Efendim,
Bir dilenci çırağıyla beraber hamama gider. Hamamda çırağına son nasihatlerini yapar.
“Bak yavrum! Artık sende tek başına dilenebilirsin. Bu dediklerimi iyi dinle.
Kural 1: Herkesten her şeyi isteyebilirsin.
Kural 2: Her yerde isteyebilirsin.
Kural 3: Her ne verirse al. Dilenciliğin kuralı budur” der.
Bir müddet sonra çırak, imtihanı geçme heyecanıyla ustasına elini açar, der ki:
“Usta, bana bir şey ver”.
Usta:
“Benden de mi?” der.
“Ee, herkesten dediniz hocam. Bu kural 1” der.
Usta; “Yani, burada da mı? Hamamda da mı?” der.
“Ee, her yerde demiştiniz hocam. Bu kural 2” der.
Usta; “Burada bir şey yok ki! Bir tek hamam tası var” der.
“Ee, onu verin efendim” der.
“Ya tasta mı olur?”
“Ee, siz ne verirlerse al demediniz mi hocam? Bu kural 3” diyor.
Ustalığını pekiştiriyor.
Efendim, bir Japon sözünde de der ki;
“Usta olmak için ustanızı geçmek ve bir çırak yetiştirmek gerekir.”
Ustalık o kadar kolay değildir.
SİYASETTEKİ ÜSTADLAR
Siyasette bazı insanlar gündemde kalmak için, her seçim dönemi adaydır. Hani bir söz var ya; “Cenaze evinde ceset, düğün evinde damat olmak isteyenler…”
Her dönem bu tür insanlar vardır.
Her zaman söylenir. Türkiye’de, siyaseti belirleyen illerden birisi Antalya, ilçelerden biriside Serik’tir. Yıllar önce, bir partinin Serik İlçe Başkanlığını yapmış bir zat, her dönem il başkanlığına, ilçe başkanlığına ve belediye başkanlığına aday oluyordu. Kazanamıyordu da. Neden böyle yaptığını sorduğumda; “Ben hep gündemdeyim. Her zamanda partide destekçilerim var” demişti.
Tabi bazı şahıslar en tepeye talip olur, meclis üyeliğine razı olur. Konulan adayları beğenmez. “Biz olmazsak (bulunmaz hint kumaşı gibi) yoksunuz” derler.
Siyasette kalıcı olmak önemlidir. Eskiden siyasete girenler, partiden, bulundukları yerden güç almazlardı, güç verirlerdi. Şu anda genelde bulundukları makamdan güç alma, imparatorluk kurma sevdasındadırlar. Müstesnaları tenzih ediyorum. Elbette çok ciddi siyasetçilerimizde var.
Son 15 yılda, siyaset arenasında bulunan kişilerin geçmişteki ve bugünki mal varlıklarını ortaya koyarsak, birçok şey ortaya çıkar.
Siyaset makamında oturduğu koltuğu doldurmakta çok önemlidir.
BİZ NE DERSEK O OLUR
Bazı şehir dernekleri; “Bizim 50.000 üyemiz var. 100.000 üyemiz var” gibi sözler söylerler. Sanki bu üyelerin tamamı onların tekelindeymiş gibi…
Her partiye de giderler; “Bizim şu kadar üyemiz var. Biz; iki tane, üç tane, beş tane meclis üyeliği veya belediye başkanlığı isteriz” derler.
Siyasette; yalan, iftira, küfür, hakaret değil, projeler yarışmalıdır. Siyasette “Pardon” yoktur. Ağzınızdan çıkan söz, sizi bağlar. Yarın yüzüne bakacağınız insanlara, bugün hakaret etmeyin.
Örneğini gördük.
Geçen seçim döneminde bazı insanlar hakaret, küfür ve iftiralarda bulundukları partiden aday olup, bir yerlere geldiler ve güvenilirliklerini de, sözlerini yiyerek kaybettiler.
SİYASET; EHLİYET, LİYAKAT, SADAKAT Mİ?
Bugün kendi partisini satan, yarın senide satar. Siyasette riya siyasetçiyi de bitirdi.
Halka hizmeti, Hak’ka hizmet görecek, projeleri olan, halkla bütünleşmiş, kaynaşmış, garip – gurebanın, yetimin hakkını gözeten, toplumun her kesimine hizmet edecek, dürüst, başarılı, adaylar, ülkemizin huzur, mutluluk ve insanca yaşamasını sağlayacaktır.
Kalın sağlıcakla…
GÜNDEM
20 Kasım 2018 - 09:28
SİYASETTE USTANIZ KİM?
GÜNDEM
20 Kasım 2018 - 09:28