Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Antalya Şube binasında konuşan SES Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer ‘Aile Hekimliği Yönetmeliği’ hakkında açıklamalarda bulundu. İhtiyacımız olan halk ve emekçiler yararına bir sağlık sistemidir diyerek açıklamalarda bulunan Kaan Taşer, “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde yapılması planlanan değişikleri içerdiği öne sürülen taslak metin birkaç gündür kamuoyu ile paylaşılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın daha önce pek çok kez yaptığı ‘sızdırmalar’, gerek kamuoyu gerekse sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin tutumlarının ölçmeye yöneliktir” ifadelerini kullandı.
‘DAYATMA OLMAMALI’
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin metalaştırıldığını söyleyen Taşer, “Koruyucu sağlık hizmetlerinden giderek uzaklaşılan, hekimleri işletme sahibine dönüştürerek performans baskısına maruz bırakan ve ASM’de hizmet veren ebe hemşireler başta olmak üzere sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini yok sayan bu sisteme başından beri itiraz ettik. Göç, pandemi ve depremler birinci basamak sağlık hizmetlerinin nasıl işleyemediğini göstermişken ceza yönetmelikleri, en temel hak olan çalışma hakkının zorla dayatılması ya da elinden alınması hiçbir ASM emekçisi tarafından kabul edilemez. Birinci basamak sağlık sisteminin inşası ancak meslek örgütleri, sendikalar ve emekçilerin görüş ve önerilerinin alınacağı bir ortaklıkla olur” şeklinde konuştu.
‘EN FAZLA 18 AY’
Aile hekimlerinin özlük ve mali hakları hakkında bakanlık tarafından yayımlanan ilan metni üzerinden konuşan Taşer şunları kaydetti: “İlan metnine dayanak olan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 15. Maddesinin 7. Fıkrasına bakıldığında çok açık bir şekilde daha önceden yerleştirme yapılmamış olan münhal aile hekimliği pozisyonlarına ve devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamında yerleştirme yapılacağı düzenlenmiştir. Bunun anlamı şudur; pratisyen hekimlerin bugüne kadar ilan edilen münhal aile hekimliği kadrolarına yerleşmemelerinin çeşitli sebepleri vardır. Bunların başında bu tarz münhal kadroların uygun hizmet yerlerine ve yeterli nüfusa sahip olmamasıdır. Bilindiği gibi Aile Hekimliği Sözleşmesi sözleşme serbestisi kapsamında yürümektedir. Bir aile hekimliği biriminin yeterli nüfusa hizmet verememesi ve fiziki mekân olarak yeterli donanıma sahip olmamasının çeşitli sonuçları vardır. İlgili yönetmelik uyarınca münhal aile hekimliği birimi olarak açıldığı bildirilen bir birime Sağlık Bakanlığı en fazla 18 ay destek sunmaktadır.”
‘DESTEK YETERLİ DEĞİL’
“ 18. aya kadar destek sunulmasının şartlarından birisi de 6. ayın sonuna kadar 500 nüfusa sahip olunmasıdır. Daha sonra bu destek kesilmektedir. Bu tarz yerlerin tıbbi muayene ve tedavi hizmeti sunmak için çok ciddi giderlerin yapılması gerekmektedir. 18 aylık destek bu giderleri kesinlikle karşılayacak düzeyde değildir. Ayrıca bu durumda hekimlerin elde edeceği kazançta da ciddi bir şekilde kayıp söz konusu olacaktır. Bu nedenle de hekimler bu tarz yerleri tercih etmemekte ve sözleşme imzalamamaktadır. Böylesi yerleri 119. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü (DHY) kurası ile doldurup yüzlerce hekim oldu bitti ile karşı karşıya bırakılmak isteniyor. Bu durum kişilerin iradesi dışında sözleşme yapmaya zorlanmak olarak değerlendirilmelidir. Bu durumu kabul etmemiz mümkün değildir. Sendikamız bu durum yargıya taşımıştır.”
‘KOLEKTİF İRADE’
Aile Hekimliği Yönetmeliği kapsamında yapılacağı iddia edilen değişiklikler hakkında konuşan, sağlık ve sosyal alanda örgütlenenlerin, halkın örgütlü yapılarının hatta TBMM’de bulunan vekillerin dahi görüşlerinin alınmadığını vurgulayan Kaan Taşer, ”Halkın sağlık hakkı, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük hakları ile ilgili söz hakkı söyleme hakkı vardır. Halk ve emekçiler yararına bir sistemin inşası ancak ve ancak kolektif irade ile gerçekleşebilir” şeklinde konuştu.
‘İŞBİRLİĞİ GEREK’
Son olarak Bakanlıktan acil taleplerimiz var ifadelerini kullanan, hekimlerin hakları, temel ücretlendirmeler, hekim başına düşen hasta nüfusu ve sendikal haklarıyla ilgili sorunlara dikkat çeken Taşer, “Sağlık Bakanlığı’na acil çağrımız; sağlık emekçilerine maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik değişiklikleri yapmaktan vazgeçin. Toplum ve emekçiler yararına koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği birinci basamak sağlık hizmetlerinin inşası için hizmeti üreten emekçilerin temsilcisi sağlık emek/meslek örgütleriyle ve hizmeti alan halkın örgütlü yapıları ile iş birliği içinde çalışın” dedi.
Oğuzhan BOZAĞAÇ