Bazı dükkanlar vardır yerin altındadır, hatta kapıdan giremezsiniz bu dükkanlara, pencereden girersiniz, pencereden girerken de hafif eğilmeniz gerekir...
Hayır yanlış anlamayın öyle gösterişli zafer taglarından ya da kocaman şirket kapılarından, ya da üç güvenlik geçtikten sonra konu neydi diye sorulan kapılardan değildir bu dükkanın kapısı...
Herkesin giremeyeceği ama bir o kadar da herkesin girebileceği bir dükkandan bahsediyorum...
Kırk Yılda Bir Gibisin Çerçeve Dükkanından bahsediyorum...
Dükkan demeye dilim de varmıyor, aslında bir atölye burası...
Tam tamına 22 yıldır aynı yerde olan, kapısındaki asma kadar Arık caddesine kök salmış bir dükkan...
Sadık Ustanın eseri...Hayata saldığı bir fidan...
Bazen bir sinema atölyesi, bazen eski bir şarkının tanıdık izleri, bazen edebiyat coşkusu, bazense deli deli fikirlerin beslendiği bir alan...
Bazen artık kimsenin giymek istemediği kıyafetlerin biriktirilip çok uzaktaki çocuklara gönderildiği...
Bazen mahallede ekmek alamayanlara Marques Bankın imdadına koştuğu, küçücük paraların büyük büyük gönüllere ulaştırıldığı bir köprü...
Bazen eski bir çerçevenin hayata salındığı, bazen resimlerin ta Afrikaya ulaştığı...
Belki dünyanın kurtarılamayacağını bildiğimiz ama en azından şunu kurtarabiliriz dediğimiz, ya da beş liralarla, on liralarla kurtardığımızı zannetiğimiz bir zaman makinesi...
Sadık Ustanın eseri...
Kırk yılda bir gibisin...
Kırk yıl daha yaşa...
Herkes gelip geçerken fotoğrafını çeksin...
Zaman alıp giderken herşeyi, herşey değişirken sen dik dur zamana karşı...
Bazen bir Don Kişot ol ,bazense keşfedilmemiş bir şair...
Ama sen dik dur...
Elbet bir kırk yıl daha gider böyle...
Kırk Yılda bir gibisin...
Sevgili dostum...
Kırk yılda bir gibisin...
GÜNDEM
28 Aralık 2018 - 10:19
Kırk Yılda Bir Gibisin
GÜNDEM
28 Aralık 2018 - 10:19