Dün gece televiyonda Modacı ve Tasarımcı Sayın Cemil İpekçi’nin konuk olduğu programa denk geldim...
Program öyle bir akıp gitti ki...
Öyle içten öyle güzel tespitler yaptı ki sayın İpekçi, dakikaların bir anda nasıl geçtiğini anlamadan program bitiverdi...
Özellikle bir konu çok dikkatimi çekti, kendisinin aldığı yüzlerce ödülün arasında en çok önemsediği ödül, Azra Akın hanımın birinci olduğu Dünya Güzellik yarışmasında İpekçinin Azra Hanıma diktiği kıyafete verilen dünya çapındaki ödül...
Birgün İpekçinin babası Nejat Bey, oğlu Cemili de alıp Anadoluya götürüyor, o zamanlar Sinemaları var her yerde ailenin, Adana, Gaziantep gibi şehirlere yolculuk esnasında ,Cemil İpekçi sapsarı ve bomboş bozkırları görüyor, bu kupkuru ve sapsarı boşluklar arasında tek tük evler gözüne çarpıyor...
Ve bu evlerin önünde rengarenk ve birbirinden uyumsuz renklerde giyinmiş Anadolu kadınlarını görüyor...
Bozkırda açan bahar çiçekleri gibi geldiler bana diyor sonra...
Daha sonra tasarımlarında hep Anadolunun renklerini kullanıyor...
Azra Akına diktiği ve dünya çapındaki moda ödülünü aldığı tasarımda da bu motifleri ve renkleri cesurca ve samimice işliyor...
İstanbuldaki Moda çevreleri böyle kıyafet mi olur derken, bir çok eleştirmen rüküş bir kıyafet nedir bu renkler diye dursun,
Kıyafet yukarıda bahsettiğim gibi Dünyanın en önemli moda ödüllerinden bir tanesini alıyor...
Kendisi de ekliyor, benim için aldığım en önemli ve en sevdiğim tek ödüldür diyor, kendini modacı ve tasarımcı olarak görüp her şeyi bir özenti içerisinde değerlendiren çevrelere kapak olan bir ödüldür diyor...
Daha sonra Mardin günlerini anlattı Sayın İpekçi, Dönemin Mardin Valisinden aldığı davetle, Mardinde müstakil bir evi nasıl bir moda okuluna çevirdiğini, doğu insanının misafirperverliğini ve gönül zenginliğini...
Sonra İstanbul’a geldi konu... ve İstanbul’un insanı nasıl köklerinden kopardığını, insanı nasıl başka bir insana dönüştürdüğünden bahsetti...
Bir gün ölürse de Cenaze töreni istemediğini...
Tıpkı arkadaşı Gülriz Sururi gibi sessiz sedasız çekip gitmek istediğinden bahsetti...
Cenaze törenlerinde insanların düğüne gider gibi giyinip geldiğini, avluda insanların cenazeden geriye miras kalıp,kalmadığını konuştuklarını, aslında onu gerçek hayatta sevmeyenlerin bile sırf meşhur birisinin cenazesi diye törene geleceklerinden ve burada görüntü vereceklerinden bahsetti...
O yüzden tören istemiyorum, gerçek dostlarım beni uğurlasın yeter dedi...
Sayın İpekçi bazı çevreler tarafından sevilmiyor musunuz acaba sorusuna da şöyle cevap verdi;
Sevilmiyorum çünkü sevmiyorum bu çevreleri, ben bunların Cema-ül Evvellerini bildiğim için , beni görmek istemezler, ben bir yerdeysem bunlar huzursuz olurlar, o yüzden ben de bu insanları sevmem...
Ben aleni bir insanım, Allahtan saklamadığımı kuldan neden saklayayım...Gizli olanlar,aleni olmayanlar düşünsün...
Asıl zavallı olan insanlar aslında bu tür insanlardır, acınacak halde olan insanlar aslında bunlardır...
O yüzden tasarım yapmak da içimden gelmiyor, Zengin bir koca ya da sevgili bulan, dikiş nakış bilmeyen insan bakıyorum Modacı olmuş, stilist olmuş...diye devam etti...
Ayrıca ayağında ayakkabısı olmayan, üzerinde montu olmayan bu kadar insan varken içimden gelmiyor tasarım yapmak...
Program bittikten sonra şöyle bir düşündüm, gerçekten gönül gözüyle kalp gözüyle üretmek nedir acaba diye sordum kendime...
Zamanında koskoca bir serveti elinde tutan, konaklarda dadılarla büyütülen bir insandan, Anadolu’ya yani köklerine dönebilen bir insanın büyük gönüllüğünü gördüm Sayın Cemil İpekçi de...
Kim bilir kaç insan sanata gönül verdi sayenizde...
Ve sonra Anadolunun zenginliğini küçük görüp de kendini en üstte zanneden ne doğulu ne de batılı olabilmiş insanların çaresizliğini düşündüm...
Sonra da aklıma geldi yine Bir Cemil İpekçi sözü;
Ne düşünürlerse, düşünsünler...
Ne yaparlarsa yapsınlar...
Ne derlerse desinler...
Umrumda değil...
Anadolu’yu tüm dünyaya bir kez daha ayakta alkışlattığınız için gönlünüze sağlık...Sanatınıza sağlık...
Sayın Cemil İpekçi Hocam...
GÜNDEM
11 Ocak 2019 - 10:59
İpekçi'nin Anadolusu
GÜNDEM
11 Ocak 2019 - 10:59