Sivil Düşünce Derneği 2020 yılı etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Kültür sanat etkinliklerinin ardından düzenlenen söyleşide Mavi Vatan’ın isim babası Cem Gürdeniz, Mavi Vatan Türk Deniz Jeopolitiği adlı bir konferansta konuştu. Gürdeniz’den önce konuşan Sivil Düşünce Derneği Başkanı Hidayet Gültekin, “Mavi Vatan kavramının isim babası emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’dir. Kendilerini ağırlamaktan onur duyuyoruz. Türkiye’nin yarınlarını konuşacağız. Birikimlerini dinleyeceğiz” dedi. ‘Mavi Vatan’ kavramını Türkiye’nin gündemine sokan ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin çıkarlarına ilişkin önemli uyarılarda bulunan emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Mavi Vatan Türk Deniz Jeopolitiğini anlattı. Antalya’da olmaktan büyük mutluluk duyduğunu aktaran Gürdeniz, “Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz’den bahsedeceğim. Antalya Doğu Akdeniz’in kalbidir. Mavi Vatan bilincinin Antalya’da gelişmesi, Antalya’nın ise denizci kültürüne ihtiyacı vardır. Denizci kimliğini öne çıkarmaya ihtiyacı vardır” diye konuştu.
‘Daima denizden geldiler’
Gürdeniz, “Denizler güvenlikleri için derinliğine savunma alanı, emperyal emelleri için güç intikal alanı, hizmet ve mal mübadelesi için ulaştırma ortamı alanı, bilimsel/teknolojik ilerlemeler için meydan okuma alanı olarak kullanabilen uluslar hegemonya sahibi olarak öne çıkmışlardır. Küresel hegomanyanın anahtarı deniz hegomanyasıdır. Gerek Osmanlı İmparatorluğu gerekse Türkiye Cumhuriyeti, iç ve dış dinamiklerin işbirliği ve eşgüdümü ile deniz uygarlığından daima uzak tutulmuştur. Değişim başlamıştır. Osmanlı’yı parçalamaya gelenler, daima denizden geldiler. 1770 Çeşme, 1827 Navarin ve 1853 Sinop baskınlarında olduğu gibi. Tarih tekrar ettirilirse, gelecekte de böyle olacaktır. Jeopolitik alan denizler tükenmez bir servet ve kuvvet kaynağıdır. Osmanlı milletinin tabiatında ise denizcilik olmayabilir. Ancak öyle bir memlekette oturmaktadır ki o memleket stratejik, politik ve ekonomik durumu itibarıyla denizlere hâkim bir milletle var olmak ihtiyacındadır” diye konuştu.
‘Türkiye deniz ülkesidir’
Gürdeniz, “Jeopolitik gerçek Türkiye’nin güvenlik ve refahı, vazgeçilmez bir şekilde çevrelendiği denizlerle iç içedir. Bulunduğu yarımada coğrafyası ile Türkiye deniz ülkesidir. Bu coğrafyada yaşayanlar tercihini karasal değil, denizsel devletten yana kullanmak zorundadır. Jeopolitik alan Anadolu ve deniz; bir elmanın iki yarısı gibidir. Biri olmadan diğeri olmaz. Jeopolitik öncelikler Mavi Vatan, Türk Boğazları ve Kıbrıs’tır. Deniz jeopolitiği siyaset üstü bir anlayışla takip edilmeli ve geliştirilmelidir. Cumhuriyet denizciliğinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu trajedilerden ders çıkarmış, Atatürk’ün strateji aklı ve denizci vizyonu tarihin tekrarına izin vermemiştir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet donanması, onun ileri görüşü ve stratejik dehası sayesinde güçlü bir donanmaya hayat vermiştir. Donanma, böylece son 95 yıl içinde devlet jeopolitiğinin en önemli unsurlarından biri olarak kullanılmış ve deniz gücümüz çağın koşullarına paralel her alanda kurumsallaşarak gelişmiştir” ifadelerini kullandı.
‘Sürdürülebilir bir ortam olmalı’
Gürdeniz, “Bu hak ve çıkarların kıskançlıkla korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere devredilmesi sorumluluğu devlete ait olmakla birlikte, halkımızın, düşünce kuruluşları ve sivil toplum örgütleri katkısı ile deniz hak ve çıkarlarımız konusunda bilinçlendirilmesi göz ardı edilmemelidir. 2023 Karadeniz’de, sahildarlar dışında, başka güçlerin sürekli donanma varlığı bulundurmalarına izin verilmemelidir. Montreux Boğazlar Sözleşmesi her koşulda devam ettirilmelidir. Ayrıca Türkiye’nin imzalamadığı ve sürekli itirazcı (persistent objector) konumunda olduğu, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (BMDHS) yönelik gelişmeler çok yakından takip edilmelidir. BMDHS imzalanmamalıdır. 2023’te Türk boğazlarından her gün geçen yaklaşık 150 gemi ile limanlarımıza her gün giriş çıkış yapan 200’e yakın ticaret gemisine; ‘Mavi Vatan’da balıkçılık yapan 20 bin balıkçı teknesine; spor ya da tatil amaçlı seyir yapan 34 bin Türk amatör denizci teknesi ile binlerce yabancı gezi teknesine ve denizlerimizi denizciliğin diğer faaliyet alanlarında kullanan tüm unsurlara, deniz yetki alanlarımız içinde kesintisiz, emniyetli, güvenli, çevreci ve ekonomik sürdürülebilir bir ortam sağlamak, Türkiye’nin temel sorumlulukları arasındadır” diye konuştu.
‘Geleceğin anahtarı denizcilik’
Gürdeniz, “21'inci yüzyılda Cumhuriyet donanması, karmaşık bir jeopolitik ortamda yaşamanın zorluğunun bilincinde, caydırıcı niteliğini her durumda koruyabilmelidir. Bu gereklilikte nükleer takatliler dahil denizaltılar öncü rol oynamalıdır. 2023’te ayrıca, Cumhuriyet donanması, Atatürk'ün, Türk'ün milli ülküsü olarak belirlediği, denizci olma idealine hızla ilerleyecek rotada, halkın denizcileşmesine ve denizcilik gücümüzün her alanda gelişmesine katkı sağlamaya devam etmelidir. 21'inci yüzyılın gerektirdiği yetenek ve teknolojiye sahip, dünyanın bütün okyanus ve denizlerinde harekât yapma yeteneğinde gücünün temelini ulusal sanayiden alan bir donanmaya sahip olmak bir seçenek değil jeopolitik bir zorunluluk olacaktır. Devletin jeopolitik çıkarları kısa ve orta dönemlere yönelik değildir. Yüzyılları kapsar. Anadolu jeopolitiği Ege adaları ve Kıbrıs ile kuşatılmışlığı reddeder. Kıbrıs’ta tarihin tekrarlatılmaması gerektiğini düşünmek zorundayız. Bu siyasetin değil, coğrafyanın gereğidir. Gelecek Türkiye’nin refah ve güvenliğinin anahtar kelimesi şüphesiz, denizcileşmektir” ifadelerini kullandı.
Mahsum ALTAŞ
GÜNDEM
29 Ocak 2020 - 20:54
Mavi Vatan Türk Deniz Jeopolitiği
Mavi Vatan’ın isim babası Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, ‘Mavi Vatan Türk Deniz Jeopolitiği’ isimli bir konferansta konuştu. Gürdeniz, “2023’e doğru jeopolitik öncelikler Mavi Vatan, Türk Boğazları ve Kıbrıs’tır” dedi
GÜNDEM
29 Ocak 2020 - 20:54