisi Gülendam. Kalın Kaş Baba sonra mafyalığa soyunuyor. Gülendam ise 25 yıldır Kalın Kaş Baba ile evlenmeyi bekliyor. Ancak Kalın Kaş Baba malını paylaşmak istemiyor. Bir de kardeşi var. Onun malını yemesini hele hiç istemiyor. Gülendam sonunda Kalın Kaş Baba'yı silah zoruyla ikna ederek muradına eriyor.
*Korkak Mafya ismi oldukça dikkat çekici. Bu ismin hikayeyle bağlantısı nedir?
Başta da söylediğim gibi filmde ana amaç mafya yapılarını tiye almak. Dolayısıyla filmin ismi de konusu da hikayenin özeti aslında. Korkak Mafya inşallah silahlanmayı azaltır. Gelecek nesillere güzel bir şeyler bırakmak için vesile olur. Ekranlarda kaynaklanan bir kirlilik var. Biz o kirliliği birazcık temizleme amacıyla da bu filmleri yapıyoruz.
*Bu filmden sonra yapımlarınızda başka projeler var mı?
Var tabii. Musa abimle Kara Tren'le ilgili bir çalışma yapacağız. Örf ve adetlerimize uygun filmler çekmeye devam edeceğiz.
*Antalya'da sinema gelişimi için nasıl katkı yapmayı planlıyorsunuz?
Biz dürüst ve özverili çalışıyoruz. Bu nedenle Antalya'ya çok güzel katkılar sağlayacağımızı düşünüyorum. Kendim Antalyalıyım zaten. Antalya'da doğup büyüdüm. Hem yerel oyuncularımız hem de tiyatro oyuncularımız açısından Antalya'da bir nevi istihdam sağlıyoruz. Bir Antalyalı yapımcı olarak film sektörüne burada ivme kazandırmak ve Antalya’da bir nevi Yeşilçam oluşturmak ise nihai hedefim.
*Türk sinemasında bağımsız oluşumların önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bence biraz desteklenmeli ve denetlenmeliler. Malum sinema olayı oldukça masraflı bir iş. Öz sermaye ile filmler yapmak bir yere kadar mümkün. Dolayısıyla bu işe maddi destek sağlayacak unsurlar, yani sponsorlar gerekiyor. Ancak ne yazık ki film konusuna sponsor bulmak bir hayli zor olabiliyor. Özellikle Antalya’da bu konu pek bilinmiyor. Bu tür projelere maddi katkı sağlayanların bu giderlerini vergiden düşebileceklerini bilmiyorlar mesela. Biz bazı projelerimiz için birkaç otelle görüştük mesela. Hep ilk sözleri ‘para’ oldu. Antalya bu konuda birazcık zayıf. Biz İstanbul'u burada yaşatalım istiyoruz. Bildiğiniz gibi Yeşilçam'da çok fazla oyuncumuz kalmadı. Bu da bizi çok üzüyor. Yeşilçam'a yeni oyuncuları kazandırmak istiyoruz ve bunu Antalya'dan yapmayı düşünüyoruz. (www.akdenizmanset.com.tr)
---