24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez yaptığı açıklamada 700 bine yakın işsiz ve atama bekleyen öğretmen olduğunu açıkladı.
Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde basın toplantısı düzendi. Sönmez, sorunları ve taleplerini kamuoyu ile paylaştı. Başkan Sönmez, “Eğitimde özellikle son yıllarda esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırma uygulamaları belirgin bir şekilde artmıştır. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik, mülakat gibi yaşanan sorunlar, 700 bine yakın işsiz, ataması yapılmayan öğretmenlerin varlığı gibi temel konuların çözümü noktasında bugüne kadar hiçbir somut adım atılmamıştır. COVID-19 salgını sonrasında, özelikle uzaktan eğitim sürecinde mesai kavramı tamamen ortadan kaldırılmış, esnek çalışma uygulamaları hiç olmadığı kadar arttırılmıştır” dedi.
3600 ek gösterge yerine getirilmeli
Ülkemizde bir süredir yaşanan ekonomik kriz nedeniyle iş ve yaşam koşullarımız ciddi anlamda ağırlaşmıştır” diyen Sönmez, “Yıllardır dile getirdiğimiz temel taleplerimiz karşılanmamış ve yaşadığımız sorunlara kalıcı çözümler üretilmemiştir. En belirgin biçimde 3600 ek göstergesi dahi verilen sözlere rağmen yerine getirilmemiştir. Bu nedenle Eğitim-Sen olarak öğretmenin iradesini yok sayan, sesini duymayan, taleplerini görmezden gelenlerin yılda bir gün takvimde sırası geldiği için öğretmenler gününü kutlamasını samimi bulmuyoruz. Eğitim- Sen tarafından 4 bin 565 öğretmenin katılımıyla “Öğretmenlerin Ekonomik ve Mesleki Sorunlarına Bakış Anketi” araştırması yapılmıştır. Anket sonuçlarımızdan da görüleceği gibi, öğretmenlerimizin acil çözüm bekleyen sorunları mevcuttur” şeklinde konuştu.
Maaş temel ihtiyaçları karşılıyor
Ekonomik kriz ve pandemi sürecinin iç içe geçmesiyle birlikte ülke çapında yaşanan yoksullaşmanın tüm toplum kesimleri gibi eğitim emekçilerini de etkilediğini aktaran Sönmez, “Geçtiğimiz yıllar içinde yüksek enflasyon ve satın alma gücünün ciddi oranda düşmesi, yaşanan gelir kayıpları nedeniyle geçim şartları zorlaşmış, ücretli/maaşlı çalışanlar bu durumdan en fazla etkilenen toplum kesimleri olmuştur. Nitekim ankete katılan öğretmenlerin yüzde 60’ı ‘Aldığınız maaş temel ihtiyaçlarınızı karşılıyor mu?’ sorusuna ‘Hiç karşılamıyor’ yanıtı vermiştir. ‘Kısmen karşılıyor’ yanıtı verenlerin oranı ise yüzde 38’dir. Sadece yüzde 2 si ücretlerin temel ihtiyaçlarını karşıladığını söylemiştir. ‘Ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi alsanız, öğretmenlik mesleğini bırakmayı düşünür müydünüz?’sorusuna öğretmenlerin yüzde 70’i ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi aldığında mesleğini bırakabileceğini belirtmiştir. ‘İş yerinizde kendinizi değerli hissediyor musunuz?’ sorusuna öğretmenlerin yüzde 56’sı ‘Hayır’ yanıtı vermiştir. ‘İş yerinde kendinizi güvende hissediyor musunuz?’ sorusuna ankete katılan öğretmenlerin yüzde 70’i ‘Hayır’ yanıtı vererek kendisini güvende hissetmediğini belirtmiştir. ‘Pandemi koşullarında yüz yüze eğitime başlanması için okulunuzda yeterli hijyen koşullarının sağlandığını düşünüyor musunuz?’ sorusuna katılımcıların yüzde 70’i ‘Hayır’ yanıtını vererek, okulların hijyen ve temizlik açısından gerekli koşullara sahip olmadığını belirtmiştir” dedi.
Mülakat ile öğretmen alımı
‘Pandemi koşullarında okullarda ‘maske, mesafe, temizlik’ şartlarının hayata geçirildiğini düşünüyor musunuz? Sorusuna katılımcıların yüzde 69’unun ‘Hayır’ yanıtı verdiğini belirten Sönmez, “Millli Eğitim Bakanlığı’nın sorunları çözmek için ürettiği politikaların gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 94,5’i ‘Hayır’ yanıtı vermiştir. Bu sonuç, MEB’in bugüne kadar ortaya koyduğu pratiğin gerçekçi olmadığını belirtmesi açısından oldukça önemlidir. Bu durum özellikle pandemi sürecinde çok daha net bir şekilde görülmüştür. ‘Ücretli/kadrolu/sözleşmeli şeklinde öğretmen istihdamının ayrıştırılmasının, öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından bir tehdit olduğunu düşünüyor musunuz?’ sorusuna yüzde 96’lık çoğunluk ‘Evet’ yanıtı vermiştir. Eğitim emekçileri farklı istihdam biçimlerinin öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından önemli bir tehdit olduğunu düşünmektedir. ‘Mülakat ile öğretmen alımının eşit, adil, geçerli ve yansız bir yöntem olduğunu düşünüyor musunuz?’ sorusuna ise katılımcıların yüzde 91’i ‘Hayır’ yanıtı vererek tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur” dedi.
‘Öğretmenler, ülkenin dört bir yanında, her türlü olumsuz koşullarla mücadele ederek, görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır’ diyen Nurettin Sönmez, “Çünkü her öğretmen, eğitimin her türlü yapısal sorununa rağmen eşitlikten, barıştan, laiklikten, özgürlükten, insandan ve emekten yana aydınlık nesillerin yetişmesinde katkısının olduğunu bilmektedir. Ancak siyasi iktidar, mesleğini hakkıyla yerine getirmeye çalışan öğretmenlerin yıllardır yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretmemektedir. Öğretmenlerimizin kendisini güvende hissettiği, mesleki özerkliğinin tanındığı, iş güvencelerinin sağlandığı, emeğinin karşılığı olan refah düzeyine sahip olduğu bir eğitim sistemi, toplumun ve öğrencilerimizin nitelikli eğitim hakkının yaşam bulmasının temel koşuludur. Yıllardır çeşitli alanlarda yaşadığımız hak kayıplarına ve olumsuzluklara bakıldığında, geçtiğimiz yıllar içinde kaybettiklerimizin ne kadar çok olduğu görülecektir. Bizlere dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın ancak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik ve örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyoruz. Haklarımız, geleceğimiz ve çocuklarımızın eğitim hakkı için bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velilerimizi birlikte ortak mücadeleye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
Murat ESENTEKİN
Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde basın toplantısı düzendi. Sönmez, sorunları ve taleplerini kamuoyu ile paylaştı. Başkan Sönmez, “Eğitimde özellikle son yıllarda esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırma uygulamaları belirgin bir şekilde artmıştır. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik, mülakat gibi yaşanan sorunlar, 700 bine yakın işsiz, ataması yapılmayan öğretmenlerin varlığı gibi temel konuların çözümü noktasında bugüne kadar hiçbir somut adım atılmamıştır. COVID-19 salgını sonrasında, özelikle uzaktan eğitim sürecinde mesai kavramı tamamen ortadan kaldırılmış, esnek çalışma uygulamaları hiç olmadığı kadar arttırılmıştır” dedi.
3600 ek gösterge yerine getirilmeli
Ülkemizde bir süredir yaşanan ekonomik kriz nedeniyle iş ve yaşam koşullarımız ciddi anlamda ağırlaşmıştır” diyen Sönmez, “Yıllardır dile getirdiğimiz temel taleplerimiz karşılanmamış ve yaşadığımız sorunlara kalıcı çözümler üretilmemiştir. En belirgin biçimde 3600 ek göstergesi dahi verilen sözlere rağmen yerine getirilmemiştir. Bu nedenle Eğitim-Sen olarak öğretmenin iradesini yok sayan, sesini duymayan, taleplerini görmezden gelenlerin yılda bir gün takvimde sırası geldiği için öğretmenler gününü kutlamasını samimi bulmuyoruz. Eğitim- Sen tarafından 4 bin 565 öğretmenin katılımıyla “Öğretmenlerin Ekonomik ve Mesleki Sorunlarına Bakış Anketi” araştırması yapılmıştır. Anket sonuçlarımızdan da görüleceği gibi, öğretmenlerimizin acil çözüm bekleyen sorunları mevcuttur” şeklinde konuştu.
Maaş temel ihtiyaçları karşılıyor
Ekonomik kriz ve pandemi sürecinin iç içe geçmesiyle birlikte ülke çapında yaşanan yoksullaşmanın tüm toplum kesimleri gibi eğitim emekçilerini de etkilediğini aktaran Sönmez, “Geçtiğimiz yıllar içinde yüksek enflasyon ve satın alma gücünün ciddi oranda düşmesi, yaşanan gelir kayıpları nedeniyle geçim şartları zorlaşmış, ücretli/maaşlı çalışanlar bu durumdan en fazla etkilenen toplum kesimleri olmuştur. Nitekim ankete katılan öğretmenlerin yüzde 60’ı ‘Aldığınız maaş temel ihtiyaçlarınızı karşılıyor mu?’ sorusuna ‘Hiç karşılamıyor’ yanıtı vermiştir. ‘Kısmen karşılıyor’ yanıtı verenlerin oranı ise yüzde 38’dir. Sadece yüzde 2 si ücretlerin temel ihtiyaçlarını karşıladığını söylemiştir. ‘Ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi alsanız, öğretmenlik mesleğini bırakmayı düşünür müydünüz?’sorusuna öğretmenlerin yüzde 70’i ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi aldığında mesleğini bırakabileceğini belirtmiştir. ‘İş yerinizde kendinizi değerli hissediyor musunuz?’ sorusuna öğretmenlerin yüzde 56’sı ‘Hayır’ yanıtı vermiştir. ‘İş yerinde kendinizi güvende hissediyor musunuz?’ sorusuna ankete katılan öğretmenlerin yüzde 70’i ‘Hayır’ yanıtı vererek kendisini güvende hissetmediğini belirtmiştir. ‘Pandemi koşullarında yüz yüze eğitime başlanması için okulunuzda yeterli hijyen koşullarının sağlandığını düşünüyor musunuz?’ sorusuna katılımcıların yüzde 70’i ‘Hayır’ yanıtını vererek, okulların hijyen ve temizlik açısından gerekli koşullara sahip olmadığını belirtmiştir” dedi.
Mülakat ile öğretmen alımı
‘Pandemi koşullarında okullarda ‘maske, mesafe, temizlik’ şartlarının hayata geçirildiğini düşünüyor musunuz? Sorusuna katılımcıların yüzde 69’unun ‘Hayır’ yanıtı verdiğini belirten Sönmez, “Millli Eğitim Bakanlığı’nın sorunları çözmek için ürettiği politikaların gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz? sorusuna katılımcıların yüzde 94,5’i ‘Hayır’ yanıtı vermiştir. Bu sonuç, MEB’in bugüne kadar ortaya koyduğu pratiğin gerçekçi olmadığını belirtmesi açısından oldukça önemlidir. Bu durum özellikle pandemi sürecinde çok daha net bir şekilde görülmüştür. ‘Ücretli/kadrolu/sözleşmeli şeklinde öğretmen istihdamının ayrıştırılmasının, öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından bir tehdit olduğunu düşünüyor musunuz?’ sorusuna yüzde 96’lık çoğunluk ‘Evet’ yanıtı vermiştir. Eğitim emekçileri farklı istihdam biçimlerinin öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından önemli bir tehdit olduğunu düşünmektedir. ‘Mülakat ile öğretmen alımının eşit, adil, geçerli ve yansız bir yöntem olduğunu düşünüyor musunuz?’ sorusuna ise katılımcıların yüzde 91’i ‘Hayır’ yanıtı vererek tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur” dedi.
‘Öğretmenler, ülkenin dört bir yanında, her türlü olumsuz koşullarla mücadele ederek, görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır’ diyen Nurettin Sönmez, “Çünkü her öğretmen, eğitimin her türlü yapısal sorununa rağmen eşitlikten, barıştan, laiklikten, özgürlükten, insandan ve emekten yana aydınlık nesillerin yetişmesinde katkısının olduğunu bilmektedir. Ancak siyasi iktidar, mesleğini hakkıyla yerine getirmeye çalışan öğretmenlerin yıllardır yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretmemektedir. Öğretmenlerimizin kendisini güvende hissettiği, mesleki özerkliğinin tanındığı, iş güvencelerinin sağlandığı, emeğinin karşılığı olan refah düzeyine sahip olduğu bir eğitim sistemi, toplumun ve öğrencilerimizin nitelikli eğitim hakkının yaşam bulmasının temel koşuludur. Yıllardır çeşitli alanlarda yaşadığımız hak kayıplarına ve olumsuzluklara bakıldığında, geçtiğimiz yıllar içinde kaybettiklerimizin ne kadar çok olduğu görülecektir. Bizlere dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın ancak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik ve örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyoruz. Haklarımız, geleceğimiz ve çocuklarımızın eğitim hakkı için bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velilerimizi birlikte ortak mücadeleye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
Murat ESENTEKİN