Antalya’daki hayvanseverlerin, sokak hayvanlarının uyutulmasına yönelik yasaya isyanı her geçen artarak devam ediyor. Attalos Meydanı’nda bir kez daha bir araya gelen hayvanseverlerin yasanın iptaline yönelik tepkisini bir kez daha dile getirmek için basın açıklamasında bulundu. Grup adına açıklamayı okuyan Özlem Başargil, Türkiye’de hayvanlara yönelik şiddetin, istismarın ve nefret söylemlerinin gün geçtikçe arttığını öne sürerek bu durumun yalnızca hayvanları değil, toplumsal barışı da tehdit eden büyük bir soruna dönüştüğünü savunarak, “Ana akım medya ve sosyal medyada bilinçli şekilde körüklenen hayvan karşıtı söylemler, toplu hayvan katliamlarının önünü açarken, hayvan hakkı savunucularının linç edilmesine ve hedef gösterilmesine yol açmaktadır” diye konuştu.
‘KATLİAMA DÖNÜŞTÜ’
Ankara’nın Altındağ İlçesi’nde hayvanlarıyla birlikte kendi evinde can veren 82 yaşındaki kadından ve birkaç olaydan söz eden Başargil, şunları kaydetti: “Belediyenin gerçekleştirdiği hayvan toplamalarına direndiği için hedef gösterilen Necla Teyze, aynı gün evinde çıkan yangında yaşamını yitirmiştir. Mahalle sakinlerinin aktardığı bilgiler ve olayın zamanlaması, bu trajik ölümün basit bir kaza olamayacağı şüphelerini doğurmuştur. Necla Teyze'nin vefatı, sosyal medyada körüklenen nefretin nasıl canice eylemlere yol açabileceğini gözler önüne sermiş ve kamuoyunda büyük bir endişe yaratmıştır. Urfa’da, komşusunun beslediği köpeğin sesinden rahatsız olduğunu bahane eden bir saldırgan, aynı evde yaşayan iki kişiyi katledip bir kişiyi yaraladı. Hayvana tahammülsüzlük, insan katliamına dönüştü. Ankara Büyükşehir Belediyesi, asılsız ihbarlarla ya da ortada herhangi bir ihbar olmaksızın, hukuksuz ve usulsüz biçimde hayvanları toplayıp ölüm kamplarına hapsetmeyi sürdürüyor. ABB ekipleri 25 Şubat tarihinde, hayvan hakları savunucusu bir arkadaşımızın bebeklikten beri baktığı kısır, küpeli köpekleri tüftüf ile vurdu. Görgü tanıklarının ifadelerine göre köpeklerinden birinin karın bölgesinden üç tüftüfle vurulduğunu öğrenen arkadaşımız, toplama aracını takip ederek Karataş Barınağı’ba gitti. Saatlerce köpeklerini bulmaya çalıştı ancak vurulan köpeğinin akıbeti hakkında net bir bilgi alamadı. Yaşadığı çaresizlik ve acı nedeniyle barınak önünde intihar girişiminde bulundu.”
‘HAYVANLARLA SINIRLI DEĞİL’
“Hayvanlara yönelik nefretin yalnızca hayvanlarla sınırlı kalmadığı, insanları da tehdit eden bir toplumsal sorun haline geldiği açıktır. Şiddet ve istismar, bireysel vakalar değil, toplumsal bir hastalıktır. Bu gerçek, görmezden gelindikçe yalnızca hayvanlar değil, insanlar da bu nefretin kurbanı olmaya devam edecektir. Son dönemde hayvan haklarını savunan bireyler ve kurumlar sistematik olarak hedef gösterilmekte, nefret söylemine maruz bırakılmakta ve hukuksuz saldırılarla karşı karşıya kalmaktadır. Sokaklarda, sosyal medyada ve hatta resmi kurumlar eliyle yaratılan bu düşmanlık kampanyası, yalnızca hayvan hakları savunucularını değil, tüm toplumu tehdit etmektedir. Güvenli Sokaklar Derneği (GÜSODER) adı altında faaliyet gösteren bazı oluşumlar, hayvan düşmanlığını körüklemekte ve hayvanseverleri tehdit etmektedir. Hayvan haklarını savunan kişi ve kuruluşları hedef alan bu tür yapılar, toplumda korku ve baskı ortamı yaratmakta, şiddeti teşvik etmektedir. Yetkililer bu tür tehdit oluşturan yapılarla ilgili derhal harekete geçmeli ve gerekli yasal işlemleri başlatmalıdır.”
‘AYM YASAYI İPTAL ET’
“Hayvan haklarını savunmak suç değildir; aksine en temel ahlaki ve hukuki sorumluluklardan biridir. Sokak hayvanlarını ‘tehdit’ olarak gösterenler, toplumda korku yaratıp hayvanlara yönelik katliamları meşrulaştırmaya çalışanlar, halkı hayvan hakları savunucularına karşı kışkırtacak suç işlemektedir. Yetkilileri ve tüm toplumu sorumluluk almaya çağırıyoruz. Hayvan düşmanlığını körükleyen, yaşam hakkı savunucularını hedef haline getiren söylemler ve uygulamalar derhal son bulmalı, şiddet ve nefret söylemi yayanlar hakkında yasal işlemler başlatılmalıdır. Biz Yaşam Hakkı Savunucuları ilçe tarihinde koca bir leke gibi geçecek tüm bu katliamları durdurmaya çalışırken maalesef resmi kurumlar korkunç kararlara imza atmaya devam ediyor. Hayvanların yaşam haklarını korumak amacıyla kurulan İl Hayvanları Koruma Kurulları, bugün birçok ilde tam tersi bir işlev görerek hayvanların toplanması ve öldürülmesine yönelik kararlar almaktadır. Bu kurullar, hayvan haklarını güvence altına almak yerine, katliamlara zemin hazırlayan mekanizmalara dönüşmüştür. İl Hayvanları Koruma Kurulları, kuruluş amacına uygun şekilde işlemeli, hayvanları koruma misyonuna geri dönmelidir. Toplama ve öldürme politikaları değil, kısırlaştırma, aşı ve bakım temelli insancıl çözümler uygulanmalıdır. Anayasa Mahkemesi hayvanları ve insanları korkunç bir kaosa sürükleyen bu katliam yasasını derhal iptal etmelidir.”
---