Son günlerde Türkiye genelinde artış gösteren taklit ve tağşiş gıda ürünleri nedeniyle vatandaşlar dışarıdan aldıkları hazır yemeklere ve gıdalara güven kaybı yaşıyor. gıda maddelerine benzeyen ürünlerin baharat ve çeşitli temel gıda ürünlerinde kullanılarak taklit edilmesi, gıda boyaları ve zararlı kimyasal maddeler barındıran çeşitli ihtiyaçlar da insan sağlığını tehdit ediyor. Özellikle et ürünlerindeki pahalılık nedeniyle etlerde sıkça kullanılan taklit ve tağşiş et ürünleri çok fazla tüketiliyor. İnsan sağlığında ciddi zararlara yol açabilecek taklit ve tağşiş gıdalar, gıda boyaları, kimyasal maddeler ve bunların tepiş süreci hakkında konuşan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, “Tüketicinin bu noktada ne yazık ki eli kolu bağlı. Ya Güvenilir Gıda Platformu’ndan bu firmaları takip edecek ya da şüphelendiği bir durumda ALO 174 Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ihbar hattına bildirimde bulunabilir veya ilgili numuneyi kendi ücretini karşılayarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na özel istek olarak analiz ettirebilir. Ayrıca CİMER üzerinden veya WhatsApp ihbar hattına bildirimde bulunabiliyor. Tüketicinin kendi imkanlarıyla taklit ürünleri anlamasının imkansız olduğunu dile getiren Manavoğlu, “Bu noktada tüketicinin kendinin anlaması imkânsız. Yani ‘Ben sahte balı şöyle anlarım, böyle anlarım.’ Hepsi hurafe. Boyalı gıdalarda belki boyası akacağı için anlaşılabilir fakat burada tamamen enstrümantal analizler söz konusu. Yani yabancı maddeler ekleniyor, baharatlara boya katılıyor. Et ürünlerine baktığımızda taşlık, sakatat gibi malzemeler kullanılıyor. Bunları tadarak anlamak ne yazık ki imkânsız. Yine bal, bitkisel yağlar, süt ürünleri gibi gıdalarda da vatandaşın hile yapılmış, taklit veya tağşiş edilmiş bir ürünü kendi imkânlarıyla tespit etmesi mümkün değil” diye konuştu.
‘SAĞLIK PROBLEMLERİ YARATIYOR’
Taklit ve tağşiş ürünlerin insanların sağlığına verebileceği zararlardan da bahseden Manavoğlu şunları kaydetti: Taklit ve tağşiş ürünler sağlık açısından bazıları masum gibi görünse de, bazıları kalp krizine kadar giden ciddi sorunlara yol açabiliyor. Örneğin enerji içecekleri ve kakaolu ürünlerde bazen sildenafil adlı ilaç etken maddesi kullanılır. Normalde reçeteli satılan bir ilacın etken maddesidir. Ancak içinde olmaması gerektiği hâlde birçok üründe kullanılarak tüketmeniz sağlanıyor ve bu ciddi bir kalp krizi ya da kalp hastalığına sebep olabiliyor. Aynı şekilde, sentetik gıda boyaları özellikle çocuklarda alerjik reaksiyonlara ve nöropsikolojik sorunlara neden olabiliyor. Natamisin adlı antibiyotik, özellikle peynir ve süt ürünlerinde küflenmeyi önlemek amacıyla kullanılır. Ancak izinsiz ya da sınırın üstünde natamisin kullanımı, vücudunuzun gereksiz yere antibiyotik almasına yol açarak ileride bir bakteriye karşı ihtiyacınız olduğunda antibiyotiğin işe yaramamasına sebep olabiliyor. Bu da ciddi bir sağlık problemi yaratıyor.”
‘CİDDİ ETİK SORUNLARI YAŞANIYOR’
Taklit ve tağşişin artış sebeplerinden biri de sosyoekonomik koşullar olsa da etik kurallara uyulmadığını vurgulayan Manavoğlu şu sözlerle devam etti: “Temelde çok ciddi bir etik problem yatıyor. Üreticilerin bile bile hile yaparak haksız kazanç sağlamaları büyük bir etik sorundur. Üstelik bazen bu ürünler yüksek fiyatlara, fahiş rakamlara satılıyor. Bazen de özellikle et ürünlerinde çok uygun fiyatlı ürünler görüyoruz. Ancak bu hem bir etik problemi hem de gıda enflasyonunun yüksek olmasından kaynaklı bir durum. Taklit ve tağşiş ürünlerinin önüne geçebilmek için öncelikle ekonomik olarak alım gücümüzü artırmamız gerekiyor. Bunun yanında, üretim yapan işletmelerin, merdiven altı, resmi kayıtlı veya onaylı firmalar fark etmeksizin etik kurallara uyması gerekiyor. Aslında burada eğitim de önemli bir yer tutuyor. Çünkü bile bile insanları dolandırıyor, kandırıyor ve olmayan bir ürünü, varmış gibi satmaya çalışıyorlar. Bu noktada ciddi bir etik eğitimi verilmesi gerekiyor.”
‘GIDA OKURYAZARLIĞI ARTMALIDIR’
Son olarak gıda alışverişi yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiğini aktaran Manavoğlu, “Tüketiciler olarak alışveriş düzenimize dikkat etmeliyiz. Tarım ve Orman Bakanlığı çok güzel bir uygulama başlattı. Uzun yıllardır talep ettiğimiz Güvenilir Gıda Platformu sayesinde, daha önce taklit ve tağşiş yapmış firmalar listeleniyor. Bu firmalardan uzak durmamız gerekiyor. Bu en büyük ve en önemli hususlardan biri. Çünkü laboratuvar analizleriyle tespit edilmiş, onaylanmış ve listede yayımlanmış firmalardan uzak durmalıyız. Ayrıca, tüketiciler olarak gıda okuryazarlığımızı ve etiket okuma alışkanlığımızı artırmalıyız. Şu an bu seviyemiz ne yazık ki yeterli değil. Firmanın Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen işletme kayıt numarası var mı? Ambalajı uygun mu? Ürünler olması gerektiği gibi mi? Renginde vb. bir anormallik var mı? Bunlara dikkat etmeliyiz. Güvendiğimiz yerlerden alırken Güvenilir Gıda Platformu’ndan kontrol etmeli ve piyasanın çok altında satış yapanlardan uzak durmalıyız” dedi.
Oğuzhan BOZAĞAÇ