Yerel seçimler birçok yönüyle tartışılmaya devam ediyor..
Hile var, çalma var, yok etme var, sahtekarlık var, arsızlık var, var oğlu var..
32 kısım tekmili birden var..
Ama bu tartışmalardan daha önemli bir şey daha var; “Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün tehdit altında olması”..
Seçimde birçok ilde belediye başkanlığı kazanmayı “zafer” olarak görenler, bu “zafer sarhoşluğu” nedeniyle işte bu tehdidi göremeyecek haldeler..
Aslında daha önce de görmüyorlardı, şimdi tamamen kör ve sağır oldular..
…
KİM BU “EŞBAŞKAN”?
CHP’ye ve ittifaklarına oy verenleri çok uyardık..
“Tarihimize bir bakın, bu ülkenin başına örülen bütün çoraplarda CHP’nin parmağı var dedik” anlamadılar..
Bunu tarihçiler ve stratejistler açık seçik ortaya koydu, dinlemediler..
Şimdi “ülkemize yönelik tehditler” artarak sürüyor..
Bari bunu farketsinler diyeceğim, ama umudum yok..
Yine de, CHP’nin ve türevlerinin bu ülkenin bütünlüğü için nasıl bir tehlike oluşturduğunu “somut” örneklerle bir kez daha anlatmaya çalışacağım..
Bakalım, anlayanlar olacak mı..
…
Sondan başlayacağım..
Sezai Temelli adında biri var..
Daha düne kadar adını bilen kimse yoktu..
Kimler tarafından ve nasıl sokuşturulduysa, bir anda siyasi bir partinin eşbaşkanı oluverdi..
Üstelik Kürt değil, ama Kürtleri temsil ettiğini iddia eden bir partinin “eşbaşkanı”..
…
İşte bu Sezai Temelli 31 Mart seçimleri öncesinde Türkiye’yi “Kürdistan ve Türkiye” diye ikiye böldü..
“Türk tarafı Kürt tarafı” dedi, “batıdaki Kürtler” dedi, taraflar yarattı..
Resmen “ayrılıkçılık” yaptı..
CHP tepki bile göstermedi..
Sadece CHP mi, İP ve SP’den de bir tepki gelmedi..
Arkasından CHP’yi ve türevlerini tehdit etti..
“Belediye başkanları bilecekler ki, o koltuğa HDP sayesinde oturdular, bizi görmezden gelemezler” dedi..
CHP ve ekibinden yine “tık” yok..
…
GÖREVİNİ YAPIYOR
Sezai Temelli, iki-üç gün önce “çok daha vahim” bir konuşma yaptı..
“Geldiler, bu toprakları da kuruttular” dedi..
“Bu topraklar”dan kastı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri..
“Gelenler” dediği de, Türkler ve Kürtler..
Özetle; açık-seçik Türkiye Cumhuriyeti’ne ait o toprakların, “İsrail oğullarına müjdelenen vaat edilmiş topraklar” olduğunu söyledi..
CHP’den İP’ten ve SP’den bir tek itiraz eden oldu mu?
Tepki gösteren var mı?
…
Burada tartıştığım kişi Sezai Temelli değil..
Adam nihayetinde, partisine ve kendisine verilen bir görevi “layıkıyla” yerine getiriyor..
Benim anlatmaya çalıştığım, “anamuhalefet partisi”nin tutum ve davranışı..
“Üç-beş yerde belediye başkanlığı kazanacağım” diye, bu ülkede “ayrılıkçı politika” yapanlara boyun eğmesi..
Hatta, -neredeyse- birlikte hareket etmesi..
Ve bunları göre göre hala bu partilerin peşinden gidilmesi..
…
“FARKINDA” OLUN
İşte CHP ve ittifak kurduğu partilere oy verenlere uyarım bunun için..
Ak Parti iktidarı gitsin isteyebilirsiniz..
Recep Tayyip Erdoğan’dan nefret ediyor olabilirsiniz..
Ama, iktidara gelmenin yolu, “Tayyip gitsin de isterse Türkiye batsın” değil..
Bu, bu ülkeyi yok etmek, en azından sömürgeleştirmek isteyenlerin lafı..
Tuzağa düşmeyin..
Hangi siyasi partiyi iktidar yapacağımıza biz karar verelim..
Ama, bu kararı verebilmemiz için önce Türkiye’nin var olması gerekmez mi?
Şu anda, CHP ve türevleri kullanılarak Türkiye’yi parçalama çalışmaları yapılıyor..
“Darbe süreci” çok yönlü devam ediyor..
Bunu fark edin artık..
Hile var, çalma var, yok etme var, sahtekarlık var, arsızlık var, var oğlu var..
32 kısım tekmili birden var..
Ama bu tartışmalardan daha önemli bir şey daha var; “Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün tehdit altında olması”..
Seçimde birçok ilde belediye başkanlığı kazanmayı “zafer” olarak görenler, bu “zafer sarhoşluğu” nedeniyle işte bu tehdidi göremeyecek haldeler..
Aslında daha önce de görmüyorlardı, şimdi tamamen kör ve sağır oldular..
…
KİM BU “EŞBAŞKAN”?
CHP’ye ve ittifaklarına oy verenleri çok uyardık..
“Tarihimize bir bakın, bu ülkenin başına örülen bütün çoraplarda CHP’nin parmağı var dedik” anlamadılar..
Bunu tarihçiler ve stratejistler açık seçik ortaya koydu, dinlemediler..
Şimdi “ülkemize yönelik tehditler” artarak sürüyor..
Bari bunu farketsinler diyeceğim, ama umudum yok..
Yine de, CHP’nin ve türevlerinin bu ülkenin bütünlüğü için nasıl bir tehlike oluşturduğunu “somut” örneklerle bir kez daha anlatmaya çalışacağım..
Bakalım, anlayanlar olacak mı..
…
Sondan başlayacağım..
Sezai Temelli adında biri var..
Daha düne kadar adını bilen kimse yoktu..
Kimler tarafından ve nasıl sokuşturulduysa, bir anda siyasi bir partinin eşbaşkanı oluverdi..
Üstelik Kürt değil, ama Kürtleri temsil ettiğini iddia eden bir partinin “eşbaşkanı”..
…
İşte bu Sezai Temelli 31 Mart seçimleri öncesinde Türkiye’yi “Kürdistan ve Türkiye” diye ikiye böldü..
“Türk tarafı Kürt tarafı” dedi, “batıdaki Kürtler” dedi, taraflar yarattı..
Resmen “ayrılıkçılık” yaptı..
CHP tepki bile göstermedi..
Sadece CHP mi, İP ve SP’den de bir tepki gelmedi..
Arkasından CHP’yi ve türevlerini tehdit etti..
“Belediye başkanları bilecekler ki, o koltuğa HDP sayesinde oturdular, bizi görmezden gelemezler” dedi..
CHP ve ekibinden yine “tık” yok..
…
GÖREVİNİ YAPIYOR
Sezai Temelli, iki-üç gün önce “çok daha vahim” bir konuşma yaptı..
“Geldiler, bu toprakları da kuruttular” dedi..
“Bu topraklar”dan kastı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri..
“Gelenler” dediği de, Türkler ve Kürtler..
Özetle; açık-seçik Türkiye Cumhuriyeti’ne ait o toprakların, “İsrail oğullarına müjdelenen vaat edilmiş topraklar” olduğunu söyledi..
CHP’den İP’ten ve SP’den bir tek itiraz eden oldu mu?
Tepki gösteren var mı?
…
Burada tartıştığım kişi Sezai Temelli değil..
Adam nihayetinde, partisine ve kendisine verilen bir görevi “layıkıyla” yerine getiriyor..
Benim anlatmaya çalıştığım, “anamuhalefet partisi”nin tutum ve davranışı..
“Üç-beş yerde belediye başkanlığı kazanacağım” diye, bu ülkede “ayrılıkçı politika” yapanlara boyun eğmesi..
Hatta, -neredeyse- birlikte hareket etmesi..
Ve bunları göre göre hala bu partilerin peşinden gidilmesi..
…
“FARKINDA” OLUN
İşte CHP ve ittifak kurduğu partilere oy verenlere uyarım bunun için..
Ak Parti iktidarı gitsin isteyebilirsiniz..
Recep Tayyip Erdoğan’dan nefret ediyor olabilirsiniz..
Ama, iktidara gelmenin yolu, “Tayyip gitsin de isterse Türkiye batsın” değil..
Bu, bu ülkeyi yok etmek, en azından sömürgeleştirmek isteyenlerin lafı..
Tuzağa düşmeyin..
Hangi siyasi partiyi iktidar yapacağımıza biz karar verelim..
Ama, bu kararı verebilmemiz için önce Türkiye’nin var olması gerekmez mi?
Şu anda, CHP ve türevleri kullanılarak Türkiye’yi parçalama çalışmaları yapılıyor..
“Darbe süreci” çok yönlü devam ediyor..
Bunu fark edin artık..