Değerli Dostlar,
Her zaman ve zeminde, hepimizin söylediği bir söz vardır.
“Biz Müslümanlar iyi niyetli, saf, temiz ve dürüst insanlarız”. Bunlar zaten Müslümanların vasfıdır, ayrıcalık değildir.
Biz, İslam’ı yaşamıyoruz. Yaşadığımız hayatı, İslam diye tanıyor ve tanıtıyoruz.
Acaba her işimize “Besmele” ile mi başlıyoruz?
Karşılaştığımız insanlara bir güzel söz söyleyip, bir tebessüm gösterip, bir selâm veriyor muyuz? Düsturumuz önce kelâm, sonra selâm mıdır?
Biz İslam’ın neresindeyiz? İslam bizim hangi safhamızdadır?
Kur’an ve hadise göre mi yaşıyorsunuz? Yoksa Kur’an ve hadisleri kendi yaşadıklarımıza mı uyduruyoruz? Uyduruk fetva ve görüşlere göre mi hareket ediyoruz.
Çocukluğumuzda, İslam’ı öğrettiler mi? Biz İslam’ı öğrenebildik mi? Çocuklarımıza öğretebiliyor muyuz?
“Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü” diyen inancımızda gönülleri kazanabiliyor muyuz? Yoksa insanları ötekileştirip, dışlıyor muyuz?
Ya gençliğimiz… İslam’ı öğrendik mi? Yaşayabildik mi? Orta yaş ve ileri yaşlardaki durumumuz nedir? Deizm ve ataizme gösterilen ilgi araştırmayı islamı öğrenmeye ayırıyor muyuz?
Kılık-kıyafetten, yiyecek-içeceğimize kadar, hobilerimizden-düşünce ve icraatlarımıza kadar İslam’ın emir ve nehiylerine uyarak mı yaşıyoruz?
Sağlığımızı, zamanımızı, paramızı nerede ve nasıl harcıyoruz?
Beynimizde, düşüncelerimizde İslam var mı?
İşyerimizde, evimizde, cemiyet hayatımızda, devlet anlayışımızda İslam var mı? Neresindeyiz?
Her kul hata yapar. Önemli olan hata anlaşılınca bunu tekrarlamamaktır. ALLAH’TAN (C.C) af dilemektir. Tövbe ediyor muyuz?
Birçoğumuzda yaptığımız hatanın hata olduğunu biliriz, idrak ederiz. Ama “hatalıyım” demeyiz.
Sözle söylenen: İslam-Devlet nizamıdır, aile nizamıdır, toprak nizamıdır, hayat nizamıdır, ahiret nizamıdır. Peki sözleri hayata geçirebilecek miyiz?
Bu konuları daha da açabiliriz.
Doğan çocuğumuza hangi ismi koyuyoruz? Bir babanın evladının üzerinde 3 hakkı vardır. Bir tanesi, güzel bir isim koymaktır. Anlamlı mı, anlamsız mı bir isim verdik? Dracula, Voyvoda, Saddam vs. mi diyoruz? Ahmet, Ömer, Ali vs. mi diyoruz?
Biz çocuğumuza, İslam ilmihalini anlattık mı? 32 Farzı, 52 farzı, kul hakkını, adaleti, sevgiyi, paylaşımı anlattık mı?
Çocuklarımıza Dede Korkut’u, Köroğlu’nu, Dadaloğlu’nu, Nasrettin Hoca’yı, Destanlarımızı,
tarihimizi, Kültürümüzü anlatıyor muyuz? Yoksa yabancı kültürlerin işgaline mi bıraktık?
Evladımızı, sadece bu dünya için mi hazırlıyoruz? Ahireti için de hazırlıyor muyuz?
Yavrumuzun, cennete mi yoksa cehenneme mi gitmesine sebep olacağız?
50-100 senelik bu dünya alemi için özel hocalar ve dershaneler ayarlıyoruz. Yavrumuz doktor, mühendis, avukat, iş adamı vs. olsun diyoruz.
Peki, yavrumuz mü’min birisi olsun diye de gayret sarf ediyor muyuz?
Fen lisesi, Anadolu lisesi veya istediğimiz üniversiteye gitmesi için harcadığımız emek, para ve zamanı mü’min ve inançlı birisi olsun diye de harcıyor muyuz?
Berzah aleminde sonsuz ömür için bir gayret var mı?
Çağdaşlık adına; kız-erkek arkadaşlığına, içkiye, kumara evet mi diyoruz?
“Ahmet, Ayşe, Fatma ne der?” hesabı mı yapıyoruz? Yoksa “ALLAH (C.C) NE DER?” hesabı mı yapıyoruz?
Yavrumuzu, zengin birisiyle mi yoksa mü’min birisiyle mi evlendirmeyi düşünüyoruz?
Tercihimiz cebi zengin mi? Gönlü zengin mi?
“Kişi sevdiğiyle beraberdir” hadisine uyuyor musunuz? Yoksa İslam’a mugayir dostlarınız mı var?
“Mü’min mü’minin kardeşidir” düsturu gereği müslümanları mı kardeş edindiniz? Yoksa Kâfir, münafık, ateist ve İslam düşmanlarını mı kardeş ediniyorsunuz?
Kalın Sağlıcakla…
GÜNDEM
04 Mayıs 2018 - 09:58
İslam'ı yaşamak mı, Yaşıyorum sanmak mı?
GÜNDEM
04 Mayıs 2018 - 09:58