Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (ASMO), Vergi beyan dönemlerinin yoğunluğu, beyan ve bildirimleri göndermek için kullandıkları E-Uygulamalardaki sistemsel sıkıntılar ve beyan bildirimleri alma aşamasındaki sorunlardan dolayı artan iş yükü baskısına karşı yaşamış oldukları mesleki sıkıntılar ile ilgili ASMO hizmet binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı okuyan ASMO Yönetim Kurulu Başkanı Sacittin Hancıoğlu, “Artan iş yüküne, çalışmayan sistemlerinize, angaryaya hayır! Mali müşavirler köleniz değildir! Geçici değil, kalıcı çözümler istiyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi. Ülkenin her noktasında vergi mükelleflerine ve kamuya hizmet veren 126 bin kişilik bir camia olduklarını ifade eden Sacittin Hancıoğlu, “Bugün 126.000 Mali Müşaviri temsil eden ve ülkemizin her ilinde ve bazı ilçelerinde bulunan 77 Mali Müşavir Odası tepkisini dile getiriyor. Bizlerde Antalya Mali Müşavirler Odası olarak 3.850 üyemiz, 420’e yakın aday üyemiz, çalışanlarımız ve en önemlisi de ailelerimiz adına yetkililere sesleniyoruz. Bir Mali Müşavir 4 yıllık fakülte, 3 yıllık staj ve ülkenin en zorlu 2 sınavından geçerek, diğer serbest meslekler içerisinde en zorlu eğitim ve sınav süreçlerini tamamladıktan sonra ruhsat alabiliyor. Buna rağmen hak ettiğimiz insani çalışma ve yaşama koşullarından oldukça uzağız” dedi. Hancıoğlu, devletin ihtiyacı olduğu verilerin mümkün olduğunca tek elden alınması, gereksiz bilgi toplamanın önüne geçilmesi ve veri toplama için kullanılan yöntemlerin de sağlıklı çalışması adına müşavirlerin sırtındaki yükün azaltılması gerektiğine vurgu yaptı.
‘BIÇAK KEMİĞE DAYANDI’
3568 sayılı Meslek Yasasının 1’inci maddesinde Kanun’un amacının, ‘İşletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmî mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek meslekî standartları gerçekleştirmek, …’ şeklinde tanımlandığını belirten Sacittin Hancıoğlu, “Bu kadar ağır iş yükü altında çalışmak zorunda bırakılan bizler bir işletmeninin faaliyetlerini ve işlemlerini sağlıklı bir şekilde yürütemez duruma getirildik. Sadece Nisan ayında Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ilan edilen vergi takviminde toplam 56 beyan ve bildirimin verileceği açıkça görülmektedir. Bu beyan ve bildirimlerin yanında bir de en son 20 yıl önce uygulanan ve genel tebliği ile sirküleri henüz iki üç ay önce yayımlanan, hala uygulamada birçok tereddüdü barındıran enflasyon muhasebesi işlemlerine ilişkin yapılacak çalışmaları da aynı takvimde tamamlanmak zorunda bırakılmamızı adil ve uygulanabilir bulmuyoruz! Resmi, idari ve hafta sonu tatilleri Ramazan Bayramı ile birleşince toplam on iki günlük tatil nedeniyle Nisan ayında çalışma günü olarak sadece on sekiz gün kalmaktadır. Bu kadar kısa sürede bu kadar beyan ve bildirimin sağlıklı bir şekilde verilmesi mümkün değildir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, üst birliğimiz TÜRMOB tarafından hem yazılı hem sözlü yapılan başvuruları dikkate alması için üyelerimizin masa başında ölmesi mi gerekiyor!” diyerek şikayetini dile getirdi. Yaşadıkları soruna acilen çözüm getirilmesini vurgulayan ASMO Yönetim Kurulu Başkanı Sacittin Hancıoğlu, “130 bin Mali Müşavirin çığlığına duyarsız kalınmamalıdır. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı! İnsani şartlarda yaşamak biz mali müşavirlerin anayasal hakkıdır” dedi. Hancıoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Hazine ve Maliye Bakanlığından her ay beyan sürelerinin uzatılmasını değil, günümüzde yapay zekâ teknolojisinin kullanıldığı bir çağda, elektronik uygulamalar aracılığıyla toplanan verilerin etkin bir şekilde sınıflandırılmasını ve yasal olarak veri talep eden kurumlarla, örneğin TUİK, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Merkez Bankası ve Kamu İhale Kurumu gibi tüm kamu kurumlarıyla paylaşılmasını talep ediyoruz. Aynı verilere dayalı olarak yapılan tekrarlı beyan ve bildirimlerin kaldırılmasını istiyoruz. Ayrıca, vergi beyan dönem ve sürelerinin, resmî tatil günleri dikkate alınarak düzenlenmesini talep ediyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Enflasyon Düzeltmesine ilişkin mevzuat oldukça geç yayınlanmıştır. Bunun uygulanmasına ilişkin tüm yük ve zaman baskısı bizlerin üzerine bırakılmıştır. Bu işlemin zorluğu, doğru bir şekilde yetişmesinin mümkün olmadığı dayanakları ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığına defalarca iletilmiştir. 2023 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin ve elektronik defter beratlarının yüklemelerinin Nisan ayındaki resmî tatil sürelerinin uzun olması ve Enflasyon Düzeltme işlemleri nedeniyle zamanında yapılması mümkün değildir.”
‘KİMSENİN KÖLESİ DEĞİLİZ’
Gerektiğinde her türlü fedakarlığı yaptıklarını belirten Sacittin Hancıoğlu, ülkenin zor zamanlardan geçtiği pandemi döneminde, deprem felaketlerinde canlarını hiçe sayarak çalıştıklarını söyleyerek, “Elbette kriz dönemlerinde, zor dönemlerde herkesin elini taşın altına koyması ve var gücü ile çalışması gerekmektedir. Bu sorumluluğumuzun farkındayız, hep farkında olduk. Ancak, hiçbir kamu gücünün de bir meslek grubuna bu kadar yüklenmeye, insanların ruh ve beden sağlıklarını bozmaya hakkı yoktur. Kaldı ki kendi sistemlerini bile çalışır durumda tutamayan ancak onlarca işi üzerimize yıkan Hazine ve Maliye Bakanlığı, iş ücret tarifemize gelince, enflasyonun sorumlusu bizlermişiz gibi, enflasyonun yükselmesini gerekçe göstererek, asgari ücret tarifemizi enflasyonun altında belirlemiştir. Buna zorla çalıştırma denir, angarya denir, kölelik denir. Mali Müşavirler kimsenin kölesi değildir! Bizler işimizi doğru yapmak istiyoruz. Vergi için değil, bilgi için muhasebe yapmak istiyoruz. Bu çerçevede en doğru veriyi üretmekten, enflasyon muhasebesi işlemlerini yapmaktan kaçınmıyoruz. Artık yeter diyoruz! Bu sese kulak verilmeli. Enflasyonu yaratan bizler değiliz, mali yükünü fazlasıyla çekerken, iş yükünü de çekmek istemiyoruz” şeklinde tepkisini, sürdürdü. Artık geçici çözümler değil, kalıcı çözümler istediklerini vurgulayan Hancıoğlu taleplerini şu şekilde sıraladı; “3568 sayılı köhnemiş meslek kanunumuz bizlerin talepleri çerçevesinde değiştirilmelidir. Maliye Bakanlığı’nın ve Yeminli Mali Müşavirlerin çağdışı vesayeti tamamen kaldırılmalıdır. Mali Müşavirler kendi örgütlerini yönetebilecek kadrolara, yeteneğe ve güce sahiptir. Yıllar içerisinde Maliye Bakanlığının tüm kırtasiye yükü üzerimize yüklenmiş ancak her beyannameden Damga Vergisi tahsil edilmektedir. Üzerimize yüklenen kırtasiye ve yazılım yükü için, Damga Vergisi adı altında toplanan bu vergiden asıl hak sahibi olan biz Mali Müşavirlere pay verilmelidir. Mali Müşavirlerin kullandığı tüm portallar, beyanname ve defter yükleme sistemleri kalıcı bir şekilde düzeltilmeli, sorunsuz çalışması sağlanmalıdır. Sistem sorunları yaşandığı dönemlerde, beyanname ve bildirimlerin süresi son günü beklenmeksizin derhal uzatılmalıdır. Kamu Kurumları için ortak veri havuz oluşturulmalı, her kurumun bizlerden ayrı ayrı bilgi ve talep etmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Beyanname ve bildirimler sadeleştirilmeli, bazıları birleştirilmelidir. KDV2 Beyannamesinde olduğu gibi Mali Müşavirlerin verginin ödenip ödenmediğini takip etme sorumluluğu kaldırılmalıdır. Verginin ödenip ödenmediğini takip etmek, tahsil etmek Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sorumluluğundadır. Aday üyelerimizin staj dönemleri desteklenmeli, teşvikler sağlanmalıdır. Mali Müşavirlerin devlet desteklerinden yararlanabileceği modeller oluşturulmalıdır. Arabuluculuk hakkımız verilmeli, KDV iadesi yetkilerimiz artırılmalıdır. Yıllardır mücadelesini verdiğimiz Yeşil Pasaport hakkımız verilmelidir. Af kanunları ve matrah artırımları ile işletmeler aklandığı, borçları silindiği halde, işini iyi yapmaya çalışan Mali Müşavirleri müteselsil sorumlu tutan uygulamalardan vazgeçilmelidir.” (www.akdenizmanset.om.tr)
---