Yıllar önce gündem oluşturan bir fıkra vardı. Bir gün dostlarla sohbetteyken, ben bu fıkrayı anlattım. Gülüştük.
Nereden nereye Efendim.
Paşa’nın canı çekmiş, askerlere; “Gidin bana bir dişi hamsi balığı getirin” demiş.
Temel’le Cemal balık pazarına gitmiş, balıkları alıp, sağına-soluna, solungacına bakıyorlarmış.
Tezgahtar; “Ne yapıyorsunuz?” diye soruyor.
“Ha uşağum! Baluğa bakayruz. Erkek midür, dişi midür? diye”.
Tezgahtar gülüyor.
“Yahu balığın dişisi, erkeği sizi ne ilgilendirir kardeşim? Balık balıktır. Alın yiyin” diyor.
Temel; “Ula Cemal, gel biz bu baluğu alalum. Komutana soralum. O, bu baluğun erkek mi, dişi mi olduğunu söyler da”.
Cemal; “Ula Temel, komutan baluğun erkek mi, dişimi olduğunu ne bilur?”
Temel; “Ula uşağum, bilmezse bilmez. Ama dedüğü dedüktür, ne derse o olur. Her şeyi bilür da”.
BİZİM HER ŞEHİRDE, HER KONUDA HER ŞEYİ BİLEN KOMUTANLARIMIZ VAR ARTIK.
Bilenler çoğaldı.
Bilmek ayrı, yapmak ayrıdır. Teori ayrı, pratik ayrıdır.
Herkes her şeyi biliyor olamaz. Bilmediğimiz konularda olabilir.
Ama daha önce yazdığım gibi, “Bir insan dinini çok iyi bilmeli, mesleğini çok iyi bilmelidir”.
Her konuda halk tabiriyle; “İşkembe-i kübradan atmamalıdır”
Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır. Makamda veya zengin iken, her şeyi bilenlerin!!! buraları kaybedince “hiç” olduğunu görüyoruz.
Bazıları da rüzgar gülü veya trafik lambası gibidir. Döner durur.
Her seçim dönemi oluşan rantçıları da unutmamak lazımdır. “Ver gazı, al parayı” felsefesi hakimdir.
Seçilinceye kadar; “Biz, büyük bir aileyiz”. Seçilince; “Ben kazandım” düsturu geçerlidir.
Herkes haddini bilmelidir.
KİMDE, NEYİ ARIYORUZ?
Efendim, Temel eczaneye gelmiş.
“Tavuk var mı?” demiş.
Eczacı kızmış. “Ya ne tavuğu kardeşim! Burası eczane” demiş.
“Ne kızaysun? Sordum da” demiş.
Bir gün sonra tekrar gelmiş.
“Tavuk var mı?”
“Hayır tavuk yok!”
Bu yine gitmiş. Bir komşusu demiş ki; “Yahu, Temel laftan anlamaz. Sen buraya; “Burada tavuk yoktur” diye yaz. Bir daha sana sormasın”
Eczacıda kapıya, “Burada tavuk yoktur” diye yazmış.
Temel gelmiş. Eczacı hiç konuşmadan, “Burada tavuk yoktur” yazısını göstermiş.
Temel; “Anladım onu, anladım. Okudum da. Ne zaman gelecektir? Onu sorayrum” demiş.
GÜNÜMÜZDE, MAALESEF ECZANELERDE TAVUK ARAYAN İNSANLAR VAR. AYNI SİYASETTE DÜRÜSTLÜK ARANDIĞI GİBİ…
Eline, beline, diline sahip olmayanlar siyasete girmemelidir. Sonu felaket olur.
Kalın sağlıcakla…
GÜNDEM
18 Ocak 2019 - 10:31
KİM BİLİR? HALK
GÜNDEM
18 Ocak 2019 - 10:31